English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ V ] / Visit us

Visit us traduction Turc

906 traduction parallèle
It's like old times to have you visit us once again, Vronsky.
Eski günlerdeki gibi, yine ziyaretimize geldin Vronsky.
Why didn't you bring Sergei to visit us?
Sergei'yi neden getirmedin?
Come again and visit us soon, dear.
Yine gel ve bizi yakında ziyaret et, tatlım.
He's coming here to visit us!
Buraya, bizi ziyarete geliyor!
So we shall have to devise some means to get them to come and visit us.
Bu yüzden onların bizi ziyaret etmelerini sağlamalıyız.
That's not too built up lf they'd let you, you could visit us here, I'd meet you at the station
Çok kalabalık bir yer değildir. Sıkıldığın zaman, izin alıp buraya gelebilirsin. Ben seni karşılarım.
She's coming to visit us.
Bizi ziyarete geliyor. Okursun.
This is my sister, who's just come up from Lexington to visit us
Bu kız kardeşim, Lexington'dan bizi ziyarete yeni geldi.
But, madame, on the contrary, we wish you would visit us more often.
Aksine madam bizi sık sık ziyaret etmenizi dileriz.
" and people will visit us and envy us...
"... insanlar da bizi ziyaret eder ve bize gıpta edip... "
You shall come to Chicago to visit us.
Chicago'ya, bizi ziyarete gelin.
Not really far away, you can visit us.
Çok uzak da sayılmaz, bize gezmeye gelirsiniz.
I was going to ask you and Louise to visit us for a while.
Seni ve Louise'i bizi ziyarete davet edecektim.
Dick, when are you going to visit us at Bar Harbor?
Dick, Bar Harbor'da ziyaretimize ne zaman geleceksin?
In the name of the Avatar of Kumano may heavenly punishment visit us at once should our pledge be false.
Kumano'nun avatarı adına,... sözümüzün yalan olmasında bizi cezalandırmak için gel.
Father and mother, please come visit us now and then from Yamato.
Bana ve anne, lütfen şimdi ve sonra gelip bizi Yamato'dan ziyaret edin.
Not that you can't come and visit us when Cathy and I are married, but...
Cathy ve ben evlendiğimiz zaman da sen bizi ziyarete gelemessin, fakat...
Maybe you could come out and visit us.
Belki siz bizi ziyaret edersiniz.
- Visit us again. - Thank you.
- Tekrar ziyarete gelin
And I said come visit us.
Ziyaretimize gel, dedim.
- You promised to come visit us.
- Bizi ziyaret edeceğinize söz verdiniz.
"Come visit us one of these evenings." That's what you told him.
"Bir akşam bizi ziyarete gelin." Ona söylediklerin buydu.
It seems a gentleman's coming to visit us.
Öyle görünüyor ki, bir bey bizi ziyaret edecekmiş.
But they're all invited out to visit us next summer when we have our own house.
Ama gelecek yaz kendi evimiz olduğunda hepsi bizi ziyarete gelebilirler.
He's coming to visit us.
Bizi ziyarete geliyor.
She was visiting the Queen of the Saxony with Nene and has written to me that they are going to visit us for a few days.
Nene ile birlikte Saksonya Kraliçesini ziyaret edeceklermiş bir kaç günlüğüne uğrayabilirim diye yazmıştı.
My dear boy, perhaps you'd like us to arrange a visit to the craters of the moon.
Belki de aydaki kraterlere bir gezi düzenlenmesini istersiniz.
You take us to visit inside
İçeride bizi gezdirir misin? Yavaş.
If Father doesn't mind going to Cora's for a while, why don't you come on a visit to us?
Babam bir süre için Cora'ya gitmeye razı olursa neden sen de bize gelmiyorsun?
Mother comes for a visit to us and Father goes to Cora's for a while, hm?
Annem bir süreliğine bizde, babamsa Cora'da kalacak?
He'll pay us a visit soon.
Yarın ziyaretimize geliyor.
This is a little gentleman I met in Liverpool who will pay us a visit.
Bu küçük bey ile Liverpool'da tanıştım bizi ziyaret ediyor.
Imagine, my first visit to the theater the king bows to me, and look, everyone is staring at us.
Düşünün tiyatroya ilk gelişimde kral beni selamladı ve herkes bize bakakaldı.
You see, my mother is expecting a visit from our Cousin Collins whom none of us has ever seen.
Daha önce hiç tanışmadığımız... kuzenim Collins bizi ziyarete gelecek.
My father wishes me to tell you that you have honored us with your visit and that he will offer prayers for your safe return to America.
Babam sizlerle tanıştığı için onur duyduğunu ve Amerika'ya güvenle dönebilmeniz için dua edeceğini söylüyor.
The Robies paid us a visit at Bar Harbor just before we left.
Robieler Bar Harbor'da biz ayrılmadan hemen önce ziyaretimize geldiler.
Now we will visit the bedroom, which is immediately below us in which you will see the very bed in which Doctor Johnson died.
Şimdi de yatak odasını gezeceğiz. Bu oda hemen altımızda. Orada Doktor Johnson'un öldüğü yatağı göreceksiniz.
My little sister drops in, and pays us a visit, and scares us to death.
Kardeşim çat kapı bizi ziyarete geliyor ama bu bizim ödümüzü koparıyor.
We knew very little about him... but Nan had told us he was coming from America... to visit his cousin, our neighbor, Mr. John.
O'nun hakkında pek az şey biliyorduk, ama Nan bize komşumuz Bay John'un O'nun kuzeni olduğunu ve... kuzenini ziyaret etmek için Amerika'dan geldiğini söylemişti.
To commemorate the honor Baron Gruda has done us by his visit... the officers of the Saint Theo garrison have arranged a little gift for him.
Baron Gruda'nın ziyaretiyle bize verdiği onuru kutlamak için Saint Theo garnizonunun subayları onun için küçük bir armağan düzenlediler.
What an odd time to pay us a visit.
Ziyaret için garip bir saat.
Wheeler paid us a visit about 11 : 00 tonight.
Wheeler bu gece 11 : 00 civarında buraya bir ziyaret gerçekleştirdi.
Such a sudden visit. I thought you had come to scold us.
Bizi azarlamak için bu beklenmedik ziyareti yaptığınızı sanmıştım, efendim.
The FBI doesn't pay us a visit for the heck of it.
FBI bizi boşuna ziyaret etmez. Ben kalmayacağım.
You have been most kind to let us visit this darling residence.
Bu şirin yeri ziyaret etmemize izin vermen son derece kibar bir hareketti.
Don't forget your visit Sunday. Come to church with us.
Pazar günü bizi ziyarete gelmeyi unutma.
If you ever get to Deep Smith, you come and pay us a visit.
Deep Smith'e yolun düşecek olursa, bize de uğra.
Stop by and pay us a visit.
Ara sıra ziyaretimize gel.
He wanted to visit with us so he could thank you.
Teşekkür etmek için bizi ziyaret etmek istemişti.
About time you paid us a visit.
Uzun zamandır görünmüyorsun.
Next to Kimbrough, that's about the last fella I'd figure on coming to pay us a visit.
Kimbrough'un yanındaki adamın, bizi ziyarete geleceğine hiç inanmazdım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]