You ran away traduction Turc
1,055 traduction parallèle
- So you ran away again.
- Bunu beklemiyorum George. Yazdıklarımdan sonra buraya gelmen.
You ran away as usual.
Her zamanki gibi kaçıyorsun.
Please tell me why you ran away last night and left me just sitting there?
Dün gece neden öyle kaçtığını ve beni ortada bıraktığını açıklar mısın?
You ran away.
- Sen kaçtığın için.
When we get home, I'll explain that we had a lover's quarrel. That you ran away, that I went after you and brought you back.
Eve vardığımızda biz aşıklar arasında tartışma çıktığını, senin de çekip gittiğini benim de peşinden gelerek, seni geri getirdiğimi açıklayacağım.
They may think you ran away...
Senin kaçmış olduğunu düşüneceklerdir.
Then y our wife and that other one arrived, and you ran away like a child!
Sonra karın ve diğer kadın geldi ve sen bir çocuk gibi kaçıp gittin.
This time the Apaches didn't take you away, you ran away.
Bu sefer Apaçiler götürmedi, sen kaçtın.
Okay, so you had a beef with Uncle Gerald and you ran away.
Demek Gerald Amca ile kavga ettin ve evden kaçtın.
I know why you ran away, Antoine... until tomorrow...
Düne kadar neden kaçıp durduğunu anlıyorum Antoine.
So you ran away for two days?
Bu yüzden mi 2 günlüğüne evden kaçtın?
You say you loved this country... but when you needed to serve it as a soldier you ran away to Mexico?
Bu ülkeyi sevdiğinizi söylüyorsunuz... ama askerlik yapmaya gelince Meksika'ya kaçtınız.
Could you explain why you ran away like that?
Neden bu şekilde kaçıp gittiğini açıklar mısın?
From when you ran away from the war remember?
Her şeyi yanlış yaptın!
You haven't changed... You haven't changed at all since you ran away ten years ago.
Hiç değişmemişsin... 10 yıl önce evden kaçtığından beri hiç değişmemişsin.
You feared for your lives, and so you ran away and now you will take the lives of others?
Kendi canlarınız için korkup kaçtınız şimdi başkalarının canlarını mı alacaksınız?
So you ran away and left my son.
Yani kaçtın ve oğlumu geride bıraktın.
Why didn't you say you ran away?
Neden bize bir kaçak olduğunu söylemedin?
I'm glad you ran away.
Kaçtığıma sevindim.
You ran away from the orphanage, eh?
Yetimhaneden kaçtın demek, ha?
You were frightened and ran away.
Korkmuştun ve kaçtın.
You just ran away?
Öylece kaçıp gittin mi?
I ran away because of you.
Senin yüzünden kaçtım.
You ran away without paying the hotel bill. Yes!
Otel faturasını ödemeden kaçtınız.
- Who let you in? Your husband rode away, your servants ran away, I couldn't leave you alone.
- Kocanız yolda, Sizi yalnız bırakamam.
Don't you realize it was you who pushed me away - gently... gradually.
Anlamamış mıydın ki, beni kendinden uzaklaştıran sendin yavaşça ve kibarca.
After you found out, I ran away.
Sen durumu anladığında, ben kaçmış olurum.
Joey, couldn't you tell him I ran away someplace and you don't know where?
Joey, ona bir yerlere kaçıp gittiğimi söyleyemez misin? Nerede olduğumu bilmediğini?
Your father's name was Eric, mother's name was Mary you grew up on the London docks and ran away from home at 17 to join the navy.
Ayrıca babanın adı Eric, ve annenin adı da Mary. Londra varoşlarında büyüdün, ve 17 yaşında orduya katılmak için evden kaçtın.
Do you have no explanation for why Törless suddenly ran away?
Törless'in ansızın kaçmasının bir nedeni yok mu yani?
You were so convincing that we all almost ran away.
O kadar inandırıcıydın ki neredeyse hepimiz kaçıyorduk.
She thinks you are her husband who ran away.
Sizi kaçan kocası sanıyor.
And did he tell you why Jill ran away?
Jill'in neden kaçtığını da söyledi mi?
Meditate while awaiting your turn... for it would be extremely difficult for you to get away from here.
Sıranızı beklerken düşünün çünkü buradan kurtulmanız çok zor olacak.
You say he ran away?
Kaçtı mı dedin?
No wonder your woman ran away from you!
Karının neden kaçtığına şaşmamalı!
I'll run away like you ran from the master's woods.
Desene, efendilerin ormana koştuğu gibi koşacağız.
What do you mean, ran away?
Ne demek, kaçtı?
All four of'em ran away when they heard you were comin'.
Bu tarafa geldiğinizi duyunca dördü de tabanları yağladı.
We ran away together, and I'II always love you.
Birlikte kaçtık ve her zaman seni seveceğim.
She led the murderers to your father and ran away... leaving you behind.
Katillerin babanı bulmasını sağladı daha sonra da seni arkada bırakıp kaçtı.
Abjuration may also mean taking a long path that drives you away from God.
Tövbe, ayrıca seni Tanrı'dan uzaklaştıran uzun bir yola girmen anlamına gelebilir.
And you simply ran away from me.
Ama sen benden kaçtın.
You ran away to Leningrad again?
Sen nesin?
But since he ran away, you didn't do a very good job.
Ama kaçtığı için, iyi bir iş yapmadın.
I think it would be better if you released me and we all ran away.
Öldürün! Öldürün! Öldürün!
I ran away from my guests to tell you something.
Size bir şeyler söylemek için misafirlerimden kaçtım.
Then I ran away, and you should console me,
İyidir herhalde. Hakkında bir şey duymadım.
But Mathieu, I didn't ran away because of them, but for you.
Anlamıyorsun. Onlar yüzünden yola çıkmadım. Senin için çıktım.
It was all so wonderful, and you just ran away, Franz.
Her şey çok güzel giderken,... kaçıp gittin, Franz.
You saw Franz, then you turned on your heels and ran away.
Franz'ı gördün,... sonra gerisingeri dönüp, tabanları yağladın.
you rang 88
you ran 33
ran away 45
away 568
away from home 17
away with you 30
away from me 19
away you go 17
away present 49
away from here 45
you ran 33
ran away 45
away 568
away from home 17
away with you 30
away from me 19
away you go 17
away present 49
away from here 45
away from you 37
away party 43
you ready 2588
you rock 110
you ruined everything 66
you remember me 243
you read my mind 77
you really do 96
you ruined my life 104
you really hurt me 29
away party 43
you ready 2588
you rock 110
you ruined everything 66
you remember me 243
you read my mind 77
you really do 96
you ruined my life 104
you really hurt me 29
you really shouldn't have 29
you really 167
you really think so 206
you really mean it 21
you really want to know 115
you really are 120
you really don't get it 45
you really think 43
you really don't 54
you really shouldn't 18
you really 167
you really think so 206
you really mean it 21
you really want to know 115
you really are 120
you really don't get it 45
you really think 43
you really don't 54
you really shouldn't 18