English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ T ] / They are everywhere

They are everywhere traduction Turc

196 traduction parallèle
They are everywhere. They're relentless.
Her yerdedir, insafsızdır.
They are everywhere!
Her yerdeler!
They are everywhere.
Her yerdeler!
Look around you, they are everywhere.
Etrafına bak, her yer onlarla dolu.
They are everywhere.
Onlar her yerde.
Since the iron curtain is gone they are everywhere.
Yok. Demirperde yıkıldıktan beri her yerdeler.
They are everywhere.
Her yeri işgal ediyorlar!
They are everywhere.
Her yerde onlar var.
They are everywhere.
Her tarafı dolu!
They are everywhere.
Heryerdeler.
It`s god damn impossible, they are everywhere.
Kahretsin bu mümkün değil, heryerdeler.
They are everywhere!
Onlar heryerdeler!
They are everywhere.
Onlar her yerdeler.
Who call themselves German, and who are now, and who have always been unwelcome, unwanted, and they are everywhere.
Hoş karşılanmayan, istenmeyen bu insanlar her yerdeler.
But your enemies are many and they are everywhere.
Ama düşman birçok ve onlar her yerde vardır.
The brothels are filled with children, they are everywhere.
Genelev çocuklarla dolu. Her yerde onlar var.
... are not only in Paris they are everywhere but Paris is not everywhere that's the problem
Sadece Paris'te değil her yerde ama Paris her yer değil sorun da bu
It`s god damn impossible, they are everywhere.
Kahretsin bu mümkün değil her yerdeler.
Everywhere, are they?
Her yerde, öyle mi?
Every one of you listening to my voice tell the world. Tell this to everybody wherever they are : Watch the skies everywhere.
Sesimi duyan herkese dünyadaki herkese dünyanın neresinde olurlarsa... olsunlar gökyüzünü izlemeye devam etmelerini söyleyin. "
Everywhere we've been, there they are.
Biz neyere gidersek onlar da oradalar.
People everywhere are the same in one thing - they're all afraid to die.
İnsanlar nerde olurlarsa olsunlar ortak bir yönleri vardır : Hepsi ölümden korkar.
Adendorff, are they going to hit us everywhere at once?
Her taraftan mı gelecekler?
They are looking for me everywhere.
Her yerde beni arıyorlar arayacakları ilk yerde orası olacak..
You realize that you're not the only people in your city who are doing the things you are, but they're everywhere.
Şehirdeki tek insanın sadece sen olmadığını anlıyorsun. Onlar heryerdeler!
On the radio, they say they are surrendering everywhere.
Radyoda, söylediklerine göre her yerde teslim oluyorlar.
Gossips are everywhere. They say Firat is dead now. Firat's death means the death of all of us.
Çünkü çok sevdiğimiz bir arkadaşımızı, herkesi yargılayan Büyük Fırat'ı bu sefer biz yargılamak için toplandık.
There are rats everywhere. They're not dying.
Her yerde sıçan var, ölmek bilmiyorlar.
They are looking for you everywhere,..... and making it difficult for me to operate.
Her yerde seni arıyorlar, ve benim çalışmamı zorlaştırıyorlar.
Since you wish it, sir I will tell you frankly that you are the laughing-stock of everybody that they taunt us everywhere by a thousand jokes on your account and that nothing delights people more than to make sport of you and to tell stories without end about your stinginess.
Açıkça söylemeliyim ki her yerde sizinle alay ediyorlar. Her köşede hakkınızda sayısız şakalar yapılıyor, arkanızdan konuşmak, bağırmak herkesi rahatlatıyor. Her yerde cimriliğinizle ilgili hikayeler anlatılıyor.
And when I was talking to, uh, Gustav Björnstrand... he was saying that actually these centers are growing up everywhere now... and that what they're trying to do, which is what Findhorn was trying to do... and, in a way, what I was trying to do... I mean, these things can't be given names... but in a way, these are all attempts at creating a new kind of school... or a new kind of monastery.
Gustav Björnstrand'la konuştuğum zaman bu merkezlerin dünyanın her yerinde yapılmaya başladığını kendilerinin de, aslında Findhorn'un da yapmaya çabaladığı, bir nevi benim de yapmaya çalıştığımın bu olduğu yani bunlara isim verilemiyor ama bir bakıma, tüm bunlar yeni bir tür okul yahut yeni bir tür manastır yaratma uğraşları.
Shadows are found everywhere But they're not our men
Zifiri karanlık, net göremiyorum!
I don't know who they are, but they're everywhere.
Her taraftalar.
Could happen in everywhere, now also So they are all in heaven, the conclusions.
Böylece, tüm cennette sonuçlar vardır şimdi de, her yerde Olabilir.
If we are, it's their fault making us go everywhere together while they sit at home hatching their plans.
Eğer görünmezsek, herkese karşı hatalı durumuna onlar düşerler, bizi evde de birlikte otururken görmezlerse bu uydurdukları bir plan olmaktan öteye gidemez.
I am making an example of you, to send a message out to people everywhere : ... that if you want to hurt another human being, you'd better make damn sure they're the same color as you are!
Herkese bir mesaj olarak sizi örnek gösteriyor ve diyorum ki Eğer başka bir insanı incitecekseniz, sizinle aynı renkte olmasına dikkat edin!
White cotton fibers are like oxygen- - they're everywhere.
Beyaz pamuk dokuları, oksijen gibi her yerde vardır.
Just sitting around everywhere... what are they...
Her yerdeIer.
They're everywhere. So I say to him, "What are they?"
Ben de ona, "Bayım, bunlar nedir," diye sordum.
As we speak, consumers everywhere need reminding... of just how fat and unattractive they are.
Şu anda her yerdeki tüketicilerin... ne kadar şiman ve çirkin olduklarını hatırlamalarını sağlamamız gerekiyor.
They are bombing everywhere.
Heryerde bombalar var.
They are everywhere.
Her yerdeler.
Before marriage they are piling on to you everywhere...
Evlilikten önce onlar heryerde üzerimize düşerler
They are to pay attention to conversations everywhere.
Nerede olursa olsun tüm konuşmalara dikkat ediyorlardı.
A diamond is for everyone sends the message that diamonds are everywhere, which means they're not rare, and if they're not rare, they lose their status.
"Herkese bir elmas" lafı... elmasın her yerde bulunabileceği mesajı veriyor. O zaman elmas nadir olmaz. Ve değerini yitirir.
Do you know who those two people are? They're everywhere!
bu iki insanın kim olduklarını biliyor musun?
The longtime neighborhood residents... are tired of hearing gunshots and seeing graffiti everywhere they look.
Burada oturan insanlar silah sesleriyle uyanmaktan bıkıp usandı.
You see, the males are territorial, but when they smell a female in heat they come running from everywhere.
Erkekler bölgeye bağlıdır ama kızışmış bir dişi kokusu aldıklarında her yerden koşarak gelirler.
And if the images are accurate... then they're even more evidence that there were many types of dragon... and they lived everywhere on the planet.
Eğer resimler doğruysa... çok sayıda ejderha türü olduğunu ve dünyanın her yanında yaşadıklarını... daha kesin bir şekilde kanıtlıyorlar demektir.
Yeah, you know, downloading stories are everywhere, and they all say... exactly the same thing.
İnternetten indirme hikayeleri her yerde dolaşıyor.
The weird thing about going to high school with your ex is they're inescapable. Everywhere you turn, there they are.
Eski sevgilinizle aynı lisede okumanın garip tarafı asla ondan kaçamıyor olmanız.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]