Bu mükemmel traduction Anglais
5,340 traduction parallèle
Bu mükemmel bir hikaye olacak.
It'll be quite a story.
Güzel, bu mükemmel Bo.
Good, that's great, Bo.
Bu mükemmel.
It's great.
Ma Zhong Zhen gibi bir astın var, Bu mükemmel bir şey.
You have a subordinate like Ma Zhong Zhen, is so great a thing.
İşte bu mükemmel bir şey.
This calls for a treat.
Umarım bu mükemmel hayatını beter hale dönüştürdüğü ortaya çıkan kararlarından biri değildir gerçekten.
I really hope this does not turn out to be one of those decisions that takes a perfectly good life and turns it for the worse.
Bu mükemmel.
That's wonderful.
Tamam, burada bu mükemmel.
Okay, this here is perfect.
- Bu mükemmel.
- That's awesome.
- Bu mükemmel bir deyiş, tamam mı?
- That's a great saying, okay?
Bu mükemmel.
This is awesome.
Bu mükemmel.
That is perfect.
Bu mükemmel.
That's a first.
Bu mükemmel.
That's great.
Evet, bu mükemmel olur.
Yeah that would be great.
Bu mükemmel şehrin yeni polis şefini işe almak benim için çok önemli bir an.
Hiring this great city's new chief of police is... well, it's a big moment for me.
Bana özgürlüğümü verdiğin için çok teşekkür ederim. Ve tabii bu mükemmel çalışma alanını.
So thank you very much for my freedom, and an excellent place to work.
Mükemmel bir şey bu.
It's great.
Bu kariyerin için mükemmel bir fırsat
That could jumpstart your career.
Bu sana mükemmel uyuyor, çünkü 1980'lerden bahsediyorum.
And that pertains to you in a huge way because I'm talking about the 1980s.
Oyunu bu seviyede bitirdiğin ve zafer dansında mükemmel skora ulaştığın için, özel bir ödül kazandın.
Because you beat the game on this level and executed a perfect score on the victory dance, you win a special prize.
Bu anahtar benim en mükemmel insan dostuma giden yol.
That key is the conduit to my greatest human connection.
Biz buna'bıcı bıcı vakti'derdik. Ve bu günün en mükemmel zamanıydı.
We'd call'em tubby time, and it was pretty much the greatest time of the day.
Bak, Charlie, bu ağ gerçekten de mükemmel bir güvenlik sistemiyle korunuyor. Yarın çalışmaya başlarsam...
See, Charlie, this is an extremely secure network, if I start working on it tomorrow then...
Bu ne mükemmel bir gösteri böyle!
What a brilliant performance!
Ve inanıyorum ki muhtemelen bir daha bu kadar seksi, iyi, ilgi çekici ve mükemmel biriyle bir daha tanışmayacaksın.
And, granted, you're probably not going to meet anybody who's that hot and whatever cool and interesting and wonderful.
Bu şekilde sonsuza kadar mükemmel olurdu.
This way it stays perfect forever.
Mükemmel durumdaymış ve bütün bildiğimiz bu.
He was in perfect shape. That is all we know.
Bu araç mükemmel bir baz versiyon.
This case is good.
Bunlar bu iş için mükemmel.
These... These seem perfect for it.
Evet, öyle. Mükemmel bu.
Yeah, she is, and it's so great.
- Mükemmel olmuş bu.
It's fucking brilliant.
Ben bu "mükemmel" şeyi almıyorum.
I'm not getting the "brilliant" thing.
- İşte bu yüzden gitmeliyiz. - Mükemmel bir zaman.
Which is why we should leave.
Bu harika, mükemmel, tam aradığımız şey.
That's perfect, just... just exactly what we're looking for.
Hayatımda hiç bu kadar mükemmel bir şey görmemiştim.
I have never seen anything so fucking perfect before in my life.
Mükemmel. Mekiğe geri dönmeden önce. Burada sıkışmış... siz gerzeklerin bu şeyi çözmesini bekliyorum.
So I'm stuck here waiting for you assholes to kill this thing... before I can get back to my shuttle.
Bu gay tarihindeki en mükemmel an!
This is the greatest moment in gay history!
Bu bir roman için mükemmel bir son.
This is a perfect ending for the tell-all.
Bu gerçek boyutlu Mükemmel Polly'i evinizde bir kafeste tutun ya da Polly'i parmaklarınıza kondurup şarkı söylemesini izleyin.
This life-sized Perfect Polly looks right at home in a cage, or perch Polly on your finger and watch her start to sing.
Bu mumyaların bunca yıldan sonra mükemmel şekilde korunduğunu açıklıyor.
Explains how mummies can remain so perfectly preserved after all these years.
Belki de bir zamanlar mükemmel olan bu evi yenileterek benden daha iyi iş çıkarabilir.
Perhaps he will do a better job than me... of restoring this once-noble house.
Bu... mükemmel.
That's... perfect.
Ki bu da, mükemmel günüme mükemmel bir son oldu.
Which was the perfect end to my perfect day.
Mükemmel, Bu doğru.
Excellent, that is correct.
Bu gerçekten mükemmel.
That is absolutely wonderful.
Bu açı mükemmel olacak.
Now, that's gonna be great angle there.
Ancak bu durumda orijinal hali mükemmel.
But the original, in this case, is amazing.
Ve bu korku, mükemmel bir gelecek yaratacak.
And that fear will create a beautiful future.
Her şey bittikten sonra ortalığı temizleyecek birine ihtiyacı var sen de bu iş için mükemmel erkeksin işte.
But she needs someone to clean up the mess after it's over, and you're the perfect guy for the job.
- Mükemmel bir rol bu.
- This is perfect.
mükemmel 2580
mükemmelsin 34
mükemmeldi 105
mükemmel oldu 24
mükemmel değil mi 24
mükemmel biri 27
mükemmel mi 16
mükemmel zamanlama 23
mükemmel görünüyorsun 17
mükemmel olacak 17
mükemmelsin 34
mükemmeldi 105
mükemmel oldu 24
mükemmel değil mi 24
mükemmel biri 27
mükemmel mi 16
mükemmel zamanlama 23
mükemmel görünüyorsun 17
mükemmel olacak 17
mükemmel olur 20
mükemmel olmuş 19
mükemmeldin 20
mükemmel bir fikir 45
bu mudur 30
bu mu 591
bu mu yani 67
bu mudur yani 17
bu mümkün mü 117
bu müzik 23
mükemmel olmuş 19
mükemmeldin 20
mükemmel bir fikir 45
bu mudur 30
bu mu 591
bu mu yani 67
bu mudur yani 17
bu mümkün mü 117
bu müzik 23
bu muhteşem 145
bu müthiş bir şey 23
bu muydu 42
bu mümkün 171
bu mümkün değil 419
bu mümkün olamaz 17
bu müthiş 75
bu müthiş bir şey 23
bu muydu 42
bu mümkün 171
bu mümkün değil 419
bu mümkün olamaz 17
bu müthiş 75