You are not well traduction Turc
1,062 traduction parallèle
You are not well. But I'm not sick, mother.
Hasta değilim anne.
Well, Woody, we're not all as gifted as you are.
Hepimiz senin kadar yetenekli değiliz.
I do not understand German well, Mother. What are you saying?
Almanca anlamıyorum anne, ne demek istiyorsun?
Are you not feeling well?
Yine kötü mü hissediyorsunuz?
Include understand me well, you do not disturb us are our guests.
Beni sakın yanlış anlamayın,... siz misafirimizsiniz, başımızın üstünde yeriniz var.
WELL, I SHOULD SAY NOT. YOU ARE BAD.
Büyürken sadece güneş ışığı, şarkı ve güzel renkler olduğunu mu sanıyorsun?
You must know girls well,'cause if not, what are you doing? Bringing a stranger to your house? Take that girl there, for example.
Kızları iyi tanımalısın çünkü tanımazsan, o vakit yaptığın nedir?
Most of us are like you - -- not very well qualified.
Çoğumuz çok yetenekli değiliz.
You do not do well in school. That is because you are too clever.
Okulda pek başarılı değilsin çünkü onlara göre çok zekisin.
Well, what are...? Well, you mean, we're not gonna make it back?
Yani dönemeyecek miyiz?
Well, if it's not a personal question, are you a virgin?
Şey, özel bir soru olmazsa eğer, bakire misiniz?
But if that's not the kind of man you are. Or what I'm saying doesn't make any sense to you well. then... go ahead and kill me.
Ama şayet böyle biri değilsen ve söylediklerim sana mantıklı gelmiyorsa o zaman durma, öldür beni.
Well, there is this in your favor - You don't say you're sorry when you are not.
Çıkarın söz konusuysa, üzgün olmasan bile, değilim demezsin.
Well, that is one thing you definitely are not.
Pekala, senin öyle olmadığın tek şey.
You are looking not well at all.
Pek de iyi görünmüyorsun.
Oh, well, Minister, as long as you are not asking me to resort to crude generalisations and vulgaroversimplifications, such as a simple yes orno I shall do my utmost to oblige.
Bakanım, benim ilkel genellemelerim ve aşırı yalınlaştırmalarıma mesela basit evet-hayır cevaplarıma başvurmak istediğiniz sürece size sonuna kadar faydalı olmaya elimden geldiğince çalışırım.
Well, you are causing trouble, whether you want to or not.
İstesen de, istemesen de çıkarıyorsun.
You are not only forgetting obedience, you're forgetting humility, as well.
Sen yalnızca rahipliğini değil aynı zamanda insanlığını da unutuyorsun.
Well, are you going to share with us what you have found, or not?
Bulduğunuz şeyi bizimle paylaşacak mısınız?
Well, Mr. Pupkin, are you gonna tell us where Jerry Langford is or not?
Rupert Pupkin. Bay Pumpkin, bize Jerry Langford'un nerede olduğunu söyleyecek misiniz, söylemeyecek misiniz?
Well, are you interested or not?
Evet, ilgileniyor musunuz, ilgilenmiyor musunuz?
Are you not feeling well, ma'am?
Rahatsız mısınız, hanımefendi?
Well, is not they who are too young... are you that you're too old.
Çok genç olmak diye bir şey yoktur dostum sadece daha yaşlı olmak vardır.
Well you are certainly not vulnerable from above.
Yukarıdan girilebilir olmadığı kesin.
SINCE THE LADIES ARE BUSY WE MIGHT AS WELL PLAY, IF YOU'RE NOT TOO TIRED.
Hanımlar meşgulken biz de oynayabiliriz ;
WELL... I DON'T WANT YOU TO HAVE ANY PAIN SO, KNOWING THAT YOU ARE NOT GOING TO USE THE CANE
Şey... acı çekmeni istemiyorum, şu bastonu da kullanmadığını biliyorum.
If you come to me to cheer me up, you are not you out very well. Jack...
Buraya beni neşelendirmeye geldiysen, beceremedin.
Well, not ordinarily, but you guys are not ordinary parolees.
Her zaman değil, ama siz de her zamanki tahliye edilenlerden değilsiniz.
Are you not feeling well?
Hasta mısın?
Nothing serious, this client is not feeling too well. Are you okay?
Önemli değil, Sanırım baygınlık geçiriyor.
When you are not doing well Everybody looks at you like an exhibit
İyi yapmadığın zaman herkes teşhir edilmişsin gibi sana bakar.
If you believe you're playing well because you're getting laid... or you're not getting laid, or you wear women's underwear... then you are, and you should know that.
Eğer iyi oynadığına inanıyorsan, bu seviştiğin içindir ya da sevişmediğin içindir. Ya da altına kadın giysisi giydiğin içindir... Ve sen de bu olacakları tahmin etmeliydin.
Well, forgive me for dropping in like this, but you are not in the book.
Böyle habersiz geldiğim için bağışlayın, ama rehberde yoksunuz.
You're not feeling well, are you?
Kendini iyi hissetmiyorsun, değil mi?
Teachers are not teaching you well.
Hocaların seni iyi eğitmiyor.
Yes, well, let us hope, Chief Inspector, that the forensic sciences of which you are so proud, will not replace every aspect of the detective's work.
Evet. Umalım ki, Baş Müfettiş,... bu kadar gurur duyduğun adli tıpçılar bir dedektifin yapacağı her şeye el atmasınlar.
Yet there are those among you, politically motivated, who still try to say that you are not doing well.
Yine de aranızda politika tutkusuna kapılıp iyi iş çıkarmadığınızı söylemeye çalışan insanlar var.
Well,... if you are not willing to share your DNA, can your people help repair our malfunctioning equipment?
DNA'nızı paylaşmak istemiyorsanız, acaba adamlarınız arızalı cihazlarımızı onarabilir mi?
Well, you're not this crazy, are you?
Hiç etkilenmedim.
I hope you are keeping well and not worrying too much about me.
Umarım iyisinizdir ve beni fazla merak etmiyorsunuzdur.
You're not doing very well then, are you?
Bu konuda pek başarılı değilsin, öyle değil mi?
- I'm not, I'm drawing this pipe... the egg, bottle, the candle, the pot, cheese... and not very well. - Are you drawing me again?
- Beni yeniden mi çiziyorsun?
And you are not? Well, at least I'm a grown-up.
En azından, ben yetişkinim.
For all that, you're still well behind Samuels and Woolton, are you not?
Bunlara rağmen hâlâ Samuels ve Woolton'ın gerisindesin değil mi?
Hastings, you are not yet well enough for games.
Hastings, oyun oynayacak kadar iyi değilsin henüz.
Well, Picard, prove to us you are not the enemy.
Picard, bize düşmanın sen olmadığını kanıtla.
- You're still not well, are you?
Hala iyi değilsin, değil mi?
And you are well, are you not?
Ayrıca iyisiniz, değil mi?
Well, I certainly hope that you're not spreading the news a little too widely Are you?
Peki, umarım bu işi... fazla yaymıyorsundur. Yapmıyorsun değil mi?
I well know you are not ignorant of his skills.
Bunu bildiğinizi biliyorum.
Well, in spite of those odds, you may have noticed that we are, as a matter of fact, here, and it really... of course, it's not surprising, we're here because we are the ones doing the calculation.
Pekala bu tuhaflıklara rağmen, siz de fark etmiş olmalısınız ki buradayız ve kuşkusuz bu şaşırtıcı değildir çünkü tahmini doğru yapanlar, bizleriz.
you are 6060
you are so sweet 63
you are amazing 104
you are my friend 67
you are beautiful 191
you are an angel 28
you are mine 68
you are so beautiful 123
you are welcome 177
you are the best 102
you are so sweet 63
you are amazing 104
you are my friend 67
you are beautiful 191
you are an angel 28
you are mine 68
you are so beautiful 123
you are welcome 177
you are the best 102