That sounds like traduction Turc
4,284 traduction parallèle
That sounds like a really bad greeting card...
Çok kötü bir kutlama kartı yazısı gibi oldu.
That sounds like the Lord's work to me.
Tam da Tanrı'nın yapacağı türden bir şey.
Hey, you know, that sounds like Augerin Canyon.
Galiba Augerin Kanyonu'nu tarif ediyorsunuz.
That sounds like a plan.
Biliyor musun? Bir plan gibi geliyor.
The answer is a transforming power that sounds like something straight out of a fairy tale or myth, but it's no such thing.
Sorunun cevabı, kulağa bir masaldan veya destandan fırlamış gibi gelen bir şey ama aslında alakası yok.
That sounds like something Frank would say.
Bu Frank'in söyleyeceği bir şey gibi.
That sounds like a warning.
- Bu bir uyarı sanırım.
Well, that sounds like fun.
Bu bizde aile geleneğidir.
[Breathing shakily] Well, that sounds like a plan.
Planı yaptık sanki.
Well, that sounds like a pretty good definition of prayer to me.
Dua eden birini tanımlamak için çok iyiydi bence.
Yeah, that sounds like Karen.
Evet, tipik Karen.
That sounds like one of Caitlyn's stupid jokes because she thinks she's so provocative.
Caitlyn'nin aptal şakalarına benziyor. .. çünkü çok kışkırtıcı olduğunu düşünüyor.
That sounds like a terrible idea.
Bu çok kötü bir fikir olabilir.
That sounds like something you should talk to him about when he gets out.
Bu dayımla çıktığında konuşman gereken bir şey gibi.
That-that sounds like a separate issue.
Bu bambaşka bir konu bence.
That sounds like a beautiful dream.
- Ne güzel bir rüya.
- Yeah, that sounds like Cal.
- Evet, bu Cal'a çok benziyor.
Yeah, that sounds like a girl I saw down the street earlier.
Evet, bu sabah sokakta gördüğüm kıza benziyor.
That sounds like the start of a really bad joke.
Gerçekten kötü bir şakanın başlangıcı gibi.
That sounds like something loki would say.
Bu Loki'nin söyleyebileceği bir şeye benziyor.
That sounds like a cry for a friendly, neighborhood...
Bu dost canlısı bir komşunun feryadına benziyor...
That sounds like loser talk... from someone who can't keep up with a girl.
Elinde hiçbir kızı tutamayan bir ezikle konuşmak gibi geliyor.
- Gosh, that sounds like a threat.
- Tanrım, bu bana biraz tehdit gibi geldi.
I mean that sounds like an "A" move.
Yani tam da "A" lık bir hareketmiş gibi geldi bana.
That sounds like...
Bu şeye benziyor...
That sounds like a lot of money just to have someone babysit us.
Kulağa bize bakacak bir bebek bakıcısına çok fazla para vermek gibi geliyor.
That sounds like you don't plan to repair the satellite dish.
Anlaşılan uydu çanağını tamir etmek gibi bir planınız yok.
- That sounds like a good idea.
- Harika bir fikir.
That sounds like a good idea.
- İyi fikir.
Okay, that sounds like our co-conspirator.
Pekala, anlaşılan suç ortağımız bu. İleri Harekat Üssü'yle irtibat için güvenli hatta geçin.
Now, that sounds like a country song.
Şimdi bu kulağa halk ezgisi gibi geldi.
Well, that sounds like fun. Yeah, except for she doesn't trust any of them.
Evet, ama hiçbirine güvenmiyor.
That sounds like a cry for help from a lonely childhood.
Bu yalnız bir çocukluk yardım için bir çığlık gibi geliyor.
That sounds like a good-ass time.
Bu iyi bir tembellik vakti gibi görünüyor. Beni de sayın.
Yeah, that sounds like a no.
- Evet, bu olmaz anlamına geliyor sanki.
That sounds like a lot of people.
Birçok insanın tarifi böyle olabilir.
You know, that sounds like a good idea.
Oo, bu iyi bir fikir gibi geliyor.
That sounds like our backyard on a Saturday night.
Bu kulağa bizim cumartesi günleri arka bahçemizmiş gibi geliyor.
Here's that bloke in the cloak with the who sounds like he's deaf again, that is not anonymous, is it?
İşte pelerin giyerek sağır gibi konuşan herif yine geliyor. - Adı meçhul biri gibi değil, değil mi?
... Caleb and me, we figure that sounds, more like a challenge than anything else.
Caleb ve ben sesi çıkarmaya çalışıyorduk. Acayip zordu.
Sounds like he wasn't that uncomfortable with it, then. It was a blatant violation of standard operating procedure, which is why I filed the report.
Standart harekat prosedürünün bariz ihlaliydi, bu yüzden rapor tuttum.
I'm no expert, but that sounds a lot like a Ukrainian accent. Doesn't it?
Uzmanı falan değilim ama herifte Ukrayna aksanı var gibi, değil mi?
That... sounds like a threat... or at least an abuse of power.
Kulağa tehdit gibi geliyor veya en azından bir güç suiistimali gibi.
That actually sounds like a lot of fun.
Kulağa çok eğlenceli geliyor.
That sounds a lot like getting him fired.
Onu kovdurmakla aynı şey gibi geldi bana.
Sounds like whoever did this couldn't face it, like they knew the kids, if you can wrap your head around that.
Bunu kim yaptıysa yaptığı şeyle yüzleşememiş. Çocukları tanıyor olabilir. İnsanın aklı almıyor.
Sounds like that would put me to sleep.
Uykumu getirecek bir kitaba benziyor.
There's this background noise that sounds almost like a heartbeat, but all he seems to be thinking is...
Arka planda bir ses var, kalp atış sesi gibi ama görünüşe bakılırsa tek düşündüğü...
Sounds like that would take a while.
Kulağa biraz zaman alan bir iş gibi geliyor.
Well, it sort of sounds like Harry's just trying to find something that makes him happy after all the crap he's been through, you know?
Harry sadece yaşadığı onca, boktan şeyden sonra kendini mutlu edecek bir şeyler arıyor gibi görünüyor.
that sounds cool... but, like, the baby part because they ruin "verginas."
fakat bebek kısmı, vajinaları mahvettiği için
that sounds like a plan 29
that sounds like fun 104
that sounds like a threat 19
that sounds like a good idea 37
that sounds like a great idea 20
that sounds great 436
that sounds good 394
that sounds fun 130
that sounds nice 140
that sounds 138
that sounds like fun 104
that sounds like a threat 19
that sounds like a good idea 37
that sounds like a great idea 20
that sounds great 436
that sounds good 394
that sounds fun 130
that sounds nice 140
that sounds 138