You stop traduction Turc
51,522 traduction parallèle
Why didn't you stop them?
Neden onları durdurmadın
Could you stop saying "Facebook"?
Facebook demeyi bırakır mısın?
If you stop pushing back against them here, every minute, if you are that stupid, what do you get?
O denli aptalsanız, Başınıza ne gelir?
Why didn't you stop me?
Beni neden durdurmadın?
- Can you stop it?
- Yemin ederim, ben değildim.
If you do become president, will you stop driving the Van Damn?
Eğer başkan olursan, Van Damn'i sürmeyi birakacak misin?
But if you're asking for advice, I would suggest you stop driving a bus where every day, you arrive at the same appointed time.
Ama öğüt vermemi istersen, her gün ayni saatte ayni yerde olmana firsat veren otobüsü sürmeyi birakmalisin.
Yeah, well, then look. Maybe you should, um, stop advertising.
O zaman, belki de reklam yapmayı bırakmalısın.
Pay your way or the boss will throw you out. Stop sleeping!
uyumayı bırak işine bak yoksa patron seni kapı dışarı edecek!
You can stop now.
Şimdi durdurun şunu.
Will you please stop dousing me?
Lütfen beni rahat bırak?
- If you find that something goes wrong you can always stop me.
- Birşeylerin yanlış gittiğini fark edersen beni her zaman durdurabilirsin.
If you shout "stop" again, I'll have your head.
Tekrar "dur" diye bağırırsan başını alırım.
If you shout "stop" again, you'll lose your head.
Tekrar "dur" diye bağırırsan başını kaybedeceksin.
Stop, I beg you!
Dur, sana yalvarıyorum!
Which, boychik, will stop the moment they arrest you for money laundering.
Sizi para aklamaktan tutukladıkları zaman bana gelemeyeceksiniz artık.
Old Chief... You gotta stop calling me that.
- Bana şöyle seslenmeyi bırak artık.
I mean, stop me if I get it wrong, if this wasn't some kind of tit-for-tat handjob-gets-you-work-release program...
Yani, yanılıyorsam beni durdur, eğer bu bir çeşit kısasa kısas, eline-alırsan-salıverilme-programına-girersin değilse...
And you were supposed to stop them!
Ve onları durdurman gerekiyordu!
You have to stop it! Please! Do not let them do this!
Lütfen, bunu yapmalarına izin vermeyin!
You have to put a stop to this!
Buna son vermelisiniz!
Whoa, whoa, whoa, whoa, whoa! Okay, stop, you're s'pose...
Tamam dur, sen...
- If you could just stop tick... - Right.
Gıdıklamayı keser misin?
Grace, I need you to stop talking and breathe, all right?
Konuşmayı kesip nefes almalısın Grace.
Okay, before you do anything, I want you to stop by the lab and make sure those Fellowship cocktails are out of your system, okay?
Bir şey yapmadan önce laboratuara uğrayıp burs kokteyllerini vücudundan attığına emin olmanı istiyorum.
It's time for you to stop drinking and whoring and to do what we set out to do.
İçki içerek fuhuş yapmayı bırakıp yapmak için yola düştüğümüz şeyi yapma vaktidir artık. - Islandım!
You will stop this nonsense.
- Bu saçmalığa bir son vereceksin.
As long as it takes for you to stop looking at'em.
Onlara bakmayı kesene kadar.
You have to or it won't stop.
Söylemelisin yoksa hiç durmayacak.
You want to stop the flood?
Seli durdurmak istiyor musun?
You can't stop me, asshole!
Beni durduramazsın, götlek!
Stop you from what?
Ne için durdurmadım
I didn't stop you because you decided you wanted to do it, and you did it.
Seni durdurmadım çünkü bunu yapmak istediğine karar kıldın ve yaptın.
And while he's there, he's going to learn a song from one of the dead people and he's gonna bring that song back to you so you can sing it and stop the biblical flood that's gonna happen tomorrow.
Gittiğinde, ölü birinden bir şarkı öğrenecek sonra o şarkıyı sana geri getirecek böylece yarın olacak incilvari tufanı şarkı söyleyerek önleyebileceksin.
You want me to find Christopher Sunday, learn the song, so you can stop the flood, right?
Sen de Christopher Sunday'i bulmamı istiyorsun, şarkıyı öğreneceğim, tufanı durduracağız, doğru mu?
You need to stop the car!
Arabayı durdurmalısın!
Do you believe your father can sing a song and stop the flood?
Baban şarkı söyleyince tufanın duracağına inandın mı?
Would you please stop fucking saying that?
Şunu demekten vazgeçer misin?
I'm going to stop you right there.
Lafını burada keseceğim.
I told you to stop calling me.
Sana beni arama demiştim.
Like that would stop you starting up with her again.
Bu tekrar başlamanıza engel değil.
Nilaa, you help us stop this, and I will do everything I can...
Nilaa, bunu durdurmamız için bize yardım et ve ben de elimden geleni yapayım- -
So stop wasting time and tell me what you know about jadalla bin-Khalid.
O yüzden vaktimi boşa harcama ve Jadallah Bin-Khalid ile ilgili ne biliyorsan anlat.
But I'm delighted you decided to stop by.
Ama geçerken uğramana çok sevindim.
What's to stop me killing you, keeping the plans anyway?
Bu planları her türlü alabilecekken, seni öldürmemek için beni durduran ne?
You just tell us what we need to know, and then we'll inject you with a reversing agent, and the pain will stop like somebody hit a switch.
Sadece bize bilmek istediklerimizi söyleyin bizde size tersine döndüren bir kimyasal enjekte edelim böylece acı sanki bir anahtarı kapatır gibi dursun.
There is still a chance for you to stop this.
Bunu durdurmak için hala şansın var
Stop it, you're killing him!
Kesin şunu, onu öldürüyorsunuz!
You gonna stop me?
Beni durdurmak mı istiyorsun?
But they'd stop pretty quick if you were dead, wouldn't they?
Ama eğer ölmüş olsan, çabucak vazgeçerler, değil mi?
Will you try to stop me?
Beni durdurmaya çalışacak mısın?
you stopped 22
you stop it 69
you stop that 26
stop 27520
stop it 13041
stopped 59
stops 49
stopping 31
stop here 153
stop the car 663
you stop it 69
you stop that 26
stop 27520
stop it 13041
stopped 59
stops 49
stopping 31
stop here 153
stop the car 663
stop crying 318
stop lying 140
stop talking to me 36
stop laughing 101
stop it now 137
stop him 644
stop talking 690
stop right there 656
stop the bus 85
stop talking nonsense 52
stop lying 140
stop talking to me 36
stop laughing 101
stop it now 137
stop him 644
stop talking 690
stop right there 656
stop the bus 85
stop talking nonsense 52