You must be tired traduction Turc
563 traduction parallèle
You must be tired from your journey.
Yorgun olmalısın.
Dad, you must be tired from working hard all day.
Baba, herhalde işten sonra yorgunsundur.
Of course you must be tired.
Elbette yorgun olmalısın.
- And I should think you must be tired.
-... yorgun olmalısınız.
- You must be tired.
- Yorgun olmalısın.
I'll go. You must be tired.
Ben bakarım, sen yorulmuş olmalısın.
- No, you must be tired by a long journey
Bu kadar uzun bir yolculuktan sonra yorulmuşsundur.
- You must be tired from that long trip.
- O uzun yolculuk seni yormuş olmalı.
You must be tired, son.
Yorgun olmalısın, oğlum.
It's been a long day. You must be tired.
Uzun bir gün oldu, yorulmuş olmalısınız.
Miss Lucia, you must be tired.
Yorgun olmalısınız Bayan Lucia.
You must be tired, why not rest?
Yorulmuş olmalısınız, niye dinlenmiyorsunuz?
You must be tired.
Yorgun olmalısınız.
Darling, you must be tired.
Sevgilim, yorgun olmalısın.
You must be tired after your drive.
Onca yoldan sonra yorgun olmalısınız.
And you must be tired.
Zaten yorgun da olmalısınız.
You must be tired.
Yorulmuşsundur.
I mean, because you must be tired.
Demek istediğim yorgun olmalısın.
- You must be tired too.
- Sen de yoruldun.
Uncle, you must be tired.
Yorgun olmalısın.
Dad, you must be tired.
Baba yorulmuºsundur.
You must be tired after this long journey.
Uzun yolculuğunuzdan sonra yorulmuş olmalısınız.
Oyu, you must be tired.
Oyû, yorgun olmalısın.
Oh, you must be tired, Guy.
Yorgun olmalısın, Guy.
Oharu, you must be tired
Oharu, çok yorgun olmasın.
You must be tired, Father.
- Yorgun musun, baba? - Evet.
You must be tired.
Yorulmuş olmalısın.
You must be tired.
Yorgun olmalısın.
You must be tired.
Sen yorgun olmalısın.
You must be tired
Yorgun olmalısın.
And you must be tired.
Yorulmuşsunuzdur da.
She seems to think you must be tired of Chinese cooking.
Görünüşe bakılırsa sizin Çin yemeklerinden bıktığınızı düşünüyor.
You must be tired too.
Sen de yorgun olmalısın.
You must be tired.
Yorgunsundur.
You must be dreadfully tired, Gary.
Çok yorulmuş olmalısın Gary.
But you must be tired after your drive.
Silver!
I'm very tired, Mr. Hoolihan, and 1 know you must be.
Çok yorgunum, Bay Hoolihan ve bence sizde öylesiniz.
You must be very tired, and I suggest you go home.
Çok yorgun olmalısın, bu yüzden eve gitmeni öneririm.
You must be rather tired yourself.
Sen de denemelisin.
You must be very tired and sad.
Çok üzgün ve yorgun olmalısın.
But you must be very tired.
Ama çok yorgun olmalısınız.
- You must be very tired.
- Boşver, çok yorulmuş olmalısın.
You must be tired.
Dinlenmeniz gerekiyor.
- I suppose you must be feeling... a little bit tired after all your exertions.
Bu kadar egzersizden sonra biraz yorgun olmalısın.
You must be dead tired.
ÖIü gibi yorgun olmalısın.
Sae, you must be very tired.
Abla, yorulmuş olmalısın.
You must be cold and tired.
Üşümüş ve yorulmuş olmalısın.
You both must be tired
İkiniz de yorgun olmalısınız.
Cal, we know how tired you must be.
Cal, ne kadar yorgun olduğunu biliyoruz.
The one you've got must be awful tired of biting Cleopatra.
Ama bu sefer ki Cleopatra'yı ısıran yılan olmasın, olur mu?
You must be tired!
Yorulmuş olmalısın!
you mustn't 153
you mustn't worry 18
you must be joking 157
you must be careful 40
you must be proud 26
you must be busy 17
you must have 63
you must be kidding 67
you must understand 119
you must be hungry 125
you mustn't worry 18
you must be joking 157
you must be careful 40
you must be proud 26
you must be busy 17
you must have 63
you must be kidding 67
you must understand 119
you must be hungry 125