Bir ev traduction Anglais
14,327 traduction parallèle
Bakmak için daha eski bir ev bile almış olabileceğini düşünemiyorum, baba.
I don't think you could even have picked an older house to look at, Dad.
Umduğumdan daha iyi bir ev.
Well, it's a bit more house than I was expecting.
Cidden, bu boyutta bir ev bu fiyata mı?
Seriously, a house this size for that price?
Mahalledeydim. Caddenin aşağısında bir ev gösteriyordum. Bir uğrayayım dedim.
I was in the neighborhood showing a property down the street, figured I'd swing by.
Sonra beni ve Kid'i geri göndermek için gönderdi. Karışıklıklarını temizlerken onun güvenli evinde, Ama sıradan bir ev değildi.
Then he sent me and The Kid to hang back at his safe house while he cleaned up the mess, but this was no ordinary safe house.
Büyük bir ev almalıyız. Mesela en az üç katlı.
We're gonna have a big house, like at least three stories.
Bana telefonu çalisan bir ev lazim.
I need a house with a working phone.
Yerleskenin arkasinda bir ev var.
There's a big house beyond the compound.
Kokain bağımlısı bir ev kedisi
A house cat addicted to the cocaine
Büyük bir ev bu. Karanlıkta yolun yanlış tarafında sarsılarak gitmekten daha iyi görünüyor.
Sounds better than jolting down the wrong side of the road in the dark.
Gerçekten suck bir ev hayatı gibi.
He's got like a really sucky home life.
Zengin adamın aldığı ada bu Böylece kimse üzerine bir ev yapamaz.
That's the island the rich guy bought so no one else would put a house on it.
- Ne bir ev yapımı.
- What a homemaker.
Nihayetinde, kendisi fakirleşirken müvekkillerinin zenginleşmesini izlemekten bıktı. Hal böyle olunca o da dengeleri değiştirdi Brantlow'da kendisine büyük bir ev aldı ayrıca bir de küçük piliç.
So he got sick of watching himself go poor while his clients went rich, so he switched sides, buys himself a big ole house in brantlow, got a little puss on the side.
Rocky River'ın yukarısında kendisine bir ev almış.
He buys himself a house up in rocky river.
Ben de Montauk'ta bir ev.
I want a house in Montauk.
Artık çiftlik değil, yalnızca bir ev.
It's not a farm anymore. Just a house.
Suyun üzerinde bir ev görüyorum.
I see a house on the water.
Burası tam bir ev, Tavşan.
Well, it's quite a house, Bunny.
Babanın güvenlik şirketine bağlı bir ev, önceden kontrol ettim.
A house that's with your dad's security company, I've already checked.
Toplam 3.5 hektar, uzunlamasına bir ev arazi buradan ta arkaya kadar uzanıyor.
So, it's a nine-acre compound, shotgun style from here, all the way to the back.
Zengin bir İngiliz'e ait çok büyük bir ev var.
It's a big house owned by a rich Englishman.
Berbat bir ev sahibisin
You're being a very bad host.
Biraz ladin ağacıyla gerçek bir ev gibi olur.
Just spruce it up a little, make it look like an actual house.
Poppy'nin kendine süslü bir bir ev bulması.
Poppy finding a dollhouse of her own.
- Vay be bir kuklacı için çok güzel bir ev.
Wow, that is a nice house for a ventriloquist.
Bir ev yapmayı planlıyordum.
I was planning a house.
Tek eksiği üzerinde bir ev yok.
The only thing it's missing is a house.
Güzellikle dolu bir ev.
A tasteful house.
Peki ya kendine ayrı... komşusuz bir ev bulsan?
- Mm-hmm. - Okay. What if you can have an entire townhouse to yourself, no neighbors?
evet arayıp, haber vermek istedim önümüzdeki aylarda sizin mahalleden bir sürü ev haciz edilecek.
Yes, I wanted to cal! And let you know that in the next few months about a dozen houses in your neighborhood are gonna be foreclosed.
Sarışın çocuk, altı üstü bir kaç ev sattın ve terfi aldın.
Golden boy, you just flipped a couple of houses, got yourself promoted.
Ev arkadaşım bunlardan bir tane aldı.
My roommate had one of those.
Vladivostok'tan trenle 14 saat uzaklıkta bir Rus soylu ailesine ait yazlık ev var.
Fourteen hours by train from Vladivostok is the summer home of a genuine Russian noble family.
Bu ev yapımı bir carbonara sosu mu?
This is a homemade carbonara sauce?
Ev bir süreliğine mühürlenecek.
The house will be sealed for a while.
Deniz kenarında bir yazlık ev, bir tekne ev ya da bir kulübe olabilir...
Could be a summer home along the water, a boat house, a shed...
Bir tekne ev olabileceğini söylediniz yani su kenarında olsa gerek, değil mi?
You said a boat house, so it's by the water, right?
Ev yapımı bir drone. Arınmacıların işi.
That's a homemade drone.
Umarım ev güzel bir şekilde ısınıyordur.
I hope the house is warming up nicely.
Ev sahibemizin hasta bir çocuğu var ve uygun ilaçları bana tavsiye ediyor.
Our landlady has a sickly child, and she's been advising me on proper medicines.
Bir karım, iki çocuğum ve ödemem gereken ev kredisi var.
I might have a wife and two kids and a mortgage to pay.
Kalenin yanında bir güvenli ev var.
There is a safe house near the castle.
Soğuk hava deposundaki ev sahiplerine güncelleme yüklemeyiz. Ayrıca otuz yıldan fazladır parkta ciddi bir hata ortaya çıkmadı.
We don't update the hosts in cold storage and the park hasn't had a critical failure in over 30 years.
Bu bir düzine hikâye temasına yayılmış tam iki yüz ev sahibi demek.
That's 200 hosts spread across a dozen active storylines.
Ev sahiplerinden biriyle ciddi bir sorun yaşıyoruz.
We've got a serious problem with one of the hosts.
Ve son olarak hayvanı olanlar veya hayvanı olan arkadaşı olanlar veya hayvanı olan herhangi bir aile üyesi olanlar ya da siz kendiniz hayvansanız kısa bir süreliğine de olsa kocasının evden gitmesini isteyenler bilirsiniz ev havalandırmak için falan.
- Yeah, we'll go. - And finally, anybody who has an animal or who has a friend with an animal or a family member who has an animal or you are an animal, your husband who you want to get out of the house for maybe a little bit of time with, you know, some air conditioning and a bowl of water, take'em over to see our brother Kevin Beam...
Kar ayakkabısız ev uzun bir yol.
A long way home without snow shoes.
15. yüzyılda, bu ev gibi görünen - bir sürü ev tasarladı.
Designed a lot in the fifties, which is when it looks this house is from.
Harika ev yapımı bir ilacım var!
I have the perfect home remedy!
Ev yapımı bir boru bomba olduğunu mu düşünüyorsun?
Like a homemade pipe bomb, you think?
evie 78
evli misin 229
evet doğru 355
evet canım 124
evin 27
evli 84
evdeyim 77
evladım 350
evet biliyorum 304
evet var 222
evli misin 229
evet doğru 355
evet canım 124
evin 27
evli 84
evdeyim 77
evladım 350
evet biliyorum 304
evet var 222
evde misin 63
evlatlarım 48
evet öyle 811
evet benim 134
evet sen 71
evet dedi 25
evet ya 191
evet dedim 36
evim 110
eve gidiyorum 210
evlatlarım 48
evet öyle 811
evet benim 134
evet sen 71
evet dedi 25
evet ya 191
evet dedim 36
evim 110
eve gidiyorum 210