Bir hayalet traduction Anglais
3,568 traduction parallèle
Bir hayalet görmüş olsaydım senin kadar cesur olabileceğimi sanmıyorum.
I don't think I could be as brave as you if I'd just seen a ghost.
Üzerinde bir hayalet yükselik, durmak bilmez..
♪ Some spirit has taken over it and doesn't know how to stop ♪
Geniş bir hayalet ve hortlak kostümlerinden seçiminizi yapın...
Choose from a wide array of ghosts and ghouls...
Beyinleri, ruhları bir yankı gibi bir hayalet gibi tıkışıp kalıyor.
Their minds, their souls, trapped in the Wi-Fi. Like echoes. Like ghosts.
Sanırım bir hayalet var.
I think we have a ghost.
Ya da bir hayalet.
Or a ghost.
Bir hayalet.
It's a ghost.
Bir hayalet bul ve onunla arkadaş ol!
Find a ghost and make friends!
Hayattayken, bir hayalet olmadan önce tanıdığın kimseyi göremezsin, unutma.
And remember, you can't see anyone from when you were alive, before you were a ghost.
Hangi köşeyi dönsen kapısı önünde dırdır eden bir hayalet görürdün.
You can't turn a corner without a ghost blah, blah, blah-ing on about their door.
O bir hayalet değil ama kesinlikle kayıp bir ruh.
She's not a ghost... but she's definitely a lost soul.
O zamandan beri zaman ve uzay, hatta boyutlar arasında birbirlerine özlem duyuyorlardı, bu bir hayalet hikâyesi değil,... bu bir aşk hikâyesi.
Since then they've been yearning for each other across time and space - across dimensions - this isn't a ghost story, it's a... love story!
Ne yazık ki, bu bir hayalet hikâyesi değil.
- Saly, this isn't a ghost story.
Bu bir hayalet!
It's a ghost!
O kadar mücadele ettim bir hayalet ile!
I was fighting hard with a ghost!
Birkaç yıl önce ölmüş bir hayalet.
She is a ghost, who died, some years ago.
Başka bir hayalet kadın tanıyorsun ve bana söylemedin mi?
Another female ghost and you didn't tell me?
Leydi Mary, size Alex'i takdim etmeme müsaade edin,... tanıdığım yeni bir hayalet.
Lady Mary, allow me to introduce Alex, a new ghost of my acquaintance.
Burada yaşayan bir hayalet.
Just the ghost who lives here.
Sen bir hayalet misin?
Are you a ghost?
O bir hayalet köpek.
- It's a ghost dog.
O bir hayalet köpek, tamam mı?
That's just a phantom dog, OK?
Size yardımcı olmak isterdik ama sırf birinin içine şeytan girdiğini düşündüğünüz için bir hayalet köpeğin ve dehşet verici bir çarmıhın fotoğrafları olduğu için bu olayların birbiriyle bağlantılı olduğu sonucuna varılamıyor.
Look, we'd love to help you out, but, I mean, just because you think someone's possessed, we have pictures of a ghost dog and a gruesome crucifixion murder, none of these things really connect.
Bir hayalet taklidi yapıyordu, ona yeter deyip durdum ama dinlemedi.
He was pretending to be a ghost, and I kept telling him not to, but he didn't listen.
Her sene atalarımızı anmak için bir hayalet festivali yapıyoruz
Every year, we honor our departed ancestors at the ghost festival.
Bir hayalet yapabiliriz.
Ghosts ourselves.
Bir hayalet değilim.
I am not a ghost.
Bir hayalet mi?
A ghost?
Bir hayalet.
A ghost.
Bir hayalet görüyor gibi hissediyorum.
I feel like I'm seeing a ghost.
Bu katilin tasarımı ; fark edilmemek, bir hayalet olmaktı.
This killer's design was to remain unnoticed, a ghost.
Adada bir hayalet efsanesi dolaşıyor.
Well, there is a legend of a ghost on the island.
Dediklerine göre adada bir hayalet varmış.
Well, there is a ghost on the island, they say.
Gözlerime inanamıyorum. Geçmişten bir hayalet.
As I live and breathe, the Ghost of Christmas Past.
Hayalet'in yanında o kadar çok dolaştım ki, bir kurdu görünce tanırım.
I've been around Ghost enough to know a direwolf when I see one.
Eski, soğuk, yalnız bir parkta, geçmişi anımsadı iki hayalet.
"In the old, cold, lonely park two ghosts recalled the past."
Senin gibi ipleri elime alıp hayalet olarak intihar ederek Araf'a plansız bir şekilde gidip Josh'ı endişe içinde bırakmıyorum.
Oh, not unlike you taking matters into your own hands, committing ghost suicide and getting stranded in limbo without a plan and worrying Josh sick.
İnsan hali hayalet halinden daha garip olan tanıdığım nadir insanlardansın. Soğuk bir banyo.
Cold showers.
Hayalet olmadan önce bir insandım... canlıydım.
Before I was a ghost, I was human... alive.
Staz ağının yok olmasıyla Bissel geçidinden geçen her hayalet sürücü, yağmacıya karşı kasaba çok kolay bir hedef haline geldi.
With the stasis nets destroyed, the town's a sitting duck for Spirit Riders, raiders, and anything else that wanders through the Bissel Pass.
Evet ama bir savaş kahramanı nasıl buraya düşer,... ıssız, eski bir evde hayalet avlamaya başlar?
Yes but, how does that man, that war hero end up here, in a lonely old house, looking for ghosts?
- Bir bakıyoruz 1974 yılındasın, hayalet arıyorsun ama tek yapman gereken gözlerini açıp orada kim varsa konuşmak.
I mean, one minute you're in 1974, looking for ghosts but all you have to do is open your eyes and talk to whoever's standing there.
Bir grup çocuğun bir ambarda dilek dilemesini ve bir kaç sinirli hayalet tarafından öldürülmesini izleyeceğim.
And watch a bunch of kids get tortured and killed By some pissed-off ghost in a warehouse.
Dümdüz bir hayalet köpek.
That's a straight-up ghost dog.
Hayalet diye bir şey yoktur.
There are no such things as ghosts.
Hayalet diye bir şey yok.
There's no such thing as ghosts.
Hayalet diye bir şey yok.
there are no ghosts.
Hayalet diye bir şey yok.
There are no ghosts.
Hayalet fahişe gibi bir şey oldum.
I feel like a ghost prostitute.
Hayalet bir aşktı, peşinde koşmayı bıraktım.
It's a ghost of love. It's time I quit chasing it.
Hayalet diye bir şey yoktur.
There is no such thing as ghosts.
hayalet 78
hayaletler 48
hayalet mi 23
hayalet avcıları 17
hayalet görmüş gibisin 26
bir hafta sonra 49
bir hafta önce 34
bir hata 32
bir hafta 109
bir hediye 84
hayaletler 48
hayalet mi 23
hayalet avcıları 17
hayalet görmüş gibisin 26
bir hafta sonra 49
bir hafta önce 34
bir hata 32
bir hafta 109
bir hediye 84