English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ V ] / Van damn

Van damn traduction Turc

86 traduction parallèle
In Her will she left Windmill Theatre to Vivian Van Damn.
VASİYETİNDE, WINDMILL TİYATROSUNU VIVIAN VAN DAMM'E BIRAKTI. Parkta bir gölvar Gölün kenarında bir ev var
The Van Damn is back.
Van Damn dönüyor.
And one thing you're not, Mr. Van Damn, is a genius of martial arts.
Olmadığın bir şey varsa o da dövüş sanatları ustalığıdır.
They forgot one thing... Van Damn always comes back!
Ama bir şeyi unutmuşlardı Van Damn her zaman geri dönerdi!
Here comes the Van Damn!
İşte geliyor Van Damn!
Happy birthday, Van Damn!
İyi ki doğdun Van Damn!
Come rain or shine, Van Damn is always on time.
Yağmur, çamur fark etmez. Van Damn her zaman dakiktir.
No one gives a shit about Van Damn!
Van Damn kimsenin umurunda değil!
The Van Damn has been stolen many times... and you learn many tricks...
Van Damn'ı sürekli çalarlardı. Ve ben de geri çalmak için birkaç numara öğrendim.
All aboard the Van Damn, the safest bus in and out of Nai-robbery!
Herkes Van Damn'a! Nai soygunundan sağ kalan otobüse!
- The Van Damn is taken today.
- Van Damn bugün çalışmayacak.
" There's a bus stop at Van Dam and 37th.
Van Damn ve 37'nci caddede otobüs durağı var. "
Where can we find the man they call Van Damn?
Van Damn denen adami nerede bulabiliriz?
Van Damn.
Van Damn denen.
Okay, so I will, uh, call... Van Damn.
Pekâlâ, Van Damn'i... cagirayim.
- So you're the famous Van Damn?
- Meshur Van Damn sen misin? - Benim.
Tell our viewers why it is that you're called Van Damn.
Neden adini Van Damn koydugunu anlatir misin?
Because he's not Charlie Van Doren? Yeah, you're damn right.
Charlie Van Doren olmadığı için mi?
God damn it, Ned, I just got that van!
Lanet olsun, sadece bir kamyonetim vardı!
And if Suzie even was murdered, it was that damn Van Ryan kid.
Suzie öldürüldüyse katil Kelly olmalı.
- Bye. Damn it, Jackie, get in the van!
Lanet olsun, Jackie!
I am not a flower. I am a gardener, damn it.
Ben bahçıvanım, anladın mı?
I got a cold from that damn air conditioner on the van.
Minibüsteki lanet klimadan grip oldum.
- Today as in get in the damn van!
- Hemen binin minibüse!
I accidentally hid... in the back of the damn crooks'van.
Tesadüfen hırsızların lanet minibüsünün arkasına saklanmışım.
- Damn, Van!
- Kahretsin, Van!
I mean, van Gogh. Damn!
Kahretsin!
Damn useless van!
Lanet olası işe yaramaz kamyonet!
Damn, Van Parys!
Kahrolası Van Parys.
Get in the damn van.
Binin şu minibüse.
God damn it, Duke, You're bleeding all over the van.
Kahretsin Duke, bütün minibüs kan içinde kaldı.
Last movie, you shit in a damn van and now you get to shit in a limo.
Son filmde, lanet bir minibüse sıçmıştın ve şimdi ise bir limuzine sıçmak üzeresin.
Damn it, Hayley, I don't care if your deadbeat boyfriend lives in his van, but he's not gonna do it in front of my house.
Lanet olsun, Hayley, tembel erkekarkadaşının karavanında yaşamasını umursamıyorum, ama bunu benim evimin önünde yapmayacak.
All that damn fool had to do was drive that van to Florida.
O aptalın tek yapması gereken karavanı Florida'ya sürmekti.
-... and get out of the van! - Damn it. - Oh shit.
- Lanet olsun!
Damn you, Van Halen.
Lanet olsun sana, Van Halen.
Then you chop off you other damn hand, because I am not just a gardener's son!
Öyleyse lanet olası diğer elini de kes, çünkü ben sadece bahçıvanın oğlu değilim!
I will check the damn van.
Lanet kamyoneti kontrol edeceğim.
it's the creepy damn groundskeeper!
Korkunç bahçıvan geldi.
Just get her in the damn van.
Bindirin şunu minibüse be!
Damn van.
Kahrolası minibüs.
Damn van Helsing!
Kahrolsun van Helsing!
I'm not a pessimist, but... There's a damn good shot that there's a third car bomb out there in a white cargo van.
Karamsar biri değilim fakat dışarıda beyaz bir minibüsün içinde üçüncü bir bomba olması muhtemel.
Where's my damn address for the gardener?
Körolasıca bahçıvanın adresi nerede kaldı?
We got four more of these to do tonight, so get in the damn van.
Bu gece bunlardan 4 tane daha yapacağız. Atla arabaya hadi.
I wish our visit could last longer, but in about five minutes, some friends of mine are gonna come throw you in a van and drive you to D.C., where a damn alphabet soup of FBI, DEA, ATF and DOJ will be waiting to QA.
Daha uzun kalmak isterdim ama 5 dakika içinde bazı arkadaşlar seni araca bindirip FBI, DEA, ATF DOJ'dan oluşan Washington'daki alfabe çorbasına götürüp sorguya çekecekler.
Oh, damn. Check the van.
Arabayı kontrol et.
What job? Washing the damn van?
Minibüs yıkama mı?
He threw away his chance when he jumped out that damn van.
Araçtan kaçarak o şansını kaybetti.
That's a damn prison van.
Lanet olası hapis kamyoneti burada.
Damn it... the van's blown.
Katretsin... minibüs açığa çıktı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]