Я люблю музыку traduction Turc
106 traduction parallèle
Давай, играй, я люблю музыку.
Çal bakalım, müziği severim.
Мы уже в полете. "Я люблю музыку, я люблю музыку"...
Şimdi pilotlar bu şarkıyı çok beğendim, diyecek.
Но я люблю музыку.
Ama müziği severim.
Я люблю музыку.
Bu müziği seviyorum.
Я наврял этим хмырям с три короба, что я люблю музыку Майкла Болтона.
O yumuşak heriflere Michael Bolton'u sevdiğimi söyledim.
И я люблю музыку.
Bendeki bu her tür müziğe olan sevgiyle.
- Не фанат музыки, да? - Нет, я люблю музыку.
- Müzikten hoşlanmıyorsunuz?
Я просто пытаюсь сказать, что я люблю музыку.
Sadece şarkılarını sevdiğimi söylüyordum.
Я люблю музыку, не пойми меня превратно.
Beni yanlış anlama.
- Я люблю музыку!
- Ben müziğe bayılırım!
Я люблю музыку.
Müziği seviyorum.
Я не знаю, что... Я люблю музыку.
Ne olduğunu- - Müzikten hoşlanırım.
Я люблю музыку.
Müziği severim.
Я могу оценить искусство и я люблю музыку, но это печально, на самом деле, потому что я чувствую что мне есть что выразить но я бездарна
Gerçekten üzücü çünkü içimde ifade edecek çok şey olduğunu hissediyorum ama yeteneğim yok.
Потому что я люблю музыку... и отношусь с большим уважением к музыкантам и всем, кто играет.
Ve kim çalarsa çalsın hepsine büyük saygı duyarım.
Юная леди, я тоже люблю музыку.
Küçük hanım, müziği ben de severim.
- Да, мэм. Я так люблю музыку.
Ben de müziği çok severim.
- Нет, я больше люблю музыку.
Elbette hayır. müzik olabilir.
Я не люблю музыку.
Müzikten hoşlanmıyorum.
Люблю ли я музыку?
Müzikten hoşlanır mıyım?
Просто я люблю работать под музыку.
Çünkü müzik eşliğinde çalışmayı severim.
Я люблю фантазировать. И я очень люблю музыку, А утки как дружная семья.
Hayal gücüm var ve müziği seviyorum, ve bu kazlar aile gibi, geliyorlar gidiyorlar, onlar onlar hep beraber, oynuyorlar, hep bir şeyler yapıyorlar, ve onlar...
Я люблю эту музыку.
Bu müziği seviyorum.
Я вообще музыку не люблю.
Müzikten pek anlamam.
"Да, - ответила я, - я люблю его музыку".
'Evet'dedim.
Я люблю эту музыку.
Bu müziği çok seviyorum.
Я люблю такую музыку.
Bunu sevdim.
Я люблю его музыку.
Yaptığı müziğe bayılırım.
Нет, я тоже люблю музыку.
Hayır. Müziği ben de severim.
Я очень люблю музыку.
- Ben müziğe bayılırım.
Я люблю слушать музыку. Хочешь, завтра вечером послушаем музыку вместе?
Benimle birlikte müzik dinlemek ister misin, yarın akşam mesela?
Они знают какие произведения искусства, и музыку я люблю, Также как и любого другого кто находиться в системе
Ev hangi resimlerden, hangi müziklerden kimin hoşlandığını biliyor bu sistemin içinde
Сам я люблю тихую музыку не меньше, чем громкую.
Şahsen sakin müziği de yüksek sesli müzik kadar çok severim.
Думаю, я просто люблю музыку.
Sanırım müziği seviyorum.
Признаться, я люблю разную музыку, в отличие от тебя – ты совершенно очевидно цинична и ограничена.
Senin aksine ben her türlü müziği severim. Çok alaycı, ve dar görüşlüsün.
Группы Бони М. Я вообще-то не люблю их музыку...
Boney M adlı bir grup söylüyordu ve Boney M'in tarzından gerçekten hoşlanmazdım.
Ты же знаешь, как я люблю слушать твою музыку...
Müziğini dinlemeyi ne kadar sevdiğimi bilirsin...
Я люблю... Я люблю ругаться, люблю музыку.
Aslında inan bana, müzik yapmak isterdim.
- Ты запомнил, что я люблю его музыку?
- Hatırladın mı? - Hadi.
"По личным причинам, а так же по причине физического ущерба, который я получил в течение времени, когда играл музыку, которую люблю".
"Kişisel nedenler ve sevdiğim müziği çaldığım sürece bedenime verdiğim zarar."
Я люблю только музыку.
Benim tek sevdiğim şey müzik.
Я люблю эту музыку.
Bu müziğe bayılıyorum.
Ты же любишь свой инструмент. Ты же любишь музыку. Так и я люблю свое дело.
Enstrümanını seviyorsun,... müziğini seviyorsun,... ve ben de işimi aynı şekilde seviyorum.
О, я люблю сегодняшнею музыку.
Bugünün müziğini seviyorum.
"Моя подруга не любит музыку, которую люблю я... И вечно шляется по вечеринкам..."
"Kız arkadaşım benim sevdiğim müzikleri sevmiyor ve partiye gidince sıkılıyor."
Музыку я всякую люблю.
Müziği severim.
- Я люблю Вашу музыку.
- Müziğinizi seviyorum.
К тому же, я люблю музыку, Стив.
Artı, müziği severim Steve.
Я тоже люблю музыку.
Ben de müziği severim.
Я люблю классическую музыку.
Klasik müziği tercih ederim.
Но я так люблю музыку, я так беспокоюсь за вашу виолончель...
Ancak ben bir müzik aşığıyım ve çellon için endişeleniyorum.
я люблю собак 42
я люблю свою семью 27
я люблю ее 420
я люблю её 286
я люблю вас 643
я люблю тебя 12445
я люблю свою работу 108
я люблю тебя всем сердцем 30
я люблю читать 33
я люблю тебя тоже 38
я люблю свою семью 27
я люблю ее 420
я люблю её 286
я люблю вас 643
я люблю тебя 12445
я люблю свою работу 108
я люблю тебя всем сердцем 30
я люблю читать 33
я люблю тебя тоже 38