The files traduction Turc
4,850 traduction parallèle
I'm saying he wants all the files, let's give him all the files.
Demek istediğim, onun istediği sadece dosyalar. O zaman biz de verelim ona.
We're handing over all of the files in the Gillis Industries takeover, but I want the court to catalog every piece of paper in there so Sean doesn't "find one" that was never there in the first place.
Gillis Endüstri'nin devralınmasıyla ilgili tüm dosyaları vereceğiz ama mahkemenin tüm belgeleri kayıt altına almasını istiyorum ki Sean, ilk etapta orada olmayan "bir şeyi" bulamasın.
Just give me the files.
Dosyaları ver sadece.
When I looked at the files at your place,
Sende dosyalara bakarken,
Well, I ran through the files, - and they don't want to go to trial.
- Dosyaları gözden geçirdim, mahkemeye gitmek istemiyorlar.
I saw the files you gave him on his computer.
Ona verdiğiniz dosyayı bilgisayarında gördüm.
He saw the files at the county clerk's.
Kasabanın emlak memurundaki belgeleri görmüş.
Oh, um, they haven't sent me all the files yet.
Daha bütün dosyaları yollamadılar.
I hacked into the surveillance server, but the files had been deleted.
Güvenlik veri tabanına girdim ama tüm dosyalar silinmiş.
McGee, open up the files again.
- McGee, dosyaları tekrar aç.
The files are gone.
Dosyalar gitti.
Jo, check out the files in all 25-to 30-year-old women that have gone missing in the last five days.
Jo, kayıp listeni kontrol et son beş gün içinde... 25-30 yaş civarinda bir kadın kaybolmuşmu.
So by getting himself assigned, he put himself in the perfect position to steal the files from Ms. White and later find and murder Openshaw.
Yani kendini atatarak Bayan White'tan dosya çalmak ve Openshaw'ı bulup öldürmek için harika bir mevkiye geldi. Sence ailelerden biriyle bağlantısı olabilir mi?
I wanna know why, I wanna know who you're working for and I wanna know where the files are now.
Nedenini, kime çalıştığını ve dosyaların şu anda nerede olduğunu bilmek istiyorum.
You used me, you just wanted the files.
- Beni kullandın, sadece dosyaları istedin.
No, I don't - I want the files.
- Hayır, bilmi- - - Dosyaları istiyorum.
What I want, Mr Parande, is for you to tell me that it can be done, that you can help her get in and make me another copy of the files.
İstediğim şey, Bay Parande, kızınıza yardım etmek için ve dosyaların kopyasını bana getirmeyi yapabileceğinizi söylemek.
You can get the files?
Dosyaları alabilir misin?
Are you certain your friend has the files?
Dosyaların arkadaşında olduğundan emin misin?
They want the files, Ned.
Dosyaları istiyorlar, Ned.
But you don't have the files.
Ama dosyalar sende değil.
The files that you sent the journal, there's no story there.
- Bize gönderdiğiniz dosyadan bir hikaye çıkmaz.
That was the files.
Dosyalar yüzünden öldü.
Then don't use it, but you're the one who said that if we give them those files, it's only a matter of time.
O zaman kullanma ama eğer dosyaları verirsek an meselesi diyen sendin.
The police want your files.
Polis dosyalarını istiyor.
You know, we were all thinking that Keri was here investigating the death of Emily Bartson, but most of these files are related to the Gig Harbor Killer.
Biliyorsun, biz Keri'nin Emily Bartson'ın ölümü ile ilgili... burda olduğunu düşündük. ama Gig Limanı katili ile ilgili dosyalar birbiriyle bağlantılı.
Those files I obtained from the Russian Ministry.
Buradaki dosyaları Rus Bakanlığından aldım.
I still have my files on the case.
Davanın dosyaları hala bende.
I saw a photo in the police files.
Polis dosyalarında bir fotoğraf gördüm,
I'm going to get hold of the old police files.
Eski polis dosyalarını alacağım.
Two of the paralegals helped you carry the case files out to your car.
İki avukat yardımcısı dosyaları arabandan taşımana yardım etti.
The computers are talking to each other, and we are getting the files from the casino.
Kumarhaneden dosyaları alıyoruz.
We have all the casino's files.
Kumarhanenin tüm dosyalarına sahibiz.
The only they'll definitely find if they get a look at those files, is that you embezzled money.
O dosyalara baktıklarında bulacakları tek şey senin parayı zimmetine geçirdiğin olur.
You see, just yesterday, we agreed to hand over our files because we had nothing to hide, and now, you want me to go after the S.E.C., - which means we do. - Jeff...
Daha dün, saklayacak hiçbir şeyimiz olmadığı için dosyalarımızı vermeyi kabul ettik ve şimdi benden S.P.K.'nın peşine düşmemi istiyorsunuz ki bu da saklayacak bir şeyler olduğunu gösterir.
Somewhere in those files there's a payment from somewhere to someone, and I'm gonna find it, because you can't hide money from the S.E.C.
O dosyalardan birinde, bir yerden birine giden bir ödeme var ve ne olduğunu bulacağım. Çünkü S.P.K'dan para saklayamazsınız.
Well, I.A.B. caught me returning some classified files, and I am now the prime suspect in the mole investigation, and Miller said I would be suspended in the morning.
IAB beni bazı gizli dosyaları bırakırken yakaladı ve şu anda en önemli Köstebek operasyonundaki en önemli şüpheliniz benim. Miller sabah görevden uzaklaştırıldığımı söyledi.
So, I found clear deviations on the pitch and tone in both of Hutch's voice files.
Hutch'ın iki ses dosyasında da net tonsal ve tizsel sapmalar buldum.
We're running standard protocol searches through the Chauvenet files.
Chauvenet dosyalarında standart protokolü uyguluyoruz.
Alfred, are there any more files on the Arkham plant?
Alfred, Arkham tesisiyle ilgili daha fazla dosya var mı?
Implementing a rhizomatic cross-index, with your case files classified by subject, but arranged more like the way a peat moss organism grows.
Konuya göre ayrılmış dava dosyalarını rizomatik bir çapraz dizim uygulayarak turba yosunun organizmasının gelişimi gibi düzenliyorum.
I thought you said that sheriff Cuse was the only one who had access to those files.
O dosyalara bir tek Şerif Cuse'un erişebildiğini söylediğini sanıyordum.
I hacked CSU's files on the warehouse murders.
Depo cinayetlerindeki olay yeri inceleme ekibinin dosyalarına sızdım.
I was going over their service files, and it turns out that all of them listed the same emergency contact on their systems application.
Hizmet dosyalarını inceliyordum ve hepsinin sistem başvurularında aynı acil durumlarda aranılacak kişiyi kaydettiği ortaya çıkıyor.
Bring me the saved files.
Kayıtları getir.
Did you get the e-mail files I sent you?
Sana e-posta ile gönderdiğim dosyaları aldın mı?
Valerie's patient files for hours and haven't found a thing. We're going on the word of a convicted murderer.
Mahkum olmuş bir katilin sözüyle hareket ediyoruz.
Show me... show me the actual folder structure where these files are first.
O zaman beraber yapalım. Tamam. Öncelikle bana dosyaların olduğu asıl klasörü göster.
I think that the squad could really increase its efficiency if Gina spent the night re-logging all our files with keywords.
Eğer Gina tüm gece burada kalıp anahtar kelimelerle tüm dosyalarımızı tekrardan girerse, ekibin veriminin ciddi bir şekilde artacağını düşünüyorum.
Digital files are easy, but I was worried about the backup.
- İyi iş çıkarttın dijital dosyalar kolay ama yedeklerinden endişeliydim.
I killed someone with the b613 files.
B613 dosyalarıyla birini öldürdüm.
files 178
the floor is yours 27
the flash 89
the first one 115
the forest 35
the first time i saw you 26
the first of many 20
the family 112
the family business 35
the floor 53
the floor is yours 27
the flash 89
the first one 115
the forest 35
the first time i saw you 26
the first of many 20
the family 112
the family business 35
the floor 53
the final frontier 122
the first time we met 43
the future 293
the french 76
the first 240
the front 31
the fool 54
the food 120
the father 151
the first day 25
the first time we met 43
the future 293
the french 76
the first 240
the front 31
the fool 54
the food 120
the father 151
the first day 25
the front door was open 16
the fuck is this 18
the feds 64
the facts 28
the fire 114
the four 34
the funeral 36
the fear 48
the fuck 145
the fight 31
the fuck is this 18
the feds 64
the facts 28
the fire 114
the four 34
the funeral 36
the fear 48
the fuck 145
the fight 31