The big one traduction Turc
3,447 traduction parallèle
The big one's still due.
Büyük olanı hala yolda.
Tell you what, you keep the big one.
Büyük olan sende kalsın.
You and your partner really screwed the big one on this.
Sen ve ortağın bu işi elinize yüzünüze bulaştırdınız.
Yes, the big one on the left.
Evet, soldaki büyük olan.
Second, and this is the big one.
- İkincisi, bombayı patlatıyorum.
Maybe the big one in the kitchen.
Ama mutfaktaki büyük bıçakla olabilir.
I'll take the big one.
Büyük olanı alayım
I was gonna take the big one.
Büyük olanı alacaktım
Come on, just let me have the big one.
Hadi bana büyüğü ver
- Not for the big one, no.
- Büyük olanı değil. Hayır. - Hayır mı?
Then there's the big one.
Büyük olan orada.
One of the big ones.
Büyük olanlardan bir tane.
No, the little one crawled up the big one's ass.
Yok canım, küçük olan büyüğün kıçından içeri süzülmüştür.
I'll have the Big One.
Ben Büyük alacağım.
First thing I'm gonna do in the AM is I'm going to take down those photos by the stairs, and I'm gonna put up one great, big, life size picture of you.
Sabahleyin yapacağım ilk iş merdivendeki tüm fotoğrafları indirip senin devasa büyüklükteki tek fotoğrafını oraya asmak olacak.
And one of the big reasons why she wants to get to know you.
Sebeplerden birisi de onun seni tanımak istemesi.
All of us together in the same room, one big happy family.
Kocaman mutlu bir aile olarak hepimiz aynı odada birlikteyiz.
Tell me about yourself. You're the one who lives in the Big Apple.
Büyük Elmada yaşayan sensin
And they told me it was no big deal, that two was the same as one.
Büyük bir olay olmadığını söylediler bana. İkincisi de birincisi gibiydi.
Maybe they collide with a supernova or are just made up of something extra amazing, but one day they just get too big for the nebulas they're in and with the sheer gravitational force of their awesomeness, they become a star.
Bazen bir süpernova ile çarpışırlar ya da süper şaheser bir şeyden oluşmuşlardır ama bir gün kusursuz muhteşem çekimleri sayesinde içinde bulundukları nebulaya sığmayacak kadar büyürler ve bir yıldız olurlar.
Does this mean I get to carry one of the big guns?
Bu, elimde büyük silahlardan biri olacak anlamına mı geliyor?
And... and they were like one of my big influences, and... and, uh, when I was developing the voice, there was...
Ve... onlar benim en çok etkilendiklerimdendi, ve... ve, ee, ses muhabbeti üzerinde çalışırken, hip-hop'ta..
Smith and me no early calls no big premieres no lush romantic theme we'll spend the nights making our own little league baseball team... we're no one you've ever seen movie stars don't live anywhere here
erken çağrılmalar yok büyük prömiyerler yok bol romantik konular yok geceleri.. kendi kurduğumuz... küçük beyzbol takımımız olacak... biz, gördüğün hiç kimseyiz film burada hiçbiryerde başlamaz yerel kanallar dışında evet, gözden ırak olmaktan mutluyum bu manzaramızın garantisi olabilir hiç kimse Bay ve...
for just one second, you see the big stained glass windows out of the corner, in the corner of the frame right before he takes a turn around the elevator.
Ve yine, yalnızca bir anlığına köşede büyük vitraylı pencereleri görüyorsunuz. Tam çerçevenin köşesinde. Danny asansörün etrafını dönmeden hemen önce.
Like this : "Finally someone has the big, blonde cojones " to deal with one of those movie-theater jerks.
Aynen şöyle : "Sonunda yürekli bir sarışın, şu sinema şerefsizlerinden birinin defterini dürdü."
Remember that time when you were supposed to make cookies for the big sale only you thought it would be faster to make one giant cookie and...
Büyük bir satış için kurabiye yapmak zorunda olduğun zamanı hatırladım sadece dev bir kurabiye yapmanın daha hızlı olacağını düşünüyordun...
But for the record, unless that was your one true love I spotted on the way out of here, you are a big, fat hypocrite.
Kayıtlara geçsin, eğer o gördüğüm kadın senin gerçek aşkın değilse kocaman bir yalancısın.
You know, the doctrine of small harms says that a thousand paper cuts is far more damaging than one big wound.
Küçük yaralanmalar öğretisi der ki, binlerce kağıt kesiğine maruz kalmak büyük bir kesiğe maruz kalmaktan çok daha fazla zarar verir.
I think the ship has sailed on that one, big guy.
Sanırım bunun için çok geç, yaşlı dostum.
The bag has got one big storage area and then there are 60 separate pockets within the area.
Çantanın içinde büyük bir depolama alanı, bu alanda da ayrı ayrı 60 tane cep var. - Hmm.
Wow, big surprise- - another one of your light-weight ladies pops like a balloon and flies around the room. Pfft!
Vay, büyük sürpriz, başka bir zayıf kadının balon gibi patladı ve odanın içinde uçuyor.
It's a big one, and tomorrow night's the qualifiers.
Büyük bir tane, ve yarın akşam seçmeler var.
Look, this needle isn't nearly as big as the one in your arm, and that didn't hurt, did it?
Bak, bu iğne kolundaki kadar bile büyük değil ve o canını acıtmadı, değil mi?
Oh, yes, Lolita and I need a big strong man around the house, especially one as loyal as this, right, bud?
Evet. Lolita'yla benim etrafımda güçlü bir erkek olması lâzım zaten. Hem de böyle yakışıklı bir şey olmalı, değil mi oğlum?
Now I'll be reading the revision results forthe week I'll call you all one by one Come and take it lt's a big deal that I even come to school
Simdi bu haftanin test sonuçlarini açiklayacagim. Sizleri teker teker buraya çagiracagim. Gelin ve alin.
Because, I have big day tomorrow and I don't want to crash and burn in front of the partners, of which, I am one.
Çünkü yarın büyük bir gün ve ortakların önünde ortalığı yakıp kavuracağım. Yani, ortaklarımın.
The big whoop isn't that you have one, the big whoop is that you're still wearing it!
Vahim olan sende bir tane olması ve hala takıyor olman!
We got an economy in the toilet, a big election coming up, but this country's number one priority should be making football safer.
Tuvalette bir ekonomimiz var. Büyük bir seçim yolda ama futbolu daha güvenli bir hale getirmek ülkenin en önemli önceliği olmalı!
One of my girls won't be able to make it, on account of the fact that I didn't invite her, on account of the fact that she's a big ol'bitch.
Kızlardan biri gelemeyecek. Onu davet etmediğim için. Süprüntünün teki olduğu için.
The strangest thing about grieving is realizing the loved one's death really isn't that big of a deal.
Yas, garip bir şey. Sevilen bir kişinin ardından yas tutmak o kadar da önemli değildir.
Oh, please, Ive seen your "gun," Essex... Hate to be the one to break it to you, but... not that big.
Essex... öyle değil mi?
Beethoven is not the cheap celebrator - of the brotherhood of humanity and so on, - we are one big happy family enjoying freedom, - dignity, and so on.
Müsaadenizle hanımlar. Beethoven insanlığın kardeşliğinin şakşakçısı falan değildi. Biz özgürlüğün, saygınlığın keyfini süren, kocaman mutlu bir aileyiz vesaire vesaire.
On the one hand, of course, - the'Big Other'is the secret order of things like - divine reason, fate or whatever, - which is controlling our destiny.
Bir taraftan Büyük Öteki elbette yüce akıl, kader vesaire gibi bahtımızı kontrol eden şeylerin gizli düzenidir.
One of the big problems of all great - revolutionary movements of the 20th century - such as Russia, Cuba or China, - is that they did change the social body - but the egalitarian communist society was never realised.
Rusya, Küba ya da Çin gibi 20. yüzyılın bütün büyük devrimci hareketlerinin en büyük sorunlarından biri,... toplumsal bedeni değiştirmeleri ama özgürlükçü komünist toplumu hiçbir zaman gerçekleştirilememiş olmalarıdır.
Then I can win the election, and I'll have a big party, and I'll put you both on the guest list, plus one.
O zaman seçimi kazanabilirim ve büyük bir parti veririm ve ikinizi de davetli listesine eklerim bir kişi daha getirirsiniz.
- Which one are you, sweetheart? - The one with the big gun.
Büyük silahlı olan.
- The one with the big gun.
- Büyük silahlı olan.
That really is one of the big mysteries of the pyramids themselves, is that they seem to be everywhere and they seem to have similar design, they have similar geometry, they even have the same measurement systems often.
Piramitler hakkındaki gerçekten büyük gizemlerden biri de her yerde olmaları, aynı tasarımlar aynı geometri ve hatta aynı ölçü sistemlerinin kullanılması.
'He's been ruling the Mumbai Underworld for 20 years...''... but no one's found a single clue against him...''... and he's a big mystery.'
20 yıldır Mumbai yeraltı dünyasının lideri. Bugüne kadar onun büyük sırrını çözebilen olmadı.
- All her toes are normal sized, except for the one next to the pinky toe. It's... this big.
- Serçe parmağının yanındaki dışında tüm parmakları normal boyutlarda.
Imagine all of us living under the same roof like one big, happy family.
Hepimizin mutlu bir aile gibi aynı çatı altında yaşadığını düşünün.
the big bang theory 136
the big 102
the big guy 22
the bigger 17
the biggest 53
the big question 16
the big question is 26
big one 69
big ones 111
ones 44
the big 102
the big guy 22
the bigger 17
the biggest 53
the big question 16
the big question is 26
big one 69
big ones 111
ones 44
one day at a time 90
one moment please 57
one more time 797
one day 2293
one thing at a time 106
one month later 23
one more 931
one more shot 23
one year ago 42
one more day 57
one moment please 57
one more time 797
one day 2293
one thing at a time 106
one month later 23
one more 931
one more shot 23
one year ago 42
one more day 57
one more hour 17
one hundred 76
one more chance 34
one more minute 37
one step at a time 173
one moment 967
one more thing 865
one more round 22
one more drink 18
one and two 35
one hundred 76
one more chance 34
one more minute 37
one step at a time 173
one moment 967
one more thing 865
one more round 22
one more drink 18
one and two 35
one second 1230
one sec 340
one night 558
one at a time 318
one time 516
one week 142
one game 29
one point 33
one's missing 20
one by friend 20
one sec 340
one night 558
one at a time 318
one time 516
one week 142
one game 29
one point 33
one's missing 20
one by friend 20