Those things traduction Turc
10,257 traduction parallèle
And I don't want either of those things to happen.
- Bense ikisinin de olmasını istemiyorum.
- First, tell me what those things are.
- Birincisi, bu şeylerin ne olduğunu bana söyle.
OK, how, Doctor, how can those things be made of "sleep dust"?
Pekala, nasıl, Doktor, bunlar nasıl "uyku tozu" undan meydana gelmiş olabilir?
Those things.
Bu şeyler.
We can't let those things off here!
Bu şeylerin buradan çıkmasına izin veremeyiz!
I have not stopped thinking about how to get those things done for you.
Bir an olsun bu şeyleri sizin için nasıl yapabileceğimi düşünmeden edemiyorum.
I am none of those things.
Ben bunların hiç biri değilim.
But, I'm not the type to do those things because of a girl.
Ama bir kız için öyle şeyler yapacak bir tip değilim.
People don't do those things anymore.
Öyle şeyler yapmıyor artık insanlar.
Should she be saying those things?
Bunları söylemeli mi?
Those things... they were unstoppable.
Bunlar... Bunlar durdurulamaz.
Well, those things scratch. It's terrifying.
Böyle şeyler düşünemiyorum, Dehşet verici bir durum.
- They don't teach those things.
- Öğretmediler.
I know about all those things.
O tarz şeylerin hepsini biliyorum.
Oh, oh. You know those things on TV shows.
Televizyondaki dizileri görmüşsünüzdür.
Yeah, this isn't gonna be one those things where I get really excited and then, you know, more science stuff comes up, right?
Bu, bu durum için gerçekten heyecanlanacağım ama daha sonra ortaya bilimsel işlerinin çıkacağı bir şey olmayacak değil mi?
I only had one of those things I threw.
Ondan sadece bir tane vardı.
I didn't do any of those things that you're accusing me of.
Beni suçladığın şeylerin hiçbirini yapmadım.
I took a bath on those things.
I bu şeyler üzerinde bir banyo aldı.
All those things you heard about Cleveland Jr. were lies.
Cleveland Jr. hakkında duyduğunuz her şey yalanlardan ibaret!
Do not let him turn me into one of those things.
Beni o şeylerden birine dönüştürmesine izin veremezsin.
Then'tis worth saying you might be both those things here in Plymouth.
O hâlde burada, Plymouth'taki o iki şeysiniz demektir.
Both those things being?
İki şey derken?
Churches celebrate fairy tales, guardian angels, patron saints, but cemeteries hold concrete proof that not one of those things can save you from the inevitable.
Kiliseler masalları kutlar koruyucu melekleri, koruyucu Azizi ama mezarlıklar kaçınılmaz sona dair somut kanıtları barındırırlar.
You say those things to me and don't even give me a chance to answer?
Bana o lafları söyleyip cevap verme fırsatı bile vermiyorsun, ha?
I don't know, you girls get pretty wild at those things.
Bir içki içmeye uğrarsın. Olmaz. Siz kızlar öyle partilerde bayağı çıldırıyorsunuz.
We will do all those things.
Bunların hepsini yapacağız.
So when I said those things, it struck a nerve.
Ve sana o şeyleri söylediğimde, damarına basmış oldum.
He revealed those things to you, and you recorded him so you could play it for the partners?
Bunları sana açıkladı ve sen bunu ortaklar dinleyebilsin diye kayda mı aldın?
I wasn't trying to record him saying those things.
Onu, bunları söylerken kayda almaya çalışmıyordum.
Those things are really starting to freak me out.
Bu şeyler beni gerçekten korkutmaya başladı.
Oh, my God, I love those things.
Aman Tanrım, bu şeylere bayıIıyorum.
And you have every right to be mad about those things.
Bunlara kızmak hakkın.
It takes falling a lot to be able to get to that point, you know, falling a lot, and falling hard, and getting hurt, and all those things.
Bu aşamaya ulaşmak için çok kez düşmeniz gerekir, çok kez düşersiniz, sert düşersiniz, canınızı yakarsınız...
I put those things on, and then all of a sudden these huge double doors just went...
Onları giydim, ve birden iki dev kapı açıldı ve...
Adam was just one of those things That I hadn't planned on when I was building CatCo.
Adam, Catco'yu kurarken planlamadığım bir olaydı.
I wanted to be alive to really get to enjoy those things.
Bunların keyfine varabilecek kadar yaşamak istiyorum ama.
No way to outrun those things.
O şeylerden kaçmak imkânsız.
From this moment on, as we planned all those thousands of years ago, we shall be together in all things.
Şu andan itibaren binlerce yıl önce planladığımız gibi her şekilde beraber olacağız.
And all those modern reading slaves really wanna be doing is writing things that, one day, other people will also avoid reading.
Modern okuma kölelerinin istediği tek şey ise bir gün insanların okumaktan kaçınacağı bir şeyler yazabilmek.
Bugs, those are other people's things.
Böcek, o diğer insanların şeylerdir.
Good things come to those who wait.
Sabırla koruk helva olur.
Those little yellow pills you swallowed, they do a few interesting things- - including making you cooperative.
O yuttuğunuz sarı ilaçlar ufak tefek ilginç şeyler yapıyorlar. Sizi uyumlu yapmak da dahil.
And that is because anger, fear, adrenaline... those are the things that bring out the warrior within.
Çünkü öfke, korku, adrenalin, bu tarz şeyler... -... içindeki savaşçıyı ortaya çıkarıyor.
And that's when you compelled him to write all those nice things about you in his journal.
Sonra da günlüğünde senin hakkında onca güzel şey yazmaya zorladın.
Our killers must've have some kind of a garden tool. You know, one of those claw things.
Katillerde muhtemelen bahçe aleti falan vardı, şu pençeli gibi olanlardan.
Those are three pretty good things.
Bayağı kıyak şeylermiş.
The way things are going today, I don't even care if those aren't the wooden ones.
Bugünkü şeylerden sonra onlar tahtadan değilse bile umurumda değil.
People like to tell me things, those deep, dark, naughty little desires that are on their mind.
İnsanlar bana bir şeyler anlatmayı severler. Akıllarının derinlerindeki karanlık, edepsiz arzularını.
Okay, I'm telling you, it is madness to have those damn things in a home. Hmm.
Tamam sana söylüyorum, o şeyleri evde bırakmak tam bir delilik.
I don't know. Sometimes I think, you know, maybe I want to get those things for you. And, listen,
Ama bilmiyorum.
things 422
things happen 87
things change 215
things will get better 22
things fall apart 17
things like 24
things to do 42
things will change 18
things have changed 201
things could be worse 16
things happen 87
things change 215
things will get better 22
things fall apart 17
things like 24
things to do 42
things will change 18
things have changed 201
things could be worse 16
things are looking up 44
things are going well 18
things are great 27
things are different 35
things are good 60
things are changing 33
things like this 16
things are bad 21
things changed 35
things are fine 21
things are going well 18
things are great 27
things are different 35
things are good 60
things are changing 33
things like this 16
things are bad 21
things changed 35
things are fine 21
things are different now 78
things like that 163
things got out of hand 38
things would be different 16
things are 35
things are going to change 16
things that 17
those eyes 49
those 395
those are nice 21
things like that 163
things got out of hand 38
things would be different 16
things are 35
things are going to change 16
things that 17
those eyes 49
those 395
those are nice 21
those are 90
those are beautiful 26
those were good times 17
those lips 16
those were the days 74
those two 110
those girls 42
those days are gone 24
those are mine 77
those guys 111
those are beautiful 26
those were good times 17
those lips 16
those were the days 74
those two 110
those girls 42
those days are gone 24
those are mine 77
those guys 111