English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ Y ] / You loved him

You loved him traduction Turc

790 traduction parallèle
I thought you loved him. - Boudu?
Onu sevdiğini sanıyordum.
- Did you ever tell him you loved him? - No.
- Onu sevdiğinizi kendisine hiç söylediniz mi?
You loved him.
Seviyordunuz onu.
You loved him and he needed you.
Onu sevdiniz ve onun size ihtiyacı vardı.
Then it was Jeb's father! You loved him.
Sevdiğin adam Jeb'in babasıydı demek.
You loved him... then, I mean.
Onu seviyordun, o zaman, yani.
Once in the Valley of Sorek, you said you loved him.
Sorek Vadisi'nde onu sevdiğini söylemiştin.
You loved him.
Sen de onu sevdin.
You loved him, didn't you?
Ona âşıktın, değil mi?
As soon as that boy grows up, he'll never love you the way you loved him.
Çocuk büyüdüğü zaman... seni, senin onu sevdiğin kadar sevmeyecek.
You were frank with me... what could I do if you loved him more?
Bana karşı hep dürüsttün... Onu daha fazla seviyorsan, ne yapabilirdim ki?
It's natural. You loved him, you were engaged and about to marry.
Doğal olarak çünkü... onu sevdin, onunla nişanlandın ve onunla evlenmek üzereydin.
You couldn't have known how much you loved him when you first married him.
Onunla evlendiğin zaman onu ne kadar sevdiğini bilemezdin.
You loved him, too, didn't you?
Sen de onu sevmiştin, değil mi?
He knows you loved him.
Onu sevdiğini biliyor.
Of course, if you loved him, it wouldn't be so bad.
Tabii, eğer onu sevseydin, o kadar kötü olmazdı.
You said once you loved him more than life.
Bir keresinde bana, onu hayatından çok sevdiğini söylemişti.
Because you hated me more than you loved him.
Çünkü onu sevdiğinden çok benden nefret ettin.
It was not because he was your husband and you loved him?
Sebebi kocanız olması ve onu sevmeniz değil miydi?
You loved him?
Onu seviyor muydunuz?
Of course, but you might have... loved him too.
Kesinlikle öyle umut ediyorum, ama onu da seviyor olabilirdin.
You know, once I had a little dog, and he always looked sad when I was sad and I loved him so.
Bir zamanlar küçük bir köpeğim vardı. Ben üzgünken hep üzgün görünürdü. Onu öyle çok severdim ki.
You'll never love him, but you'll let yourself be loved to please your vanity.
Onu hiç sevmeyeceksin, ama sevilmeye, gururunun okşanmasına izin vereceksin.
Next to you, I loved him more than anybody in the world.
Sen hariç, O'nu dünyada herkesten çok severdim.
Now I know why I immediately loved you so much and why I hated him so much.
Seni neden hemen o kadar çok sevdiğimi ve ondan o kadar çok nefret ettiğimi şimdi anlıyorum.
I loved you, Walter, and I hated him.
Seni sevdim Walter ve ondan nefret ettim.
You see, he had said he loved me, and I had said I loved him.
Beni sevdiğini söylemişti, ben de onu sevdiğimi söylemiştim.
Seeing as how Sam was snatched from his loved ones'arms... before they even had time to get a good grip on him... I'm counting on you to give him a better break up yonder.
Sevdiği kadından kopartılan Sam Pierce'a bakıyorum üstelik henüz daha birlikte mutluluğu hiç tadamamışlar Onun için, mekanında yer aç, sana yalvarıyorum.
I loved Andre Latour, and you murdered him.
Andre LaTour'u seviyordum ve siz onu öldürdünüz.
I proved I loved you when I killed him.
Onu öldürerek seni sevdiğimi kanıtladım.
If he loved you as much as you love him, he'd make you go.
Onu sevdiğin gibi o da seni seviyorsa, seni bırakmalı.
If you loved your brother so much, why didn't you ever try to find out what was happening to him?
Kardeşini bu kadar seviyorsan... ona neler olduğunu öğrenmeyi neden hiç denemedin?
And you will tell him you have always loved him.
Sen de onu her zaman sevdiğini söyleyeceksin.
And you will tell him you've always loved him.
Sen de onu her zaman sevdiğini söyleyeceksin.
Judge, O you gods, how dearly Caesar loved him!
Tanrılar, siz söyleyin nasıl severdi onu!
I am no orator, as Brutus is, but, as you know me all, a plain blunt man that loved my friend, and that they know full well that gave me public leave to speak of him.
Ben söz ustası değilim Brutus gibi. Hep bilirsiniz, ben dostunu seven kaba saba bir adamım. Bunu bildikleri için izin verdiler halkın önünde konuşmama.
If you loved this man, you could never call him a cunning drunkard.
Bu adamı sevseydiniz ona aska sinsi sarhoş demezdiniz.
No. if you'd loved him, you'd have gone to him.
Hayır! Onu gerçekten sevseydin sen ona giderdin.
You all loved him a few weeks ago, what's gotten into you?
Birkaç hafta önce hepiniz onu severdiniz, ne oldu size?
I loved you, but you let him take what he wanted.
Seni sevdim, sense istediğini almasına izin verdin.
Had I not loved him, you would have.
Ben sevmemiş olsaydım, sen onu sevecektin...
You sort of loved him, didn't you?
Onu sever miydin?
You didn't love him and you never for one minute thought he loved you.
Siz onu sevmediniz ve onun sizi sevdiğini hiç düşünmediniz.
And when he loved, that was something you gave him.
Ve sevdiği zaman, sanki bu ona senin verdiğin bir şey.
I loved him, but I loved you more.
Onu seviyordum ama seni daha çok seviyordum.
Well, if you still loved him, I could understand your feelings.
Eğer onu hala seviyorsan, duygularınızı anlayabilirim.
I couldn't shake the thought from my mind that you and I, the ones who loved him most, were pulling him apart.
Zihnimden bir türlü atamıyordum. Benimle senin, onu en fazla sevenlerin onu üzdüklerini.
You know how much he loved him.
Onu ne çok sevdiğini bilirsiniz.
Would you please explain to him that I loved his dance. I was applauding.
Lütfen oyununu beğendiğim için onu alkışladığımı açıklar mısın?
Oh, Robert, it was him I loved in you from the start.
Robert. Başından beri sendeki onu sevmiştim.
Tell me, how many have loved you since him?
Söyle, ondan sonra kaç kişiyle seviştin?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]