Anlamıyor traduction Anglais
8,929 traduction parallèle
Anlamıyor musun, seni bu sayede buldum.
Don't you see, this is how I found you.
Şu Toni bizi anlamıyor.
This Toni, she doesn't understand us.
Anlamıyor musun? Mayın var!
Do you understand?
Şiir bu, anlamıyor musunuz?
It's the poem, don't you see?
Anlamıyor musun?
Don't you get it?
Anlamıyor musun?
Don't you realize that?
Babama ne derece korkunç bir şey yaptığını anlamıyor musunuz?
You mean you don't realize what a monstrous thing you did to my father?
Anlamıyor musun?
Do you understand me?
Anlamıyor musunuz?
Don't you get it?
Anlamıyor musun, Köck?
Don't you see, Köcki?
Bunu anlamıyor musun?
Don't you get that?
- Anlamıyor musun?
- Don't you get it?
Bazı insanlar anlamıyor işte.
No, it's okay. You know, some people, they just don't get it.
Canım Annelise'm dediklerimi anlamıyor musun?
My sweet Annelise, don't you understand what I'm saying?
Anlamıyor musun?
Can't you understand?
Richard, olanları anlamıyor gibisin.
Richard, you don't seem to understand what's going on.
Anlamıyor.
He doesn't understand.
Chris Wilcox, buradaki insanların balık sahalarından petrol sahalarına ve petrol alanlarından avlanma alanlarına gitmesini anlamıyor.
Chris Wilcox doesn't understand that around here people go from seafood to oil field and from oil field to seafood.
Kalıcı bir sondaj yasağının ekonomimize zarar verebileceğini anlamıyor.
He doesn't understand that a permanent ban on drilling will devastate our local economy.
Zor kazanılmış Amerikan dolarlarının Orta Doğuya gönderilmesinin bizi kötü etkileyeceğini anlamıyor.
He doesn't understand that you cannot afford to send hard-earned American dollars to the Middle East.
O aptallar yetenekten anlamıyor.
Damn fools don't know nothing about no talent.
Anlamıyor musun be sen?
Don't you understand?
- Anlamıyor musun?
You don't understand? Stop!
Anlamıyor musun Panth?
Don't you see, Panth?
- Ne dediğini biliyorum ama anlamıyor musun?
Michael told me... I know what he told you, but don't you understand?
Kendilerine geldiklerinde saldırganlaşacaklar, anlamıyor musunuz?
Whoa, hey, when these people come to, they're gonna be extremely violent. Don't you understand?
Bunun nasıl bir fırsat olduğunu anlamıyor musun?
Don't you understand what an opportunity this is?
Bunu kokuyu kapatmak için yaptığımı anlamıyor musun?
Can't you see I'm doing it to cover the smell?
Söylüyorum ama anlamıyor.
I have already said it, and said it again.
Ona karşı ilgin olmadığını anlamıyor mıu?
Doesn't she understand that you're not interested?
- Anlamıyor musun?
- Don't you get it'?
- Anlamıyor.
- She doesn't get it.
- Anlamıyor.
- She doesn't.
Olan biteni anlamıyor sanki.
He doesn't seem to understand anything that's going on.
Kimse sizi anlamıyor.
No one understands you...
Senin gibi haydutlar efendi bir şekilde konuşmaktan anlamıyor.
You thugs don't listen when we talk nicely.
- Kafayı mı yedin sen? - Anlamıyor musun?
- Are you fucking crazy, bastard!
Anne, Charles niye bana bu kadar kötü davranıyor anlamıyorum.
Mother, I don't understand why Charles is so awful to me.
O yüzden bu kadar salak ve hiçbir şeyden anlamıyor.
That's why he's so dumb... and knows nothing!
Kimse senin gibi anlamıyor.
No one else ever really has.
Burada ne olduğunu anlamıyor musunuz?
Do you not get what's going on here?
Keşke dillerinden anlamıyor olsam.
I wish I couldn't understand them.
Olayın kendisinden pek hoşnutluk anlamı çıkmıyor tabi.
Seems to derive no pleasure from the act itself.
Harper'ın hukuk departmanına göre, bu Tv şovu kurgu olduğu için lisans hakları anlamında elle tutulur bir iddiamız olamıyor.
In the opinion of Harper's legal department, we don't have a supportable claim, not on the basis of copyright infringement, because the show is fiction.
Anlamıyor musun?
I'm the frog kid, right?
Söylediğin şey insanlar için derin anlam taşıyor.
What you just said has a deep meaning to guys.
Meep mi? İç bunu. Anlamıyor musun?
Don't you get it?
Yaptığınız işi tutkuyla severek yapmıyorsanız yapmanın ne anlamı kalıyor ki?
If you don't absolutely love what you do with a true passion, then what's the point in doing it at all?
Konuşmalarından Dahlia'nın hâlâ hayatta olduğu anlamı çıkıyor.
The way you're speaking of her, you're saying that Dahlia is still alive.
Anlamıyor musun?
We were given a gift.
Gerçek anlamıyla benden "aşağıda" olmanız aksini çok zor kılıyor.
Okay, it's hard to avoid condescension when you're literally below me right now.
anlamıyorum 2163
anlamıyorsun 843
anlamıyor musun 942
anlamıyormusun 20
anlamıyorlar 19
anlamıyorsunuz 352
anlamıyorsun değil mi 22
anlamıyor musunuz 206
anlamadım 1209
anlamı 137
anlamıyorsun 843
anlamıyor musun 942
anlamıyormusun 20
anlamıyorlar 19
anlamıyorsunuz 352
anlamıyorsun değil mi 22
anlamıyor musunuz 206
anlamadım 1209
anlamı 137
anlamadın 43
anlamında 18
anlamıştım 59
anlamı nedir 18
anlamı ne 66
anlamsız 76
anlamak istiyorum 20
anlamazsın 32
anlamı yok 36
anlamadım efendim 18
anlamında 18
anlamıştım 59
anlamı nedir 18
anlamı ne 66
anlamsız 76
anlamak istiyorum 20
anlamazsın 32
anlamı yok 36
anlamadım efendim 18
anlamına gelir 38
anlamına geliyor 59
anlamalısınız 22
anlamadınız 26
anlamadın mı 132
anlamalısın 63
anlamışsın 24
anlamaya çalış 103
anlamalıydım 30
anlamadığım şey 26
anlamına geliyor 59
anlamalısınız 22
anlamadınız 26
anlamadın mı 132
anlamalısın 63
anlamışsın 24
anlamaya çalış 103
anlamalıydım 30
anlamadığım şey 26