Bir arkadaşım vardı traduction Anglais
839 traduction parallèle
Bir zamanlar, genellikle neşeli bir tip olan Georges isimli bir arkadaşım vardı.
"l once had a pal called Georges, who was generally a jolly fellow."
Bir arkadaşım vardı.
I had a friend once.
Posta pulu biriktiren bir arkadaşım vardı.
You know, I had a friend once used to collect postage stamps.
Opera sanatçısı bir arkadaşım vardı, çimento işine girmişti!
I used to have a friend that was an opry singer... but he went into the cement business.
Buna benzer bir arkadaşım vardı Louisiana'da.
I had a friend in Louisiana like that.
Bir arkadaşım vardı...
I had a friend once that happened...
Bir zamanlar opalleri benim gibi seven bir arkadaşım vardı.
I had a friend once who was as crazy about fire opals as I am.
Bir arkadaşım vardı. Bir kız. 24 yaşında.
I had a friend, a... girl, 24 years old.
Deniz kuvvetleri tarafından reddedilmiş bir arkadaşım vardı.
I had a friend who was rejected by the Marines.
Yakın tek bir arkadaşım vardı ; Anastasia.
I had a single close friend, Anastasia.
Friuli'li bir arkadaşım vardı.
I had a friend from Friuli.
Amerika'da, her aşık olduğunda yemeden içmeden kesilen bir arkadaşım vardı.
In America, I had a friend who'd lose her appetite every time she fell in love.
Bir zamanlar, Pearl adında bir arkadaşım vardı.
I had a friend called Pearl once.
Biliyorsun, Pedro adında bir arkadaşım vardı.
You see, I used to have a friend, Pedro.
Askerde bir arkadaşım vardı.
I had a friend in the Army.
" Elsie adında bir arkadaşım vardı.
''I used to have a girlfriend Known as Elsie.
Bak oğlum, bir zamanlar Adil adında bir arkadaşım vardı.
Listen, son. Once I had a friend named Adil
Eskiden çatı katında bir arkadaşım vardı.
I used to have one in the penthouse.
Bir zamanlar bir arkadaşım vardı.
I had this friend once.
Biliyorsun Laidak. Bir arkadaşım vardı.
You know Laïdak, I had a friend...
Bir arkadaşım vardı ; hani derler ya, görseniz içiniz cız ederdi.
I had a friend, before one's face was lined, as the saying goes in a very low state he was.
Daha kötü durumda bir arkadaşım vardı.
I had a friend, worse than you, he was.
Bir arkadaşım vardı.
I had a friend.
Paran da senin olsun. " Meksikalı bir arkadaşım vardı. Adı Jesus'tı.
Well, I had a Mexican friend, the nameJesus.
Bay morg bekçisi belki arkadaşım için de fazladan bir yeriniz vardır.
Monsieur, the Morgue Keeper, perhaps you have an extra slab for my friend here.
Lisedeyken bir erkek arkadaşım vardı.
When I was in high school,
Colombia Tıp Fakültesi'ne gittim, kıkır kıkır gülen bir kız arkadaşım vardı daha sonra oda arkadaşım Kim'le evlendi.
I went to Columbia Medical School, met a girl with a giggle, who luckily married my roommate, Ken.
Bahse varım senin gibi bir kızın bir sürü erkek arkadaşı vardır.
Oh, a girl like you, I'll bet there's plenty. Who's out in front?
Bir oda arkadaşım vardı.
I used to have a roommate.
Rommel'in personelinden bir arkadaşım vardı.
Maybe he can be helpful.
1932'de bir kız arkadaşım vardı.
In 1932, I had a girlfriend.
Rusty'nin arkadaşları, eminim bir sürü arkadaşı vardır...
Rusty to his friends, of whom I'm sure he has many. - Trawler.
Cecile adında bir çocukluk arkadaşım vardı.
I had a childhood friend named Cecile.
Ve o zamanlar bir arkadaşım vardı, çok yakın bir arkadaşım, geçen sene Uzak Doğu'da... İlklerden biri! Bainek topraklarında vefat etti ;
I had a very good friend then, he died in China last year.
Bir arkadaşımın bunun gibi bir yüzüğü vardı.
A friend of mine had a ring like that once.
Umarım, köleleri olan bir arkadaşın vardır, ve ondan birisinin onları alacağını varsayalım.
Suppose you had a friend that owned slaves, and suppose somebody's gonna take'em away from him.
Saint-Césaire'de bir kız arkadaşım vardı.
Probably.
Cebimde arkadaşım Bessoux'un bana verdiği bir Beretta tabanca vardı.
So there I am with a gun in my pocket, when, where the road bends toward Ravin Blanc, all of a sudden, what do I see?
Yanımda iki arkadaşım vardı, başka bir zaman diliminde kaldılar.
I had two friends with me who are lost in another time period. I must find them.
Kocam ve bir arkadaşımız vardı.
My husband and a friend...
Yahudilerin birbirine zencilerden daha yakın... olduğunu söyleyen bir kız arkadaşım vardı.
I had a black girlfriend once who said that Jewish people... were the closest to black people.
Evlenmeyi planladığım bir kız arkadaşım vardı.
I had namorada with who he wanted to marry e said :
Bir keresinde Londra bombalanmak üzereyken onunla birlikte Redhill'e gittim. Orada arkadaşım Jimmy Little komutasında bir birlik vardı.
I was a time the Redhill with it when London was being bombed to see a squadron commanded for one such of Jimmy Little, e it said me in the car :
Ama bir arkadaşımın harika bir fikri vardı.
But a friend of mine had a great idea.
Yardımcı sürücü ve maharetli bir kasap olan bir arkadaşımız vardı. Sürekli olarak egzoz borularının çıktığı yerde içi su dolu iki bidon bulundururdu.
We had a chap who was an experienced butcher as the co-driver, and he always arranged that there should be two jerry cans of water behind where the exhaust pipes came out.
Hadi ama, iddiaya varım bir erkek arkadaşın vardır.
Come on, I'll bet you got a boyfriend.
Senin yaşındayken benim bir sürü kız arkadaşım vardı.
When I was your age, Bruno, I had a lot of girlfriends.
Son zamanlarda bir ev arkadaşım vardı.
Lately I've had a temporary border.
Piramitte bir kadın vardı.. Arkadaşım olur..
There was a girl on the pyramid.
Eski bir arkadaşımın 8 yıl boyunca bir Alman çoban köpeği vardı.
Good friend of mine had a German shepherd for eight years.
Yayım dünyasında bir sürü yakın arkadaşın vardır eminim.
You must have a lot of close and dear friends in the publishing world.
bir arkadaşım var 42
bir arkadaşım 117
vardı 193
vardır 53
vardık 38
bir ay sonra 33
bir anda 56
bir adam var 42
bir avukat 38
bir alman 26
bir arkadaşım 117
vardı 193
vardır 53
vardık 38
bir ay sonra 33
bir anda 56
bir adam var 42
bir avukat 38
bir alman 26
bir ara 40
bir ay 77
bir an 49
bir at 67
bir adam 202
bir aptal 17
bir ay önce 34
bir araba 43
bir an önce 40
bir anlamda 46
bir ay 77
bir an 49
bir at 67
bir adam 202
bir aptal 17
bir ay önce 34
bir araba 43
bir an önce 40
bir anlamda 46