Their parents traduction Turc
3,228 traduction parallèle
Your coach, Dean, Shanaya, Tanya and their parents... Everyone is coming...
Koçun, Dekan, Shanaya, Tanya ve onların ailesi, herkes gelecek.
What right do children have to treat their parents like this?
Çocukların anne babalarına böyle davranmaya ne hakları var?
You're a tweenager, and tweenagers don't like talking to their parents.
Sen ergensin, Ve ergenler aileleriyle konuşmayı pek sevmezler.
I mean, all my friends get help from their parents.
Arkadaşlarımın hepsine aileleri yardımcı oluyor.
Most importantly, we must care for the children who have lost their parents.
Ve en önemlisi anne babalarını kaybeden çocuklara göz kulak olmalıyız.
If we pulled every kid we found trespassing from their parents, half the kids in the city would be in foster care.
Eğer bir yere izinsiz giren her çocuğu ailesinden alsaydık şehirdeki çocukların yarısı koruyucu aileye verilmiş olurdu.
- Their parents traveled an awful lot...
- Anne ve babaları çok seyahat ederdi...
It gives municipalities carte blanche to take kids away from their parents without enough judicial review- - that's child endangerment, not child protection.
Çocukları ailelerinden almak için hukuki olarak yeterince incelemeden belediyelere sınırsız yetki veriyor.
The safe-haven law was designed to protect newborns not prosecute their parents.
- Hayır. Bebek kanunu, yeni doğanları korumak için tasarlandı, ailesini bulmamız için değil.
Sean, his brother, and their parents.
Sean, abisi, annesi ve babası.
Wild birds make similar exploratory flights away from their parents, but human parents are at a distinct disadvantage - they can't fly after them.
Yabani kuşlarda benzer bir şekilde ebeveynlerinden uzağa keşif uçuşları yapıyorlar. Fakat insan ebeveynlerin bir dezavantajı var. Onların peşinden uçamıyorlar.
Karev, we work with sick kids and then we develop close relationship with their parents.
Karev, biz hasta çocuklarla çalışıyoruz. Aileleriyle de yakın ilişkiler kuruyoruz.
Like this generation will be the first to do worse than their parents and we're all doomed for failure?
Sanki bu nesil, kendi ailelerinden daha kötü yapan ilk nesilmiş ve hepimiz başarısızlığa mahkûm olmuşuz gibi mi?
Yeah, well, if I wanted to attract weed-addled 35-year-old guys who still live in their parents'basement, then I'd have my pick.
Hâlâ ailelerinin bodrum katında yaşayan 35 yaşındaki kafası esrardan güzel adamları etkilemek isteseydim, sözlerime dikkat ederdim.
With their parents, I guess.
Anne babalarıyla, sanırım.
Their parents died in a car crash when they were teens.
Aileleri onlar daha gençken araba kazasında ölmüş.
I couldn't bring their parents back.
Ailelerini geri getiremezdim.
And what he does is he takes children from their parents
"Ve o çocukları ailelerinden çalıyor."
Debbie Pelt's parents checked out of their motel, went back to Mississippi.
Debbie Pelt'in ailesi otelden çıkış yapmış. Mississippi'ye dönmüşler.
The parents would have covered it up and they would have pulled their son out of school after the murder.
Aile cinayeti örtbas etmiş ve cinayet sonrası oğullarını okuldan almış olmalı. Buldum.
I know there's no handbook, but what kind of parents do that for their kid?
El kitabı olmadığını biliyorum, ama nasıl bir aile çocuğu için bunları yapar ki?
Parents are working their asses off When do they the time to have kids?
Ailelerin çalışmaktan kıçı yırtılırken çocuk yapmaya vakitleri kalıyor mu sizce?
When I was 11, my parents were on their way home from dinner, and they were involved in a really horrible accident.
11 yaşındayken ailem bir akşam yemeğinden dönerken çok korkunç bir kaza geçirdiler.
Your parents were on their way out.
Ailen dışarı çıkmak için yola çıkıyordu.
I know it's not their fault, but I keep thinking if her parents hadn't threatened to send her back there, she'd still be here.
Onların hatası olmadığını biliyorum ama annesi ve babası onu tehdit etmeselerdi hâlâ burada olacaktı.
I asked for suggestions the parents of their friends.
Ne sevdiğini öğrenmek için arkadaşlarının ailelerine sorardım.
Debate. " Their rule of thumb is 11 : 00 PM unless you've earned your parents'trust, in which case, it'd be midnight.
Genel kural saat 11 : 00'e kadar diyor, eğer ailenin güvenini kazandıysan, bu durumda, gece yarısı oluyor.
Parents gotta drive kids around and help'em with their homework after a long day at work.
Uzun bir iş gününün ardından, çocuklarını biryerlere götürmekle, ödevlerine yardım etmekle meşguldürler.
It's, um... it's nice of your parents to open their home to me.
Ailenin bana evlerini açmaları çok hoş.
"Last year... Parents were in their own world."
"Geçen yıl Annenle baban kendi dünyalarına dalmışlardı."
The parents have made up their minds.
Anne babası kararını verdi.
What if someone tore up our parents'headstone and put it by the church door so folks wouldn't get their feet muddy?
Ya birisi anne babamızın mezar taşlarını söküp köylüler çamurlu pabuçlarını temizlesinler diye kilise kapısının önüne koysalardı?
I gave your parents extreme unction and presided over their funerals,
Anneni babanı kutsal yağ ile yağladım ve defnettim.
You know, I read something a long time ago that said children of divorce are more likely to get divorced themselves, unless the parents split after the kid turns 12, because that's when their moral center is formed.
Çocukları 12 yaşına basmadan boşanan çiftlerin çocukları da ileride büyük ihtimalle eşlerinden boşanıyormuş. Beyinlerindeki doğruyla yanlışı ayırt eden kısım o yaşlarda oluşuyormuş çünkü.
Because my parents re-mortgaged their gite to pay you.
Çünkü annemle babam paranı ödemek için yazlık kulübeye yeniden ipotek koydurdu.
My parents, they have spent their lives putting this country before our family.
Annemle babam hayatları boyunca ailemiz yerine ülkemize öncelik verdiler.
That's asking the parents to put up a bounty on their own daughter.
- Yani aileler kendi kızları için ikramiye koymayı soruyorlar.
For the parents, it's a place to renew their vows.
Anne babalar için beraberliklerini tazeleme yeri.
Anyway, my parents said I could use their third wish.
Her neyse ; ailem üçünü dilek haklarını kullanabileceğimi söyledi.
The parents of these children know that they were kidnapped, but we've yet to tell them that their son is dead, and we do not want our guest informing them.
Anne baba çocukların kaçırıldığını biliyor. Ama henüz oğullarının öldüğünü söylemedik. Misafirimizin onları bilgilendirmesini istemiyoruz.
So you lied to the parents about their son. We withheld information, yes.
- Yani çocuğun ailesine yalan söylediniz.
Her parents are on their way, and the press are filling up the parking lot.
Ailesi yolda ve otopark basın mensubu kaynıyor.
The parents are on their way.
Ailesi geliyor.
It's just that my parents called me this morning to wish me luck, and they told me that their church is praying for me, and what-what-what if I don't pass?
Bu sabah annemle babam bana şans dilemek için aradı ve kilisenin benim için dua ettiğini söylediler. Ya geçemezsem?
Uh, I guess somebody's parents, they thought that Raines was, you know, getting in the middle of some of their family business. They didn't like it.
Sanırım bazı aileler Raines'in ailevi sorunlarına karıştığını düşünüyordu.
My parents, they have spent their lives putting this country before our family.
Annemle babam hayatları boyunca ülkemizi ailemizin önüne koydular.
It's blood money to keep me quiet about your parents framing their personal thug for Tyler's murder. You're wrong.
O Tyler cinayetinde suçu tuttukları haydudun üzerine yıkmaları konusunda sessiz kalmam için uzattığın kanlı para.
I've got a precinct full of Lily's and their parents here.
Merkez Lily ailesinden geçilmiyor.
But if they were foster parents, it would have come up when Garcia checked their backgrounds.
Ama koruyucu ailelerse Garcia geçmişlerine bakarken bulurdu.
And he forces them to kill their own parents
Kendi ailelerini öldürmeye zorluyor.
Parents lie to their children all the time.
Aileler her zaman çocuklarına yalan söylerler.
parents 260
their 132
theirs 35
their names 36
their daughter 20
their son 28
their families 25
their plan 18
their children 20
their leader 33
their 132
theirs 35
their names 36
their daughter 20
their son 28
their families 25
their plan 18
their children 20
their leader 33