They're real traduction Turc
1,734 traduction parallèle
You know, the problem with science fairs is that they're not real fairs.
Bilim fuarının kötü tarafı gerçek olmamasıdır.
And they're real special.
Ve gerçekten çok özeller.
And all the things that I've been studying and wondering about, and between you and I, starting to doubt, all of a sudden they're real?
Ve bütün benim çalışmalarım, merak ettiklerim senden önce hepsi kuşkuluydu. Ama birden hepsi gerçek oldu.
They're not real. Sweets, your, uh, thing there is droopy.
Hey, Sweets, şeyin, eğik duruyor.
They're real!
Sahici!
So they're flying, they're flying real close like this and maneuvering, and our guy doesn't launch.
Birbirlerine bu kadar yakin uçuyorlar, manevra yapiyorlar ve bizim pilot onu vurmuyor.
Mm-hmm, but that doesn't mean they're not real.
Hı hım, fakat bu gerçek olmadıkları anlamına gelmiyor.
They're not me real mates, they're just people I know.
Pek dost sayılmazlar. Tanıdıklar var işte.
They're a real pain in the ass.
Baş belasıdırlar.
Well, they're real nice.
Çok güzelmiş.
And they're not real canvases.
Ve onlar gerçekten tuval değil.
You're right. They're not my real friends.
Haklısın, gerçek arkadaşlarım değiller.
They're hoping the image will look enough like the real girl to shake loose someone's memory...
Bu görüntünün, birilerinin hatırlamasını sağlayacak kadar... asıl kıza benzemesini umuyorlar...
these guys are flying these things like real pilots, and if they don't, the humans are done, so you better make sure you're flying that clunky old viper the best you can and take those cylons out.
Bu adamlar o viperları gerçek pilotlarmış gibi uçuruyorlar. Ve eğer uçurmazlarsa insanlar biter. Bu yüzden Cylonları avlamak için o hantal viper'ı uçurabileceğiniz en iyi şekilde uçursanız iyi edersiniz.
These are real people, and they're really scared.
Bunlar gerçek insanlar ve gerçekten korkuyorlar..
I mean, they're so real, they're freaky.
Yani, çok gerçekçiydi, çok korkunçtular.
They're not real.
Hiçbiri gerçek değil.
They're not real.
- McGee, onlar gerçek değil.
The guys that do pork ribs and spaghetti, they're the real athletes.
Domuz pirzolası ve spagetti yiyen adamlar, gerçek sporculardır.
Now you're going to have to book a date because they fill up real quick.
Yalnız, hemen rezervasyon yaptırmalısınız çünkü çok çabuk doluyor.
They're not real, son.
Onlar gerçek değil, evlat.
My father's in real estate. They're separated.
Babamın gayrimenkulleri var. ama onlar boşandı
I realised who the real monsters in this city are. They're the people sitting in the boardrooms... running the courts, riding in the ticker tape parades. What are you gonna do about them?
Yönetim Kurulu salonlarında, mahkeme binalarında, konfeti yağmuru altında gerçekleşen geçit törenlerinde gördükleriniz.
We quietly put it through its paces they get a real-world test, and if it works, we're all geniuses.
Yavaş yavaş ilk aşamaları tamamlıyoruz sırada gerçek dünya testi var. Eğer çalışırsa, hepimiz dahi olacağız.
'Cause then they're real people too.
Çünkü onlar da sonunda, gerçek insanlar.
They're a real-time, practically instantaneous link between two ancient devices.
İki Eski cihazı arasında gerçek zamanlı, neredeyse ani bağlantılar.
They're not real ducks, obviously.
Onlar gerçek ördek değiller, tabii ki.
And if any one of those matches the three we just found, they're in real danger of being abducted.
Ve eğer bunlardan birisi bulduğumuz üç örnekle eşleşiyorsa gerçekten kaçırılma tehlikesi altındalar.
The fringe girls. They're from the Halliwell Academy, private school. In real life, they wear uniforms.
Halliwell Akademisinden, Püsküllü kızlar....... özel bir okul, gerçek hayatta üniforma giyiyorlar.
They're real men.
Hepsi has erkekler.
I'm thinking if I get in the bed and I get real low and flat, and maybe you're underneath me or on top of me, you know, they won't see us.
Sanırım yatağa yatıp yeterince alçakta ve düz olursam, belki sen de altıma girersin ya da üstüme çıkarsın, bizi fark etmezler.
They're not on speaking terms, but lawrence there is a degenerate gambler with a real taste for the dice.
Pek görüşmüyorlar. Ama Lawrence özellikle zarlara düşkün ucuz bir kumarbaz.
- They're not real.
- Onlar gerçek değil.
They're not real cops.
Gerçek polis değiller.
As soon as they run a scanner or a pH stick over that statue they're going see those aren't real tears.
Heykeli tarayıcıdan geçirdiklerinde veya pH çubuğuyla inceleme yaptıklarında heykelin gerçekten ağlamadığını çakacaklar.
What do you mean, they're not real problems?
Ne demek gerçek problemler değil?
I was a real jerk and now they're gonna cut off my mom's boobs.
Tam bir pisliktim ve şimdi annemin göğüslerini kesecekler.
I don't know if they're real, if they're dreams.
Rüya mı? gerçek mi bilmiyorum.
The guys around him, they're real pros.
Etrafındaki adamlar tam birer profesyonel.
But we know they're not real, don't we?
Ama o seslerin gerçek olmadığını biliyoruz değil mi?
Real were league champs last year and they're looking good this year too.
Real geçen yılın lig şampiyonu ve bu yıl da iyi gidiyorlar.
They're real.
Hepsi gerçek.
They're real.
Gerçekler.
All they're doing at that point was... shaking down a real estate business.
Onların yapmaya çalıştıkları şey, emlak sektörünü haraca bağlamak.
To shout at the FIFA that they're the real thieves!
# FIFA'ya var gücümle bağırır, hırsız olduklarını anlatırdım #
Niagara Falls is where people go when they're in love, and that's the real law... ... the law of love.
Niagara Şelalesi, insanların aşık olduğu zaman gittiği yerdir ve bu gerçek kanundur aşkın kanunu.
Ben, they're moving real fast on this.
Ben, bu çok hızlı bir şekilde bitebilir.
They're real nice.
Çok güzeller.
They're real?
Gerçekten var mı onlar?
Sometimes they can feel really real, but they're not, all right?
Bazen gerçek gibi görünseler de değiller, tamam mı?
- They're all real.
- Hepsi gerçekti.
they're really nice 24
they're really good 63
they're really 25
really 59005
real 457
reality 92
really nice to meet you 21
really bad 194
really appreciate it 27
real talk 21
they're really good 63
they're really 25
really 59005
real 457
reality 92
really nice to meet you 21
really bad 194
really appreciate it 27
real talk 21
really nice 181
really good 625
really great 205
really beautiful 58
really cute 39
really like you 26
really is 30
real quick 147
really fast 52
really hard 112
really good 625
really great 205
really beautiful 58
really cute 39
really like you 26
really is 30
real quick 147
really fast 52
really hard 112
really pretty 34
really cool 63
really sad 32
really well 130
really smart 29
really funny 68
really hot 28
really stupid 26
really sweet 28
really happy 49
really cool 63
really sad 32
really well 130
really smart 29
really funny 68
really hot 28
really stupid 26
really sweet 28
really happy 49