You call us traduction Turc
1,887 traduction parallèle
- Why'd you call us?
- Bizi neden çağırdın?
Why did you call us out this late?
İnsanları gecenin bir yarısında buraya çağırmaktaki amacın ne?
So you call us down here to show us that you have a sprained ankle?
Ve bileğini burktuğunu göstermek için bizi buraya getirdin
Why did't you call us Or send a note?
Neden bizi aramadınız veya bir not göndermediniz?
Could you call us a cab, please?
Taksi çağırır mısın? Beraber gideceğiz.
You call us corrupt to cover your own corruption
Sen, bizi yolsuzcular diye çağrıyorsun, bir tek kendi yolsuzluğunu örtmek için.
Maybe we'll give you a call because you're not coming with us.
Belki biz seni ararız Çünkü sen bizimle gelmiyorsun
What you call "God" is inside you, all of us.
İçinde olan şeye nasıl Tanrı dersin?
You know, in the future, you should just call us right away.
Bir daha böyle bir şey olduğunda hemen ara.
And they shall hear and judge'twixt you and me if by direct or by collateral hand they find us touch'd, we will our kingdom give, our crown, our life, yea all that we call ours,
Uzaktan yakından suçlu görürlerse bizi tacımız, tahtımız, canımız senin olsun. Neyimiz varsa al, ceza olarak.
Or, as Dr. Suarez suggested, you have your regular therapist give us a call.
Yarından sonra tekrar gel ya da Doktor Suarez'in söylediği gibi... -... uzman terapistinin numarasını bırak.
Anyone you'd like us to call?
- Birilerini aramamızı ister misin?
Just call us if you need anything, okay?
Bir şeye ihtiyacın olursa bizi çağır.
How about you practice what you preach over here and join us for a little game we professionals like to call putt-putt?
Orda ne hakkında vaaz veriyorsan, buraya gelip biz profesyonellerin pıt-pıt dediği küçük oyunda bize katılıp, pratik yapmaya ne dersin?
Before you call your lawyer, you should know that unless you tell us the truth... we're going to the S.E.C. to tell them that we think she's involved.
Avukatınızı aramadan önce bilmelisiniz ki, gerçeği bize siz anlatmazsanız SPK'ya, kızınızın bu işe bulaştığını düşündüğümüzü söyleyeceğiz.
I knew you'd call, that you wouldn't let us down.
Arayacağını, bizi düş kırıklığına uğratmayacağını biliyordum.
You can call us the Three Beauties of Shinhwa High.
Shinwa Lisesi'nin üç güzeli de diyebilirsin bize.
The sheriff's here to meet us, so we'll give you a call back once they've transferred the prisoner to our custody.
Şerif bizi karşılamaya gelmiş. Mahkûm gözetimimize girdiğinde sizi tekrar ararız.
The sheriff's here to meet us, so we'll give you a call back once they've transferred the prisonertour custody.
Şerif bizi karşılamaya gelmiş. Mahkûm gözetimimize girdiği zaman sizi tekrar ararız.
Why do you think they call us back here?
Sence neden bizi buraya çağırdılar?
Detective, what you've done here today, by pledging to hp us, we call that a mitzvah.
- Dedektif, bugün burada yaptığınız şey, bize yardım teklif etmeniz... Biz buna "mitzvah" deriz.
Let us know if you have any answers and we'll call media relations.
Bir şey bulursanız haber verin, biz de basın sözcüsünü arayalım.
If you hear anything about fencing, or any other talk, give us a call, all right?
Çalıntı mallardan ya da... başka şeylerden bahseden varsa bize söyleyin.
You tell us to call when people put up graffiti.
Bize bir duvar yazısı yazıldığı zaman sizi aramamızı söylüyorsunuz.
Seriously, you know, if Mrs. Frederic can call us, we should be able to call her.
Bak ciddiyim eğer Bayan Frederic bizi arayabiliyorsa bizim de onu arayabilmemiz gerek.
- Want us to call her for you
- Aramamızı ister misin?
Would you like us to call a taxi miss?
Size taksi çağıralım mı?
Didn't you just call us to your office?
Az önce bizi odana çağırmadın mı?
- All right, okay,... you know what, Mr. Leary, if you think of anything,... you give us a call.
- Pek sayılmaz, hayır. - Tamam, peki eğer aklınıza bir şey gelirse, Bay Leary bizi arayın.
Then, you can call it a consultation and charge us for it.
Siz de adına danışma diyerek bizden para alırsınız.
Yes, he's someone who can give us better village, moral village, freedom within the prison, and when the moment comes, you will stand beside Six and you will call out that "Six is the one."
Bize daha iyi daha dürüst, daha özgür bir köy verebilecek biri. Ve zamanı geldiğinde sen, Altı'nın yanında olacaksın. "Altı 1 numaradır." diye bağıracaksın.
And please call us as soon as you hear from him.
Ondan haber alır almaz da ara beni.
I can't tell you how my heart filled with joy when we got your call inviting us to share his glory with your friends.
Bizi Tanrı'nın ihtişamını tüm yeni arkadaşlarınla paylaşmak için buraya çağırdığında... -... ne kadar mutlu oldum anlatamam.
Get us a room and call me when you're inside.
Bize bir oda tut ve içeri girdiğinde ara beni.
So can you please call and let us know you're all right?
Lütfen arayıp nasıl olduğunu haber verir misin?
You want to do business with us... Call us.
Bizimle iş yapmak istersen ara!
- If you do hear of them you, uh, call us at this number?
Eğer duyarsanız bizi bu numaradan arar mısınız?
When he found us down there before, it wasn't exactly what you'd call a magical moment.
Bizi aşağıda bulduğunda aslında büyülü an diyebileceğin bir şey yoktu.
You know, our very work shows us that those people that call the world an abattoir, a slaughterhouse, they have a point.
Çalışmalarımız sıklıkla gösteriyor ki dünyayı bir mezbaha olarak adlandıran bu insanların da bir bakış açıları var.
Manny, you always call yourself the lover of women, but if you don't compete with this girl, you're showing me and all the woman that you don't respect us.
Manny sen kendine her zaman kadın aşığı dedin. Eğer bu kızla karşılaşmazsan bana ve bütün kadınlara bize saygı göstermediğini göstereceksin.
Is there someone you'd like us to call?
Aramamızı istediğiniz biri var mı?
Do you know what the villagers call us?
Köylülerin bize ne diyeceğini düşünüyorsun?
If you have any problems, you can call us 24 hours a day.
Eğer problemin olursa, Bizi 24 saat arayabilirsin.
What do you say we call'em and see if they want to meet us in Sin City?
İstersen onları arayıp Vegas'a gelmelerini söyleyelim.
And I want you to call us, if anything happens.
Ve eğer birşey olursa bizi aramanı istiyorum.
You need us to call someone?
- Birilerini aramamızı ister misin?
Why don't you march the men who tried to kill us. Off this roof and we'd call it a day.
Neden bizi öldürmeye çalışan adamları bu çatıdan aşağı yürütüp sonra da paydos demiyoruz.
So what do you call it then when you are so positive the rest of us are wrong, flawed in our thinking?
Pekala olumlu olduğun zaman geri kalanımız hatalı olduğunda, düşüncelerimzde hatalı olduğumuzda buna ne diyeceksin?
Would you call her for us please?
Çağırabilir misin, lütfen?
What possible excuse can you give us for wasting our time with that unctuous stream of drivel that you call a presentation?
Sunum dediğiniz bu yapmacık deli saçmasıyla vaktimizi harcamanızı nasıl açıklayacaksınız?
Do you need anything? Do you need a ride? Do you want us to call someone?
Sizi eve bırakmamızı veya birilerini aramamızı ister misiniz?
you called 151
you called me 227
you call me 226
you called it 55
you called her 29
you calling me a liar 25
you called us 21
you called him 55
you called the police 24
you called the cops 29
you called me 227
you call me 226
you called it 55
you called her 29
you calling me a liar 25
you called us 21
you called him 55
you called the police 24
you called the cops 29
you called for me 29
you called them 20
you call him 37
you call her 17
you call 66
you call it 42
you call the police 24
you call the cops 24
you call them 22
call us 62
you called them 20
you call him 37
you call her 17
you call 66
you call it 42
you call the police 24
you call the cops 24
you call them 22
call us 62
useful 59
ushna 19
use it 260
use your brain 33
use your words 42
use your imagination 74
use your head 124
use me 43
used to 118
use mine 46
ushna 19
use it 260
use your brain 33
use your words 42
use your imagination 74
use your head 124
use me 43
used to 118
use mine 46
us too 58
use it wisely 19
use the force 25
use your power 21
use your hands 17
use your legs 22
use them 48
use that 67
use these 22
used to be 136
use it wisely 19
use the force 25
use your power 21
use your hands 17
use your legs 22
use them 48
use that 67
use these 22
used to be 136