Ben getirdim traduction Anglais
1,775 traduction parallèle
Evet, ben getirdim ama bulamıyorum, - pekala?
Yeah, I did, but I can't find it, all right?
Şey, teknik olarak ben getirdim onları.
Well, technically, I led them here.
Cynthia, seni buraya ben getirdim hep senin tarafında oldum ama şimdi....
Cynthia, I'm the one who brought you in on this. I've always been in your corner, but now...
Hastaneye ben getirdim.
A friend, I brought her by car.
Çünkü seni buraya ben getirdim.
Because I brought you here.
- Ben getirdim.
Came with me.
Evet, bu hastayı ben getirdim.
Yeah. I brought in the case.
Camelot'a bu laneti ben getirdim.
I brought this curse upon Camelot.
Bu değersiz topraklara barışı ben getirdim.
I brought peace to this unworthy lands.
Çünkü onu buraya ben getirdim.
Because I brought it here.
Topu oraya ben getirdim.
I took it down there.
- Ben getirdim.
Sweets! - We did.
Burayı bu hale ben getirdim.
I made this town what it is.
Pompalıyı ben getirdim.
I brought the shotgun.
Seni buralara ben getirdim.
If I had you come here, I know.
Ben, Melchior, kraliyet altını getirdim.
I, Melchior, have brought royal gold.
Ben, Caspar, sana Rabb'e adanmış buhur getirdim.
I, Casper, have brought you incense, offered to God.
Ben kendiminkini getirdim.
And he said they've got a whole shop full of swim trunks.
Pekâlâ ben de sana ondan mesaj getirdim.
Well... I've got one from her to you.
Çünkü ben karmaşık olmayı sevmiyorum ve onları geri getirdim oldukları yerden.
Because I don't like messy, and I bring them back from the... place they were.
Tetiği mide kaslarımla şuan hazır duruma getirdim, ve ağzımdan fırladığı zaman seni kafandan vuracak! Ben bir tıkırtı duydum.
I'm cocking the trigger with my stomach muscles right now, and when it flies out of my mouth, it's going to shoot you in the face!
Arabada uyuya kaldın, ben de gelin gibi getirdim seni.
You passed out in the van and I carried you up like a bride.
Ben de sana tatili getirdim.
I bring you a vacation.
Ben sizi amcamın boş evine getirdim dedim.
Thought I would just bring y'all,'cause I knew my uncle had property nobody was staying in, you know. "
o zamana kadar, ben rahatsızlığınızı giderecek macunlar getirdim.
UNTIL THEN, I BROUGHT A SALVE TO EASE HIS DISCOMFORT.
Evet, bu yüzden ben sandviç getirdim!
Yes, which is why I brought... some sandwiches!
Ben kendiminkini getirdim.
Oh, no. I brought my own.
Ben bunu kendi evimden getirdim. Neden?
I brought this one from home.
Ben bunu evimden getirdim!
I brought this one from home.
Ben.. ben sandiviç getirdim.
I, uh - I brought sandwiches.
Ben de pasta getirdim.
I brought some pies too.
- Ben bir resim getirdim.
- I brought a picture with me.
Sen yemeğe gelemediğin için ben yemeği sana getirdim.
Since you couldn't make it to dinner I thought I would bring dinner to you.
Gerçekten çok kızmıştı. Ben de daha beter bir hale getirdim.
She was just really mad, and I think I just made it worse.
Ben de kanıt getirdim.
- I brought proof.
Cromartie. Onu sana ben getirdim.
Cromartie.
Ben anlaşmanın bana ait tarafını yerine getirdim.
I kept up my end of the bargain.
Güzel, ben de getirdim.
That's cool, so did i.
Ben... bunları geri getirdim.
Well, I-I... just wanted to return these.
Sana, "Ben bir salağım, daha destekçi ve sıcak olmalıydım" hediyesi getirdim.
Well, I got you an I - suck-and-I-should've-been-more - supportive / office-warming present.
Hiç gözbağı bulamadım bu yüzden ben de torba getirdim.
I couldn't find any blindfolds per say, but I did bring some plastic bags.
Bunun olacağını biliyordun. Ben sadece dile getirdim.
I just said it out loud. ooh!
Ben de kütüphanedeydim ve onları eve getirdim.
I was at the library myself and brought them home.
Onu ben buraya getirdim.
I led him here.
Ben çayları getirdim ama kimse...
I was bringing your teas but...
- Nevzat Bey ben çayları getirdim, ama Nevzat Bey...
- I brought your teas Mr. Necati.
Ben yara bandı getirdim.
Well, I got you a plaster.
Ben tedbir olarak getirdim.
I brought two more just in case.
Ben sana Lord'un mesajını getirdim.
I have already sent the message to you
Ben senin her isteğini yerine getirdim! Her kararına saygı duydum! Ben bir koca olarak tüm görevlerimi yerine getirdim!
I have fulfilled your every wish I have respected every demand of yours I have carried out my duties as a husband!
Ben emirlerimi yerine getirdim, Klaus. Endişe etmene gerek yok.
I carried out my orders, Klaus - don't you worry about that.
getirdim 98
ben geldim 457
ben gidiyorum 1233
ben gelirim 46
ben geliyorum 81
ben gittim 40
ben gelemem 35
ben gidemem 24
ben gitmek istiyorum 24
ben gördüm 101
ben geldim 457
ben gidiyorum 1233
ben gelirim 46
ben geliyorum 81
ben gittim 40
ben gelemem 35
ben gidemem 24
ben gitmek istiyorum 24
ben gördüm 101
ben gayet iyiyim 35
ben gidip 27
ben gelmiyorum 98
ben giderim 253
ben gideyim 114
ben gitmek istemiyorum 31
ben görmedim 51
ben gitsem iyi olacak 25
ben gitmiyorum 138
ben görüyorum 25
ben gidip 27
ben gelmiyorum 98
ben giderim 253
ben gideyim 114
ben gitmek istemiyorum 31
ben görmedim 51
ben gitsem iyi olacak 25
ben gitmiyorum 138
ben görüyorum 25