Those days are gone traduction Turc
90 traduction parallèle
Those days are gone.
Geçti o günler.
No. Those days are gone.
O günler geride kaldı.
Afraid those days are gone.
Korkarım o günler geride kaldı.
Those days are gone, Lynn.
Bu günler geçti, Lynn.
Those days are gone, but they'll live on in your heart forever.
O günler geride kaldı belki ama anılarında hâlâ yaşıyorlar.
Yeah, well, I guess those days are gone.
Evet, işte sanırım, o günler geçti.
It was fun, but those days are gone forever.
Eğlenceliydi, ama o günler ebediyen gitti.
Those days are gone.
Zaman değişti.
- Those days are gone.
- O günler geride kaldı.
Those days are gone
O günler geride kaldı...
It reminds me of being a governess and those days are gone at last. Aren't they?
Bana mürebbiyelik günlerimi hatırlatıyor ve artık o günler geride kaldı.Öyle değil mi?
- Those days are gone.
O günler geçti.
Those days are gone, chica.
O günler bitti ablacığım.
But those days are gone.
Artık savaş alanlarında değiliz.
I guess those days are gone.
Sanırım o günler geride kaldı.
Those days are gone when the three of us thought we could call the shots.
Üçümüzün önemli kararlar alabileceğimizi düşündüğümüz o günler geride kaldı.
Those days are gone Students here are far more competitive.
O günler eskide kaldı. Buradaki öğrenciler çok daha rekabetçidir.
Think those days are gone?
- Sanırım o günler geçti artık.
Those days are gone.
O günler mazide kaldı.
#'Cause those days are gone and, baby #
Bu nedenle bıraktım bebeğim
Those days are gone. I am earning nicely.
O günler geride kaldı.İyi kazanıyorum artık.
* Those Days Are Gone *
* O günler geride kaldı *
But those days are gone.
Ama o günler bitti artık!
¢ Ü'cause, baby, those days are gone the music set me free ¢ Ü
¢ Ü Çünkü bebeğim bu günler bitecek müzik beni özğürleştirecek ¢ Ü
Those days are gone, of course they are.
O günler geride kaldı, elbette.
No, those days are gone.
Hayır, geride kaldı o günler.
Those days are gone and buried, my friend, dead and buried, so why don't you put your finger down and go inside, okay?
Öldü ve bir kişiyi gömecek yer var. O yüzden o parmağı indir ve içeri gir. - Tamam, parmak indi.
Those days are gone, Constantin.
O günler artık geride kaldı, Constantin.
Turkleton, those days are gone.
Turkleton, o günler bitti.
But those days are gone.
o günler geride kaldı
Oh, those days are all past and gone now, I'm afraid.
Bütün o günler geride kaldı, korkarım.
I can never forget those beautiful days but they are gone forever.
O hiç aklımdan çıkmayacak güzel günler bir daha geri gelmemek üzere gitti.
Suddenly, those good old days are gone Oh!
Birdenbire, o eski günler kayboldu Oh!
Yeah, well, those days are long gone.
- Evet, bu uzun zaman önceydi.
But then, those days are long gone.
Fakat o günler çok geride kaldı.
Oh, those days are long gone.
Oh, uzun zaman önceydi.
Those days are long gone, my friend.
- O günler çoktan geçti dostum.
Those days are long gone, Bruce.
O günler geçti, Bruce.
Those days are long gone.
O günler çoktan bitti.
Now, those days are long gone.
Artık o günler çok geride kaldı.
This is an important man to celebrate now... because I think, those days, you know, are gone.
Takdir edilecek önemli bir adam... Çünkü o günler geride kaldı.
Those days are long gone.
O günler çok geride kaldı.
Well, those days are long gone.
Bir zamanlar Montreal'de gol atmayı bilen Fransızlar vardı, hatırlarsanız.
Those days are long gone.
O günler biteli çok oldu.
Those days are long gone, I'm pleased to say.
Söylemekten çok memnunum ki o günler çoktan geçti.
In any case, those carefree days are gone.
Her halükarda, gamsız geçirdiğim günler sona erdi.
But those days are long gone.
Ama o günler geçeli çok oldu.
Those days are gone.
O günler geçti.
To those halcyon days of bloodlust now gone, plus you gotta admit, vampires are just plain cool.
Artık geride kalan kana susandığı o güzel günlere. Ayrıca vampirlerin çok havalı olduklarını kabul etmelisin.
No, those days are long gone.
Hayır, o günler çoktan geride kaldı.
* I never needed anyone * * makin'love was just for fun * * those days are gone * * all by myself * * don't wanna be * * all by myself * * anymore *
"Sevişmek sadece zevk içindi" "O günler artık geride kaldı" "Tek başıma"
those days are over 45
those eyes 49
those 395
those are nice 21
those were good times 17
those are 90
those are beautiful 26
those lips 16
those were the days 74
those two 110
those eyes 49
those 395
those are nice 21
those were good times 17
those are 90
those are beautiful 26
those lips 16
those were the days 74
those two 110