Try not to traduction Turc
6,760 traduction parallèle
I'll try not to.
- Çalışırım.
Well, let's try not to break any more...
Daha fazla birşey kırmamaya çalışalım...
so try not to open with, "Who wants to go first?"
Bu yüzden "Kim önce başlamak ister" diye başlama.
Try not to go contaminating the crime scene, doc.
- Sakın olay yerini kirleteyim deme doktor.
So, try not to call during peak party hours.
Yani, parti yaptığım saatlerde beni aramayın.
Terry, I try not to judge people, so I wouldn't know.
Terry, insanlar yargılamamayı dene, bu yüzden haberim yok bir şeyden.
Mary, it would be foolish of me to ask you to try not to think about it, but I urge you to get some rest.
Mary, senden bu konu hakkında bir şey düşünme demem saçma olur biliyorum, ama lütfen biraz dinlen.
Just try not to do anything heroic.
- Sadece kahramanca bir şey yapmaya kalkma...
You just do what everybody else is doing and try not to laugh when someone farts.
Sadece diğerlerinin yaptığını yapıp biri osurduğunda gülmemeye çalışıyorsun.
Try not to bang anyone on the way.
Yolda kimseyle kırıştırmamaya çalış.
... but next time you're fixing the past, try not to break the present.
... ama bir daha geçmişi düzeltirken şuanı bozmamaya çalışırsın.
- Just please try not to.
- Lütfen kızmamaya çalış.
Try not to breathe.
Nefes almamaya çalış.
I'll try not to inconvenience you.
Size rahatsızlık vermemeye çalışırım.
- Try not to shoot anybody.
- Kimseyi vurmamaya çalış.
I have to try not to look. I have to tell myself not to.
Bakmamaya çalışmam, kendimi zorlamam gerekiyor ama.
Try not to die, okay?
- Ölüp gitme oralarda, tamam mı?
- I'll try not to, bub.
- Denerim dostum.
Try not to get too righteous and listen a little.
- Fazla erdemli olma ve biraz dinle.
I'll try not to disappoint.
Sizi memnun etmek isterim.
Try not to get lost.
Kaybolmamaya çalış.
Seriously, this is a big night for Vince, so try not to ruin it.
Vince için önemli bir gece olacak. Mahvetmemeye çalışın.
Try not to talk to me, okay.
Benle konuşmamaya çalış, tamam mı?
Try not to drool on the car, Nicky.
- Arabaya salyanı akıtmayaya çalış Nicky.
Igor, try not to be quite so dim.
Igor, o kadar loş olmamak deneyin.
So we try not to get too invested, right?
Yani çok bağlanmamaya çalışıyoruz değil mi?
So, for... for your sake, and for our sake, really, just try not to picture her riding my dick. Even though it's totally gonna happen.
Yani, senin... senin hatirin icin ve senin hatirin icin, gercekten, sadece, onu benimle sevisirken hayal etme, ki bu kesinlikle olacak.
And the more you try not to laugh, the funnier... here I was, sitting here, hoping for something really good, some legit case-study crazy shit.
Ve gulmemek icin gayret edersin, daha da komik gelir... burada, oturmusken, gercekten iyi bir sey olmasini umuyorum, bazi yasal vaka-calismasi deli sacmaligi.
Try not to frighten the horses.
Atları ürkütmemelisin.
Try not to.
Vermemeye çalışıyorum.
Try not to get yourself killed, kid.
Kendini öldürmemeye çalış evlât.
Let's just try not to get all smelly this time.
Bu kez kokmamaya çalışalım, olur mu?
I try to approach people with respect. I try not to speak to loud.
Onlara her zaman saygıyla yaklaşmaya çalıştım.
I try not to do that.
Öldürmemeye çalıştım.
Please, tonight, just try not to embarrass me for once.
Lütfen, bu gece, bir kereliğine beni utandırmamaya çalış.
He'd better not try to work through bathroom breaks.
Tuvalet molalarımıza karışmasa iyi olur.
Let's not try to imitate other great orchestras.
Diğer orkestraları taklit etmeyelim.
Yeah, maybe we better not try to be serious.
Belki de ciddi olmamaya çalışsak daha iyi olacak.
If you're just gonna try to talk me into having sex with you, it's not gonna work.
Eğer benimle yine bu sevişme olayını konuşacaksan, hiç zahmet etme.
His role is to patrol his territory, defending it against rival males who would try to kill any cubs they find that are not their own.
Onun rolü, kendi bölgesinde devriye gezerek kendilerinden olmayan yavruları öldürebilen rakip erkeklere karşı korumak.
I know better than anyone else that you're not fine but I'm not going to worry or even try to console you.
İyi olmadığını herkesten daha iyi biliyorum. Ama senin için endişelenip teselli etmeye bile çalışmayacağım.
Hey, you're not some snot who'd try to make money off your own child, are you?
Kendi evladını para için satacak bir alçak değilsin, değil mi?
At least for Dog Poopie... ♬ that we try ♬ From now on, I'm not going to run away.
En azından Gae Ddong için artık kaçmayacağım.
She asks "should I try to understand this man or not?"
"Onu halâ affetmeli miyim?"
Why not go to the dining room try those quail we advertise?
Neden mutfağa gidip, senin bahsettiğin o bıldıcınlarla, konuşmuyoruz?
The only way to keep the dream alive, full of hope and not disappointing is to never try to implement it.
Rüyayı yaşatmanın tek yolu düş kırıklığına neden olmamak için onu uygulamaya koymamaktır.
If her stepmother would not have a fourth dress made, it seemed to Ella that there was no reason why she would not try to run it up herself.
Üvey annesi dördüncü elbiseyi yaptırmıyorsa... Ella'ya, kendisinin yapmayı denememesi için bir neden yok gibi görünmüştü.
You're not going to try and land, are you?
İnmeye falan çalışmayacaksın, değil mi?
And despite your celebrity, and despite what I want for my own family, I will not try to stop that. You did this.
Şöhretine ve ailem için istediklerime rağmen bunu durdurmaya çalışmayacağım.
Chiat / Day sold off the two 30's but not the 60, and I let it be known to Lee Clow that if he didn't try very hard to sell the last spot,
Chiat / Day iki 30'luğu sattı ama 60'lığı değil, Ve eğer son bölümü de satmak için çok uğraşmazlarsa, .. Lee Clow'un bilmesine izin verecektim.
- You're not going to finish try-outs?
Seçmeyi bitirmeyecek misin?
try not to worry 33
try not to think about it 23
try not to move 49
try not to talk 20
not tonight 725
not today 1108
not too shabby 64
not tomorrow 85
not too bright 16
not to my knowledge 80
try not to think about it 23
try not to move 49
try not to talk 20
not tonight 725
not today 1108
not too shabby 64
not tomorrow 85
not too bright 16
not to my knowledge 80
not too bad 203
not too long ago 36
not too late 30
not too much 153
not too hot 19
not too many 25
not too fast 55
not too good 62
not totally 25
not too far 44
not too long ago 36
not too late 30
not too much 153
not too hot 19
not too many 25
not too fast 55
not too good 62
not totally 25
not too far 44
not too tight 35
not too close 43
not too hard 45
not to mention 295
not to be rude 21
not too long 47
not too 17
not too well 25
not to me 524
not to worry 456
not too close 43
not too hard 45
not to mention 295
not to be rude 21
not too long 47
not too 17
not too well 25
not to me 524
not to worry 456