English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ T ] / The kid

The kid traduction Turc

25,846 traduction parallèle
I remember the Halloween when the kid came to the door and said, "Trick or treat," and Dad said, "Smith or Wesson."
Cadılar Bayramı'nda çocuklar kapıya gelip... "Şaka mı şeker mi" diye sorduklarında babam da "Smith mi Wesson mı" diye sormuştu. ( Silah markaları )
I got my lady. I got the kid and everything.
Sevdiğim kadın, onun çocuğu vesaire.
The kid playing right field walked off mid-inning to use the bathroom.
Sağ kanattaki çocuk atışların ortasında tuvalete gitmek için maçtan çıkmıştı.
I turned to you and I said, "That's the kid."
Sana döndüm ve dedim ki "İşte çocuk budur."
- "That's the kid"?
- "İşte çocuk budur" mu?
"That's the kid" is how you say you want to have a kid?
Böyle mi çocuk istediğini söylüyorsun?
No, that is not you saying you want to have a kid. "That's the kid" is acknowledging the kid about whom you said, - "That's the kid."
Hayır, "İşte çocuk budur" çocuk istediğini değil, hakkında "İşte çocuk budur" dediğin çocuğu fark ettiğini gösteriyor.
You know, to organize the kid's lessons, you know, to get the kids.
Çocukların derslerini organize etmek için, bilirsin. Onları ikna etmek için.
Take the kid on a ride.
Alabilirsin.
Turns out, the kid likes cash.
Anlaşılan bu çocuk parayı seviyor.
The kid's never even hit a baseball, let alone a man.
O, bırakın bir adama vurmayı, beyzbol topuna bile vurmamıştır.
You said you were hired by the father of the kid who was questioned by the cops?
Polislerin de sorguladığı adam yani çocuğun babası tutmuştu sizi değil mi?
Sounds like the kid went through a lot of physical and emotional pain.
Bir sürü fiziksel ve duygusal acı yaşamış gibi.
The kid, Richard Locke, was accused of murdering his girlfriend's ex.
Richard Locke, kız arkadaşının eski sevgilisini öldürmekle suçlanıyordu.
- No, the kid goes to hell.
Hayır, çocuk cehenneme gider.
I mean, if the kid's in danger...
Eğer çocuğu tehlikedeyse- -
'Cause, yeah, I don't want the kid to starve.
Çünkü, biliyorsun, çocuğun aç kalmasını istemem.
Told the wife if she doesn't return the heroin that he stole, they're gonna kill the kid.
karısı eğer adamın çaldığı eroini getirmezse çocuğu öldüreceklerini söylemişler.
Go down there and talk to'em. Tell'em I want the kid back.
Gidip onlarla konuşup, çocuğu istiyoruz diyeceğim.
Yeah, I'm here for the kid.
Çocuk için buradayım.
You took the kid because you thought that his dad stole your heroin, which he did.
Çocuğu kaçırdın çünkü babasının eroinini çaldığını düşündün ki çaldı.
Why don't you put your weapon down and then I'll show you the kid.
Neden silahını indirmiyorsun? Ben de sana çocuğu gösteririm.
Come out and I let the kid live!
Ortaya çık ve çocuk hayatta kalsın.
Let the kid go!
Çocuğu bırak!
He's always blaming the kid. So now he's sending someone?
Yani birisini mi yolluyor?
Oh, the kid in 11C, his uncle got him an Xbox.
11-C'de oturan çocuk... Amcası ona X-Box almış.
I'm looking after the kid, I've done this, I'm doing everything, everything that you've asked me to do.
Çocuk bakıyorum, burayı açtım benden yapmamı istediğin her şeyi ama her şeyi yaptım.
It's not my fault the kid has no reflexes.
çocuğun reflekslerinin olmaması ben hatam değil.
Let's hide the kid Jiang for a while.
Bir süre çocuğu Jiang'ı saklayalım.
Are you the kid who doesn't talk?
Sen şu konuşmayan çocuk musun?
Come on, he's the kid's grandfather.
Hadi ama, o çocuğun büyük babası.
Come on, Vin, don't mess with the kid.
Hadi ama Vin çocukla dalga geçme.
The kid gave me these clothes.
Çocuk bana bu giysileri verdi.
Yeah, the kid wouldn't stop talking.
Evet, çocuk susmak bilmiyor.
The kid was right about the vault anyway.
Çocuk haklıydı. En azından kasa hakkında.
It was in the kid's room, hidden away.
Çocuğun odasında saklıydı.
Well, the condo's too small for her, me, and the kid.
Sharon, ben ve çocuk olunca daire küçük geliyor.
This is where he takes a glove off and gives it to some kid before the match?
Bu eldivenini çıkarıp maçtan önce bir çocuğa verdiği yer.
I can't believe you of all people, who's got Emily, would be willing to bring another kid into the world.
Onca insan arasından senin bu dünyaya bir çocuk daha getirmek istemene inanamıyorum.
What the hell is a fresh kid?
Taze çocuk da ne demek?
Knife to the heart, kid. Knife to the heart.
Kalbimden bıçakladın evlat.
Still, she's the only grandparent this kid will ever have.
Yinede, Bu cocugun sahip olacagi Tek Buyukanne.
Happy, I read up on the micro jack device that you designed to save that kid in the sinkhole- - that was brilliant.
Happy, o çocuğu subatandan kurtarmak için tasarladığın mikro kriko aletini okudum... çok zekiceydi.
W-What, am I supposed to jump at the chance to leave my wife and kid for a... a year or more?
Bir yıl boyunca karımdan ve çocuğumdan uzak durma fırsatına balıklama atlasa mıydım?
My father thought he was the smarter one because he wore glasses as a kid.
Babam küçükken gözlük takıyor diye aramızda akıllı olanın o olduğunu sanıyordu.
My kid did not join the team to ride the bench!
Oğlum takıma yedek kulübesinde oturmak için katılmadı!
This speech therapist better not use the word "problem" or "deficit" or "disability" around my kid.
Konuşma terapisti oğlumun yanında "sorun" "eksiklik" ve "sakatlık" gibi kelimeler kullanmasa iyi olur.
Okay. When you watched "Wizard of Oz" as a kid, what was the scariest thing?
Tamam, küçükken "Oz Büyücüsü" filmini izlediğinde en çok neyden korkmuştun?
What's the matter, kid?
Ne fark eder ki evlat?
Eh, never said they were perfect, but I appreciate the concern, kid.
Mükemmeller demedim zaten çocuk ama endişelendiğin için sağol.
Without proof, I can't very well question every kid in the school.
Kanıt olmadan pekala okuldaki her çocuğu sorgulayamam.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]