What were we thinking traduction Turc

What were we thinking?

Aklımız neredeydi?

What were we thinking?

Ne olmasını bekliyorduk ki?

What were we thinking?

Biz ne düşünüyorduk?

What were we thinking, kowtowing to a group of snobs like that?

Aklımız neredeydi bizim? O züppelerin önünde küçük düşeriz sandık

What were we thinking?

Ne düşünüyorduk ki?

What were we thinking? Heh.

Düşündüklerimiz?

Christ, what were we thinking?

Paul, biz ne yaptık?

What were we thinking?

Ne düşünüyordun?

- What were we thinking?

- Biz neler düşünüyorduk.

What were we thinking?

Aklımızdan ne geçiyordu, ne oldu?

Trying to be a restaurant, what were we thinking?

Restoran olmaya denemek mi? Ne düşünmüştük ki?

What were we thinking?

Acaba ne düşünüyorduk?

What were we thinking?

- Aklımız neredeydi bizim? Değil mi ya!

What were we thinking, Peyton?

Aklımızdan ne geçiyordu Peyton?

I wonder what we were thinking... at his age.

Onun yaşındayken biz neler düşünüyorduk acaba?

I mean, if you were thinking of discussing with the vicar what we have been discussing... oh, I wouldn't, miss.

Yani demek istiyorum ki, şu an konuştuğumuz şeyleri ona anlatmak... ben yapamazdım hanımım.

Those three were doing what we're thinking about.

O üçü bizim düşündüğümüzü yapmaya kalktılar.

What were you thinking about while we were doing it?

Biz yaptığımız sırada aklından ne geçiyordu?

Have you been thinking about what we were talking about?

Konuştuğumuz şey hakkında düşündün mü?

Now, what were we thinking what was before half thing on winning ahead with your mind? Give him a karate chop!

Karate vuruşu vur!

So that is what has really led, I think... to this very strong, deep reaction against science that we're seeing now... just as the Nazi demons that were released in the'30s in Germany... were probably a reaction against a certain oppressive kind of knowledge... and culture and rational thinking.

Bence bu şu anda gördüğümüz bilime karşı güçlü ve derin bir tepki duyulmasına ön ayak oldu tıpkı 1930'ların Almanya'sında ortaya çıkan Nazi iblislerinin belirli bir baskıcı bilgi, kültür ve rasyonel düşünceye karşı ön ayak olduğu gibi.

I was thinking about what you were saying the other day. Well, I think we're talking the same language here. This house is evidently a millstone around your neck.

Leydi Emily geçen gün söylediğinizi düşündüm de aslında biz aynı dili konuşuyoruz gibime geliyor bu ev size büyük yük oluyor ve çok açık ki yardıma ihtiyacınız var.

- That's what we were thinking.

- Biz de öyle düşünüyoruz.

Miriam and BeuIah, I couId see what they were thinking when we came out.

Miriam ve Beulah, ayinden çıktığımızda seni görünce ne düşündüler biliyorum.

I was thinking about what we talked about when you were so mad.

Çılgına döndüğün sırada konuştuklarımızı düşünüyordum da.

You know, we were thinking, what could be a bigger threat than aliens invading from space?

Düşündüğümüz bir şey var, uzaydan gelen yaratıkların işgalinden daha büyük bir tehdit olabilir mi acaba? - Ah evet...

I've been thinking about what we were talking about and I'd like to be a witness.

Konuştuklarımız hakkında düşündüm ve tanıklık yapmaya karar verdim.

What the hell were we thinking?

Biz de neler düşünüyorduk? !

What do you think? We were thinking something more like city hall. Something like that.

- Evlendirme dairesi düşünüyorduk.

Their dramatic exit seems to have caused no obvious reaction at the time, though we can imagine what most of those present were thinking.

Dramatik ayrılışları o zaman bariz bir etkiye yol açmamış gözükse de orada bulunanların çoğunun ne düşündüğünü tahmin edebiliriz.

Well, I got thinking about what we were talking the other night, you know, about me not having made any arrangements for myself, and so I just went out, and I bought myself a burial plot.

Düşündüm de Hani geçen gece konuşuyorsuk. Biliyorsun, Benimle ilgili hiçbir ayarlama

I don't know what we were thinking'cause we love you guys.

Aklımız neredeydi bilmiyorum. Sizi seviyoruz.

I've been thinking about what we were discussing.

Konuştuklarımızı düşündüm de...

Just what we were thinking

Aynı şeyi düşünmüşüz.

That's what we were thinking. OK.

Biz de öyle düşünüyorduk.

What the hell were we thinking?

Ne salakça düşünüyormuşuz!

- That's what we were thinking.u

- Düşündüğümüz buydu.

So, what I was thinking is if we were to combine our resources, we would reduce our expenses.

Pekala ben düşünüyordum ki eğer kaynaklarımızı birleştirirsek, masraflarımızı azaltabiliriz.

I was thinking we should try to remember what it was like when we were kids.

Bizim de çocuk olduğumuz zamanları hatırlamamız gerektiğini düşünüyordum.

I was thinking about what we were talking about last time.

Geçen defa konuştuklarımızı düşündüm.

That's what we were thinking.

Bizim düşündüğümüz de bu.

- What the hell were we thinking?

- Ne yapacağımızı umuyorduk?

You know what I kept thinking when we were looking at that house?

Bu evi gezerken ne düşündüğümü biliyormusun?

I grew up thinking that's what we were still doing.

Ben hep bunu yaptığımızı düşünerek büyüdüm.

I grew up thinking that's what we were still doing.

Hep bunu yaptığımızı düşünerek büyüdüm.

What were you thinking about when we were making love, Jerry?

- Beni nasıl buldun?

But what's impossible is thinking that somehow, some way the Beast found where we were hiding spiked the drinks we made ourselves snuck through this unreasonably large apartment on the tippy-toes of his cloven feet, right up to the vault and killed poor Manny, unseen and unheard.

Fakat canavarın bu saçma sapan apartmana gizlice girip,... saklandığımız yeri bulup, içkilerimize birşeyler katıp bizi kendimizden geçirdikten sonra toynaklarının ucunda yürüyerek acil durum odasına girip kimseye görünmeden ve duyulmadan zavallı Manny'i öldürmesi sizce de biraz garip değil mi?

Hey, what if we were thinking about this whole thing a little too globally?

Belki de bu olaya, fazla küresel açıdan bakıyoruz.

So, what were you thinking, that we'd go stay at my mom's, I guess?

Düşüncen neydi peki? Annemde kalmak herhalde.

I don't understand what you were thinking. I was thinking we needed to drum up some lunch business.

Öğle yemeğine müşteri bulmamız gerektiğini düşünmüştüm.

None of us wanted to say what we were thinking... How vulnerable we felt.

Hiçbirimiz düşündüğümüz şeyi dillendirmek istemedik ne kadar savunmasız hissettiğimizi.