Younger's traduction Turc
1,842 traduction parallèle
What's it like, growing younger?
Gittikçe gençleşmek nasıl bir şey?
Quite handsome in your younger days.
Gençken oldukça yakışıklıymışsın.
- One's older, one's younger.
- Biri büyük biri küçük.
To cover up for your younger brother's kidnapping, they've mobilized the police.
Kardeşinin kaçırılmasını örtbas etmek için polisi harekete geçirmişler.
Isn't your younger brother's name Lee Dong Wook?
Senin kardeşinin adı Lee Dong Wook değil mi?
Natalia he's younger than me.
Natalia o benden genç.
I'm telling you, if I were 20 years younger, I would quit my job and come work with you.
Eğer 20 yaş genç olsaydım ben de işten ayrılıp sizinle çalışırdım.
At 10 and 13, Bloom and Stephen, the younger and the old, had been through several foster families.
10 ve 13 yaşlarındaki Bloom ve Stephen daha körpe ve kaşarlanmış olan küçüklükleri boyunca birçok aileye evlatlık verildi.
You supposed to be pretty good at English. Even if you are younger then me.
İngilizce'de de iyi olmalısın, benden küçük olsan bile.
I just mean you're a bit younger then me, that's all.
Sadece benden biraz küçük olduğunu söyledim.
Then my body ´ s 15 years younger.
Ve vücudum on beş yaş gençleşiyor.
She's just younger.
- O sadece daha genç.
The stage designer, he's younger than me, and married with a kid.
Benden daha genç, evli ve bir çocuklu bir sahne tasarımcısından.
Mom, he's ten years younger.
Anne, o senden on yaş küçük.
The altar-piece is younger than the church.
Sunak, kiliseden sonra yapılmış.
The stripper's aren't getting any younger.
Striptizciler fazla genç kalamazlar.
Strange that she's three years younger but much more mature.
İlginçtir ama senden üç yaş küçük olmasına rağmen senden çok daha olgun duruyor.
She's not getting any younger, is she?
Daha fazla gençleşmiyor, değil mi?
And he's younger than me by 8 years all right.
- Bu arada benden sekiz yaş küçüktür.
One day, Isadora meets a man ten years younger.
Bir gün Isadora ondan 10 yaş küçük biriyle tanışır.
- You have chicken legs? - When I was younger, I'd turn sideways, and I'd hear, " Where's Jake?
Ben gençken yan tarafa döndüğümde duyduğum şey " Jake nerede?
In my sleep, especially when I was younger.
Rüyalarımda, özellikle küçükken daha sık görürdüm.
Yeah, well, she's a lot younger than you, isn't she?
Evet, öyle, senden de çok genç değil mi?
Not to pry, but who's younger?
Hanginizin daha genç olduğunu öğrenebilir miyim?
One younger brother, who he's pretty much raised on his own.
Genç bir erkek kardeşi var, kendi başına yetiştirmiş.
She's actually getting younger.
Bazen yolu çok uzatması gerekiyor ama yaşı küçülüyor.
She's younger and not so burnt out.
O daha genç ve o kadar da yıpranmış değil.
Well, yeah, she's younger. I mean, that's just a fact.
Evet, daha genç ama durum bu.
When he was younger, he was really handsome.
Gençken, çok daha yakışıklıydı.
She's younger, and she's still in school.
Daha küçük, hâlâ okula gidiyor.
It's funny, I see you guys and you are just so much younger than me.
Sizin benden daha genç olduğunuzu görmek bana çok tuhaf geldi.
Cuter and younger would have been perfect.
Daha yakışıklı ve genç müthiş olurdu.
And where's the younger David?
Peki, diğer David'ne yaptın?
okay, well, i spoke to the cabdriver, and he said wednesday night before last, he picked up a fare at the bus stop where shawn thompson's car went off the road. but all he could remember about the passenger was that he was a white guy younger than me.
Tamam, şey, taksi şoförüyle konuştum dediğine göre geçen çarşamba akşamı Shawn Thompson'un arabasının yoldan çıktığı yerdeki otobüs durağından bir yolcu almış ama yolcu hakkında tek hatırladığı beyaz ve benden genç olduğu.
Or, in Sid's case, their much younger wife with whom they have an open relationship.
Ya da Sid'in durumunda, açık bir ilişkileri olan çok daha genç eşine.
I mean, he's four years younger than my mother.
Ona güvenmiyorum. Yani, annemden dört yaş daha genç.
- That's different... they're younger, they're married...
- Benimki başka onlar gençti, evliydiler...
There's a separate studio near the main house that I've used as an office sometimes, or sometimes just to... for a little peace and quiet when the kids were younger.
Asıl evin yanında stüdyo tipi ev var....... çocuklar küçükken orayı ofis ya da huzur ve sessizlik içinde bir şeyler yapmak için kullanırdım.
Engineering is merely the slow younger brother of physics.
Mühendislik, fiziğin geri kalmış küçük kardeşidir.
Leonard's younger brother, Michael, is a tenured law professor at Harvard, and his sister just successfully grew a human pancreas in an adolescent gibbon.
Leonard'ın ufak kardeşi Michael Harvard'ın hukuk bölümünde doçentlik yapıyor ve kızkardeşi, genç bir şebeğin içinde insan pankreası geliştirmeyi başardı.
She's even younger than my wife.
- Karımdan bile daha genç.
IF HE'S GOING YOUNGER, WE'RE IN TROUBLE.
Daha küçük kızları kaçırmaya başlarsa başımız belada.
Was there anything else at all That he liked from a younger woman besides the ego boost?
Ego tatmini dışında genç bir kadında sevdiği başka bir şey var mıydı?
I mean, he seemed to be younger every time I ran into him.
Demek istediğim, onu her alışında daha da gençleşmiş görünüyordu.
Younger brother's in prison, and father died years ago.
Kardeşim hapiste. Ve babam da yıllar önce öldü.
See, while I was working at Scavo's, I got seven years older, which is weird, seeing as how all the C.E.O.s got seven years younger.
Pizzacıda çalıştığım sürede, yedi yaş yaşlandım.. ki bu ilginç çünkü şimdi, tüm yöneticilerin yedi yaş gençleştiğini görüyorum.
It's Bart's younger brother.
Bart'ın genç olan kardeşi.
It's tough even for younger men to last that long.
Yarın omzun ağrıyabilir.
She's much younger but I let her decide everything.
Benden çok daha genç ama bütün kararları ona bırakıyorum. Yeni bir hayat yaşıyorum.
- Sure. I need you to find Vincent's younger brother, Leo, and talk to him.
Vincent'ın küçük kardeşi Leo'yu bulup onunla konuşmalısınız.
So, maybe that's why she's got that stick up her ass - - taking care of a younger brother, worrying about an older one with a mental illness.
Belki de bu kadar sert olmasının sebebi budur... Küçük kardeşle ilgilenmek,... zihinsel hastalığı olan diğeri için endişelenmek...
young 1055
younger 104
young man 1667
young blood 22
young girl 46
young love 41
young one 29
young lady 1202
young master 235
young girls 24
younger 104
young man 1667
young blood 22
young girl 46
young love 41
young one 29
young lady 1202
young master 235
young girls 24
young guy 16
young fella 42
young fellow 27
young and old 19
young woman 79
young mr 18
young men 35
young sir 32
young women 31
young people 40
young fella 42
young fellow 27
young and old 19
young woman 79
young mr 18
young men 35
young sir 32
young women 31
young people 40