Anlaşma anlaşmadır traduction Anglais
296 traduction parallèle
Anlaşma anlaşmadır.
When I make a deal, it's a deal.
Sen bir korsa ve hırsızsınç Ama anlaşma anlaşmadır.
You're a pirate and a thief, but it's a deal.
Anlaşma anlaşmadır.
A deal's a deal.
Fiyatı yükseltebileceğini sanma. Anlaşma anlaşmadır, hadi bakalım.
Don't think you'll raise the price, a deal's a deal.
İş yaparken garip davranabilirim ama benim için anlaşma anlaşmadır.
I may be eccentric in the way I do business, but to me a deal is a deal.
Anlaşma anlaşmadır.
A deal is a deal.
Anlaşma anlaşmadır değil mi doktor?
A bargain's a bargain, eh, doctor?
Dediğim gibi, anlaşma anlaşmadır.
Like I said, a bargain's a bargain.
Anlaşma anlaşmadır. - Bay Fields, yalvarıyorum.
Mr Fields, I beg you.
Anlaşma anlaşmadır dediniz. Ben de sizinle bir anlaşma yapayım.
I'll make you a deal.
- Anlaşma anlaşmadır.
- An agreement is an agreement.
Anlaşma anlaşmadır.
A truce is a truce.
Anlaşma anlaşmadır.
Well, a deal is a deal.
Anlaşma anlaşmadır!
A deal is a deal.
Anlaşma anlaşmadır.
A contract is a contract.
Pekala, Cobb, anlaşma anlaşmadır.
All right, Cobb, a deal's a deal.
Anlaşma anlaşmadır.
A bargain's a bargain.
Ayrıca anlaşma anlaşmadır. Uymak zorundayız.
Besides, when a bargain is struck and a paper signed, all parties have to abide by it.
Anlaşma anlaşmadır.
A deal's a deal?
Sağol. Söyledim sana, evlat, anlaşma anlaşmadır, değil mi?
I told you, kid, a deal's a deal, right?
- Anlaşma anlaşmadır.
- A deal's a deal.
Tamam, anlaşma anlaşmadır!
Okay, it's a deal, it's a deal!
Anlaşma anlaşmadır!
It's a deal!
Anlaşma anlaşmadır!
A bargain is a bargain!
Anlaşma anlaşmadır, dostum.
A deal's a deal, pal.
Ne olursa olsun anlaşma anlaşmadır.
After all, fair is fair.
- Anlaşma anlaşmadır.
- A deal's a deal. - Great.
Çiftlikteki her adam olur dedin, anlaşma anlaşmadır.
You said any man on the ranch, Chance, and a deal's a deal.
Ama benim için anlaşma anlaşmadır.
But I figure a deal is a deal.
Ama anlaşma anlaşmadır.
But an agreement is an agreement.
- Dinle, anlaşma anlaşmadır.
- Listen, a deal's a deal.
Dinle. Anlaşma anlaşmadır.
Listen, a deal's a deal.
Harry'le bir anlaşma yaptı ve anlaşma anlaşmadır.
He made a deal with Harry, and a deal's a deal.
Anlaşma anlaşmadır.
"A deal's a deal."
Yani, anlaşma anlaşmadır.
I mean, a deal's a deal, eh?
- Hadi dostum, anlaşma anlaşmadır.
- Come on, man. A deal's a deal.
Anlaşma anlaşmadır.
Fair is fair. - There you go.
Anlaşma anlaşmadır.
Deal's a deal.
Meg, bebeğim, anlaşma anlaşmadır.
Meg, babe, a deal's a deal.
Şimdi, anlaşma anlaşmadır.
Now, a deal's a deal.
- Biliyorum, anlaşma anlaşmadır.
- I know, a deal is a deal.
Numarası var. - Hayır. Anlaşma anlaşmadır.
One of the few sensible things your father ever said.
"Pekâlâ... Anlaşma, anlaşmadır!"
"Nevermind, a contract is a contract!"
Öyle bile olsa, benim için anlaşma anlaşmadır.
Even so. With me, a deal is a deal.
Güzel anlaşma güzel anlaşmadır.
A wonderful deal's a wonderful deal.
Anlaşma, anlaşmadır.
A deal is a deal.
Anlaşma, anlaşmadır.
Forget it. Hey, a deal's a deal.
George, anlaşma, anlaşmadır.
George, a deal's a deal.
Anlaşma, anlaşmadır.
A deal's a deal.
Anlaşma, anlaşmadır, Harvard.
A deal is a deal, Harvard.
- Anlasma anlasmadır
- A deal's a deal.
anlaştık 1085
anlaşıldı 2701
anlasana 51
anlaşıldı mı 1385
anlaşılan 207
anlaşma 49
anlaştık o zaman 44
anlaştık mı 503
anlaşalım 38
anlaşıldı tamam 19
anlaşıldı 2701
anlasana 51
anlaşıldı mı 1385
anlaşılan 207
anlaşma 49
anlaştık o zaman 44
anlaştık mı 503
anlaşalım 38
anlaşıldı tamam 19