You must be mad traduction Turc
123 traduction parallèle
Why, you must be mad.
Aklını kaçırmış olmalısın.
You must be mad.
Çıldırmış olmalısın.
You must be mad to talk like that!
Laf mı bu, kafayı yemiş olmalısın!
- Your husband is under arrest in the Cherche-Midi prison. - Why, you must be mad.
- Çıldırmış olmalısınız.
You must be mad, don't you remember who I am?
Delirmiş olmalısın, kim olduğumu hatırlamıyor musun?
You must be mad.
Sen çılgın olmalısın.
- Nick, you must be mad.
- Nick, çıldırmışsın.
I think you must be mad.
Sanırım çok kızgınsın.
You must be mad!
Çıldırmış olmalısın!
You must be mad.
Çıldırdınız mı?
You must be mad
Kafayı yemişsin! Hiç aynada kendine baktın mı?
You must be mad.
Delirmiş olmalısın.
You must be mad to think I'd go out walking with you.
Seninle yürüyüşe gideceğimi düşünüyorsan çıldırmış olmalısın.
You must be mad.
çıldırmış olmalısın.
Really my old friend, you must be mad.
- Dostum, sen gerçekten çıldırmış olmalısın.
You must be mad.
Delirmişsin sen.
If you think I'm going to pack it in now you must be mad.
Şimdi vaz geçeceğimi düşünüyorsan kafayı yemişsin.
You must be mad. Why did you have to come here?
Neden geldin ki buraya?
You must be mad.
- Delirmiş olmalısın.
You must be mad, raving mad.
Çıldırmış olmalısınız.
You must be mad.
Aklını mı kaçırdın?
- You must be mad!
- Delirmiş olmalısın!
- You must be mad
- Çıldırmış olmalısın.
You must be mad
Aklını mı kaçırdın sen?
You must be mad.
- Çıldırmış olmalısınız.
- Huh? You must be mad!
Delirmiş olmalısınız!
You must be mad! "
Delirdin mi? "
You must be mad!
Aklını yemiş olmalısın!
You must be mad!
Delirmiş olmalısın.
Mmm. You must be mad buying them in that place. You can get them for half that anywhere.
Oradan aldığına göre çıldırmış olmalısın başka yerlerde yarı fiyatına satıyorlar.
- You must be mad!
- Delirmiş olmalısınız!
You must be mad!
Ne? Delirdin mi!
- You must be mad!
- Sen deli olmalısın!
You must be mad. She is Centauri.
Aklını oynattın herhalde.
- You must be mad. - You're not quite yourself today. Are you.
Bugün kendinde değilsin, değil mi ihtiyar?
- Except that you must be completely mad.
- Tamamen aklını kaçırmış olmalısın.
I know you think I must be mad, Howard.
Biliyorum, çılgın olduğumu düşünüyorsun Howard.
- Roy, you must be mad.
- Roy, çıldırmışsın. - Biliyorum.
You must be mad.
Aklını kaçırmış olmalısın.
STEFANO : He must be mad to leave you.
- Sizi burada bıraktığına göre çıldırmış olmalı.
You must be mad!
Delirdin mi?
You must be stark, staring mad.
Tamamen delirmiş olmalısın.
But if you think we're gonna try and get back to camp by tomorrow... you must be bloody mad.
Ama eğer deneyeceğiz ve yarın kampa ulaşmış olacağız dersen... aklını kaçırmış olmalısın.
You must be leading a bunch of fools! Disrespect one that he don't even know.
Çetedeki aptalların başını çekiyor, tanımadığı kadınlara hakaret ediyor.
You must be going mad.
Bu gidişle delireceğim.
You must be going mad.
Sen çıldırmış olmalısın.
You must be so mad at me.
Bana çok kızmış olmalısın.
I must be mad... to listen to you.
Sizi dinlemek bir delilikti.
- You must be mad.
- Sen deli olmalısın.
You must be fucking mad to stay here.
Burada kalmak için delirmiş olmalısın.
Mayor, you must be careful with this gibberish... or you'll end up mad.
Başkanım. Onun sözlerine karşı dikkatli olmalısınız. Yoksa delirirsiniz.
you mustn't 153
you must be tired 132
you mustn't worry 18
you must be joking 157
you must be careful 40
you must be proud 26
you must be busy 17
you must have 63
you must be kidding 67
you must understand 119
you must be tired 132
you mustn't worry 18
you must be joking 157
you must be careful 40
you must be proud 26
you must be busy 17
you must have 63
you must be kidding 67
you must understand 119