The night he died traduction Turc
392 traduction parallèle
He even came to my house and saw Giuliano the night he died.
Giuliano'nun öldüğü gece de evime gelip onunla görüşmüştü.
Whiskey and milk. Madam gave it to him the night he died.
Viski ve süt ; öldüğü gece madam ona bunu verdi.
Greg, did you know that she was treated the night he died?
Greg, Lin Wu öldüğü gece Livvy'nin tedavi gördüğünü biliyor musun?
Did my father say anything to you the night he died?
Babam sana öldüğü gece bir şey anlattı mı?
As a matter of fact, he was due in for some work the very afternoon of the night he died.
Aslında, bir işe başlayacaktı, öldüğü gecenin tam öğleden sonrasında.
The night he died wasn't the first time I'd seen him.
O çocuğu ilk görüşüm değildi.
What do you think the odds are that everybody found out... who everybody else was poking that night, huh, the night he died?
Herkesin bu gece, adamın öldüğü gece başkalarının kurcaladığı şeyleri öğrenmesinin ihtimali nedir sence?
He left a message for me the night he died.
Öldüğü gece, bana bir mesaj bırakmış.
Where were you the night he died?
Öldüğü gece, nerede olduğunuzu bize söyler misiniz?
The professor received one message on the night he died.
Profesör öldüğü gece bir mesaj almış.
Jared called the boardinghouse late the night he died.
Jared öldüğü gece geç saatte pansiyonu aradı.
Something aboutJared calling her the night he died, looking for Gracie.
Öldüğü gece Jared'in Gracie bulmak için onu araması hakkında.
He wore a suit like this on the night he died.
Öldüğü gece böyle bir takım giymişti.
It seems Monsieur Pyle came to see you the night he died.
Görünüşe göre, öldüğü gece Bay Pyle sizi ziyarete gelmiş.
She wasn't even there the night he died.
çocuk öldüğünde kadın orada bile değildi.
It's a lot like the stuff he talked about the night he died.
O öldüğü gece bahsettiği gibi bir şey.
What time did you leave the ward after examining Higgins the night before he died?
Higgins'in ölmeden önceki gece onu muayene ettikten sonra koğuşu kaçta terkettiniz?
Unfortunately, he died during the night, sire.
Malesef, gece öldü efendimiz.
Well, John, the night before your father died... he told me what he did with that money.
Bak John. Baban, öldüğü gece bana parayı ne yaptığını söyledi.
I figured it was you the night your father died! He couldn't climb anything.
Babanın öldüğü gece sen olduğunu anladım.
I trust he died peacefully, slipped away in the night.
Herhalde gece, uykusunda huzur içinde ölmüştür.
Died because he wanted a woman enough to bring me here alone at night... in spite of the hound of the Baskervilles.
Baskervilleler'in Köpeği'ne rağmen beni gece yarısı buraya yalnız getirecek kadar istediği için öldü.
He died last night, but it was 35 years ago that fate squeezed the trigger.
Fakat 35 yıl önce kader tetiği çekmişti.
My Martha died the night he was born.
O doğduğu gece eşim ölmüştü.
Everything that Blondie's done seems to work, except that he didn't turn up on the night that Fennan died.
Blondie'nin işleri hep tıkırında gitmiş. Sadece Fennan'ın öldüğü gece tiyatroya gelmemiş.
On the third night, the night that he died, there is no dog-ear.
Üçüncü gece, ki o gece öldü, kıvrık bulunmuyor.
He died in the night, alone.
# O gece öldü, tek başına.
Alex and I made love the night before he died. It was fantastic.
AIex'Ie öImeden önceki gece seviştik.
He died last night, killed in the line of duty.
Dün gece görev başında öldü.
So Len Fisher had to be in your Boys'Club on the day he died, the day, the night, you murdered him by electrocution on the Brownstone Street.
Bu durumda Len Fisher'in öldüğü gün, brownstone sokağında onu elektrik çarpmasıyla öldürdüğün gün, gece, senin Erkekler Kulübünde olması gerekiyor.
When he died in the night that second time, I buried him in the pet cemetery, where, as you saw, his bones still lie.
O gece ikinci kez öldüğü zaman onu hayvan mezarlığına gömdüm, gördüğün gibi kemikleri hala orada.
I got an inmate at the prison who swears he saw Barnett alive the night they say he died.
Cezaevinde, Barnett'in öldüğü söylenen gece, onu canlı gördüğüne dair yemin eden bir mahkumla konuştum.
a photo of an american rock band he was in the photo but he had never been to america later he was told that the singer had died the night
Ertesi gün bir arkadaşı ona Amerikalı bir rock grubunun fotoğrafını verir. Kendi fotoğraftadır ama asla Amerika'ya gitmemiştir. Daha sonra kötü bir şeyler olduğu duygusuyla uyandığı
I hear you and Lynskey had a little run-in the night before he died.
Lynskey'le öldüğü gece kavga ettiğinizi duydum.
It could prove that he was with the victim the night she died.
Kurbanın öldüğü gece onunla birlikte olduğunu kanıtlayabilirdi.
He was here the night Jack died. In the back.
Jack'in öldüğü gece onun orda arkada olduğunu biliyormuydun
He had called to tell me that some time the previous night... he had discovered our mother had died, and he'd discovered the body when he went over to visit her and our father with Margie Fogg.
O beni geçen gece bana annemizi ölü olarak bulduğunu anlatmak için aramıştı. Ve onun cesedini Margie Fogg ile onu ve babamızı ziyarete gittiğinde bulmuştu.
He died during the night.
Gece ölmüş.
Where she and Nate went the night before he died.
Nate'in öldürülmesinden önceki gece nereye gittiklerini.
The night before he died.
Ölmeden bir gün önce.
The examination reveals he died of natural causes and his daughter informed us that he called last night and said he was giving a lift to two young men he met at the hotel.
Adamın eceliyle öldüğü anlaşıldı ayrıca kızı da dün gece babasının kendisini aradığını ve otelde tanıştığı iki delikanlıyla birlikte yolculuk edeceklerini söylediğini anlattı.
Why do you think that Dr. Orinsky called you the night that he died?
Öldüğü gece Dr. Orinsky'nin sizi neden aradığını düşünüyorsunuz?
You were on board the night that he died.
Onun öldügü gece teknedeydin.
He's re-creating the conditions the night she died.
Kadının öldüğü geceki koşulları yeniden yaratıyor.
Well, one night, not long after he died, Leo came to me in a dream, and he was bathed in the most brilliant white light that you could ever imagine.
Ölümünden kısa süre sonra Leo rüyama girdi. Hayal edebileceğin en muhteşem beyaz ışıkla parlıyordu.
We also know that you were at Dr Sapien's house with Dylan the night that he died
Ayrıca öldüğü gece Dylan ile beraber Dr Sapien'in. evinde olduğunuzu da biliyoruz.
The night before General Hammond died, he called me.
Öldüğü gece, General Hammond beni aradı.
Oh, he must have died sometime in the night.
Ah, gece bir ara, ölmüş olmalı.
That was his wife on the phone. He died last night.
Benim sihirbazım!
Supposedly, he killed himself... the same night that Katie died.
Anlaşılan intihar etmiş. Katie'nin öldüğü gece.
The night before he died, Lawrence and I had a fight
Lawrence'ın ölümünden önceki gece Danielle hakkında kavga etmiştik.
the night of the murder 53
the night of the fire 17
the night before 47
the night is young 64
the night shift 17
the night before last 20
the night she died 20
the night 83
the night's still young 17
he died last year 22
the night of the fire 17
the night before 47
the night is young 64
the night shift 17
the night before last 20
the night she died 20
the night 83
the night's still young 17
he died last year 22
he died a hero 16
he died 569
he died last night 18
he died in my arms 17
he died of a heart attack 24
he died instantly 17
he died in 45
the new yorker 37
the new york times 60
the notebook 36
he died 569
he died last night 18
he died in my arms 17
he died of a heart attack 24
he died instantly 17
he died in 45
the new yorker 37
the new york times 60
the notebook 36
the noise 65
the not 21
the nose 48
the next time i see you 21
the no 36
the next one 38
the next thing i knew 36
the next time 57
the non 52
the north 33
the not 21
the nose 48
the next time i see you 21
the no 36
the next one 38
the next thing i knew 36
the next time 57
the non 52
the north 33