Young ladies traduction Turc
564 traduction parallèle
And if our young ladies glory in those who wear it, is that anything to be ashamed of?
Ve genç bayanlarımız üniforma giyenlerle gurur duyuyorsa bu utanılacak bir şey midir?
Now, young ladies you who are about to graduate to the noble profession of nursing will recite the Florence nightingale pledge.
Pekala, genç bayanlar asil hemşirelik mesleğinin eğitimini tamamlamak üzere olan sizler Florence Nightingale'ın andını ezberden okuyacaksınız.
"Our young ladies are sweet-tempered, patient and understanding."
"Eğitmenlerimiz sakin, sabırlı ve anlayışlıdır." Harikasınız.
I came to the show tonight with 10 very open-minded young ladies who are just dying to meet a real star. You.
Bu akşam yanımda gerçek bir yıldızla tanışmak için can atan 10 hatunla geldim.
If you young ladies have finished with you vulgar display of lack of restraint... we will begin our lessons.
Eğer genç bayanlar kendini tutmaktan yoksun kaba gösterilerini bitirdilerse derslerimize başlayalım.
Young ladies, you may go to your seats.
Genç bayanlar yerlerinize oturablirsiniz.
You may sit down, young ladies.
Bayanlar oturabilirsiniz.
- Good morning, young ladies.
- Günaydın genç bayanlar.
Good morning, young ladies.
Günaydın, genç bayanlar.
Several young ladies have bought new gowns for the Assembly Ball. But, none will be more modish than this muslin, Madame.
Balo için çok elbise sattım... ancak hiçbiri bunun kadar moda değildi, Madam.
It's amazing to me how young ladies can have the patience to be so accomplished as they all are.
Nasıl oluyor da... etraf becerikli genç bayanlarla doluyken... sizler rahatsız olmuyorsunuz?
All young ladies are not accomplished, Charles.
Çok da becerikli olmayan bayanlar da var, Charles.
I give no more instructions to young ladies.
Artık genç bayanlara ders vermiyorum.
Give the other young ladies a chance to make exhibitions of themselves.
Bırakalım da... biraz da diğer kızlar hünerlerini sergilesinler.
I understand, my dear Miss Elizabeth, that it is the delicate and charming custom of young ladies to say no when they mean yes, even three or four refusals.
Anlıyorum sevgili Bayan Elizabeth, hayır derken aslında evet'i kastetmek... düşünceli ve güzel bayanların adetidir zaten.
Show the young ladies, please, how to do an entrechat quatre.
Genç hanımlara "entrechat dört" nasıl yapılır, gösterir misin?
I used to put young ladies into hysterics.
Eskiden genç kızları krize sokardım.
For instance, there were... several young ladies.
Örneğin, bir çok genç bayan vardı.
You don't know these young ladies of fashion.
Yanılıyorsun. O genç hanımları hiç tanımıyorsun.
- to take liberties with young ladies?
- genç bayanlardan yararlanmak isterler.
No, but if one of the young ladies wishes to come over here and perform about there,
Striptiz gösterisine de mi gitmeyeceksin? Hayır, ama o hanımlardan biri buraya gelip de burada gösterisini sunmak isterse, izlemekten memnuniyet duyarım, o kadar.
And now, two young ladies... who have found the amusement world their oyster.
Şimdi de eğlence dünyasının tüm kapılarını açan iki genç kadın.
I shall go through debrett and draw out a list of eligible young ladies.
Debrett'e gideceğim ve uygun genç hanımefendilerin bir listesini çıkaracağım.
JOHNNY : Good evening, young ladies.
- İyi akşamlar küçükhanımlar.
One of our young ladies is insane.
Genç bayanlarımızdan bir tanesi aklını kaçırmış.
Yes, he's almost keeping pace with your young ladies.
Evet, neredeyse sizin genç bayanlara ayak uyduruyor.
You should be proud that your young ladies have the privilege of pioneering a new frontier.
Senin genç bayanların, yeni bir sınıra öncülük etme şerefine sahip olduğu için gurur duymalısın.
They're not used to seeing people, especially young ladies.
Hayatlarında çok insan yoktur, genç bayanlara ise iyice yabancıdırlar.
Good morning, my dear young ladies.
Günaydın, sevgili genç bayanlar.
That bothers young ladies more than you imagine.
Bu, genç kızları, sandığından daha fazla rahatsız eder.
It is not usual for young ladies in my daughter's situation to receive gifts from gentlemen.
Kızım durumundaki genç bir hanımın, bir beyefendiden hediye alması geleneklere pek uygun değil.
With other young ladies you want to talk to about new duties at the store?
Yeni görevleriyle ilgili konuşmak istediğin kızlarla mı?
Such young ladies!
Söylesene.
The Marquis de Maynes is absent from the assembly... having been ordered by Her Majesty the Queen to inspect the orphanage... for young ladies of noble birth at Saint-Germain-en-Laye.
Markiz de Maynes mecliste değil... çünkü majesteleri kraliçenin emriyle Saint-Germain-en-Laye'deki genç doğum yapan bayanlar için düzenlenen... bir doğumevini denetlemek için görevlendirildi.
Those young ladies are certainly having the time of their lives in there, huh?
Bu genç bayanlar orda kendi hayatlarını taşıyorlar ha?
If I start the introductions, can I get to meet these young ladies?
Tanışma faslına başlayacaksam, bu genç kızlarla başlayabilir miyim?
Um - I'm on the board of trustees... of, uh, some institution of learning for young ladies. - W-W-Which one is it, Griggs?
Ben hangi genç kız eğitim kurumunun üyesiydim?
I'd be delighted to take these young ladies of the medical profession to my Surgery.
Bu sağlıkçı bayanları ameliyathaneme almayı çok isterim.
There were young ladies present, 50 of them from the finest families of Elysium.
Orada Elysium'un en iyi ailelerinden... 50 genç bayan vardı.
The gang masqueraded as a dancing school... where the young ladies went to learn the tango.
Çeteler, genç kızların gittiği... dans okulu maskesiyle saklanıyordu.
However, if you young ladies are seeking a sanctuary in this troubled world... seek no more.
Genç bayanlar bu dertli dünyada kendinize sığınak arıyorsanız daha fazla aramayın.
My dear young ladies, this is the best value you can get for your money in New York.
Sevgili genç bayanlar, paranızla New York'ta bulabileceğiniz en iyi yer burası.
Because one of these young ladies has since married a titled Englishman... and her face is now quite well-known.
Zira hanımlardan biri, geçenlerde ünvan sahibi bir İngiliz ile evlendi ve yüzü şimdi çok tanınıyor.
As you might expect... before Mr. Goodfellow and Mr. Shanks had reached the street... they had walked into the inviting arms of... two luscious young ladies.
Tahmin ettiğiniz gibi... Bay Goodfellow ile Bay Shanks henüz caddeye varmadan iki enfes genç kızın davetkar kollarına düşmüştü.
I don't normally stop young ladies in the street.
Normalde genç hanımları böyle sokak ortasında durdurmam.
While I continue with the tiresome task of ogling these young ladies our poor players will present tonight's story.
Ben bu genç bayanlara hayranlıkla bakma yorucu görevime devam ederken zavallı oyuncularımız bu gecenin oyununu sunacaklar.
Each of these young ladies here... has packed two boxed suppers... and the high bidder wins not only the delicious vittles... but also the privilege of eating " em... with the fair young maiden who prepared'em... with her own lily-white hands.
Buradaki her genç bayan iki tane akşam yemeği hazırladı ve en yüksek fiyatı veren sadece lezzetli ızgaraları değil onları beyaz elleriyle hazırlayan genç bayanlarla yemek yeme hakkını da kazanacak.
Ladies and gentlemen, Mr Young's personal issues have nothing to do with this glorious development.
Bayanlar, Baylar, Bay Young'ın kişisel sorunlarının bu görkemli gelişmeyle hiç bir ilgisi yoktur.
Now ladies and gentlemen, you will observe that I have unfortunately disarrayed the young gentleman's hair.
İşte böyle. Şimdi, bayanlar ve baylar gördüğünüz gibi genç delikanlının saçlarını birazcık dağıtmış bulunmaktayım ama bu kolayca düzeltilebilir.
Ladies and gentlemen, young and old, this may seem an unusual procedure, speaking to you before the picture begins, but we have an unusual subject : the story of the birth of freedom.
Baylar, bayanlar, gençler, yaşlılar, film başlamadan önce bu konuşmam sizlere sıradışı gelebilir fakat sıradışı bir konumuz var - özgürlüğün doğuş hikayesi.
Also, ladies and gentlemen, we'll hear from another young lady who works for the insurance office by the name of Constance Willis.
Ayrıca, sayın jüri üyeleri sigorta ofisinde çalışan Constance Willis'ten duyacağız.
ladies 5171
ladies and gentlemen 5575
ladies first 192
ladies and gentleman 85
ladies and gents 84
ladies and gentlemen of the jury 121
ladies and 16
ladies and gentlemen of the press 17
young 1055
younger 104
ladies and gentlemen 5575
ladies first 192
ladies and gentleman 85
ladies and gents 84
ladies and gentlemen of the jury 121
ladies and 16
ladies and gentlemen of the press 17
young 1055
younger 104
young man 1667
young blood 22
young girl 46
young love 41
young one 29
young lady 1202
young master 235
young girls 24
young guy 16
young fella 42
young blood 22
young girl 46
young love 41
young one 29
young lady 1202
young master 235
young girls 24
young guy 16
young fella 42
young and old 19
young fellow 27
young woman 79
young mr 18
young men 35
young sir 32
young women 31
young people 40
young fellow 27
young woman 79
young mr 18
young men 35
young sir 32
young women 31
young people 40