That sounds exciting traduction Turc
67 traduction parallèle
- That sounds exciting.
Çok heyecan verici.
That sounds exciting. Ride out with a picnic lunch every day.
Her gün ata binmek ve piknik yapmak, kulağa hoş geliyor.
That sounds exciting.
- Kulağa heyecanlı geliyor. Sorun değil.
That sounds exciting.
Kulağa heyecan verici geliyor.
That sounds exciting.
Anlaşılan heyecanlı bir şey.
That sounds exciting.
Heyecan verici görünüyor.
That sounds exciting.
- Heyecanlı olsa gerek.
That sounds exciting.
Heyecanlı olmalı.
That sounds exciting.
Heyecan verici gözüküyor.
That sounds exciting.
Çok heyecan verici görünüyor.
- That sounds exciting.
- Heyecan verici.
That sounds exciting.
Heyecan verici geliyor bu.
That sounds exciting.
Yatılı okul.
So Nepal? That sounds exciting.
Nepal nasıldı?
- Well, that sounds exciting.
- Heyecanlı bir şeye benziyor.
That sounds exciting.
Ne güzel.
- Mm-hmm. - That sounds exciting.
- Kulağa heyecan verici geliyor.
Wow, that sounds exciting.
Bayağı heyecanlı bir durum.
That sounds exciting.
Heyecanlı görünüyor.
That sounds exciting!
Ne kadar da heyecanlı!
That sounds exciting.
Heyecanlı bir şeye benziyor.
Well, that sounds exciting.
- Heyecanlı bir şeye benziyor.
Yes, that sounds exciting.
Evet, bu ses çok heyecanlı.
That sounds exciting. Yeah.
Heyecan verici görünüyor.
Oh, that sounds exciting.
Kulağa eğlenceli geliyor.
That sounds exciting.
Ne kadar heyecanlı.
Wow, that sounds exciting.
Vay, bu kulağa heyecan verici geliyor.
That sounds exciting.
Heyecanlı bir iş gibi duruyor.
That sounds exciting.
Çok havalı oldu.
That sounds very exciting, coming from the great Noel Wheaton.
Bu sözleri koskoca Noel Wheaton'dan duymak çok heyecan verici.
- That sounds really exciting.
- Gerçekten çok heyecanlı görünüyor.
Boy, that sounds real exciting.
Bu çok heyecan verici.
Well, that sounds very exciting.
- Çek heyecanlı. - Lorelai bunlar ne?
- That sounds very exciting. It is.
- Çok heyecanlı olmalı.
That sounds so exciting.
Kulağa çok heyecan verici geliyor.
That sounds very exciting.
Çok heyecanlı olacak.
That sounds so exciting.
Çok ilginç bir şeye benziyor
Man, that sounds exciting.
Sizinle takılmamın mahsuru yok, değil mi?
That sounds so exciting.
Kulağa çok iyi geliyor!
Gosh, that sounds really exciting.
Tanrım! Çok heyecanlıymış.
That sounds exciting.
Bu hoşuma gitti
As exciting as that sounds,... how about we up it to two grand.
Ne kadar heyecan verici gelse de, bunu iki bin dolara yükseltmeye ne dersiniz?
That sounds exciting.
Heyecan verici bir şeye benziyor.
That sounds exciting.
Heyecan verici! Ana karakter kim?
that sounds so very exciting'.
Kulağa heyecan verici geliyor.
Mm, as exciting as that sounds, I can't go anywhere until I figure out what this blue stuff is.
Çok eğlenceli görünse de, mavi maddenin ne olduğunu bulmadan çıkamam.
A person that wishes, deep down, that everyone more special than them was sick, because "healthy" sounds so much more exciting than "boring."
İçinde bir yerlerde, hasta olanlar dışındaki herkesin daha özel olduğunu dileyenler. Çünkü "sağlıklı", "sıkıcı" dan çok daha heyecanlı gelir.
That's sounds exciting.
Çok heyecanlı.
That sounds too exciting.
- Çok heyecanlı gibi.
- Wow. Exciting. That sounds like quite a trip.
- Heyecan dolu uzun bir yolculuk olacak desene.
Oh, that sounds... exciting.
- Heyecan verici.
that sounds great 436
that sounds good 394
that sounds fun 130
that sounds 138
that sounds nice 140
that sounds lovely 60
that sounds terrible 42
that sounds good to me 27
that sounds awesome 53
that sounds interesting 35
that sounds good 394
that sounds fun 130
that sounds 138
that sounds nice 140
that sounds lovely 60
that sounds terrible 42
that sounds good to me 27
that sounds awesome 53
that sounds interesting 35