English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ B ] / Bu muhteşem

Bu muhteşem traduction Anglais

4,390 traduction parallèle
Evet, bu muhteşem güneşle, ve kiraz çiçeği kokusuyla...
Yeah, with the gorgeous sunshine, and the scent of cherry blossom...
Kelimenin tam anlamıyla bu muhteşem otel sadece siktiri boktan bir şey.
You're wrong. This hotel, the magnificent thing that it is, is just a fucking hotel.
- Bence bu muhteşem.
I think that's really wonderful.
Bu muhteşem.
This is so amazing.
Anlamsız endişelerinin bu muhteşem anı bozmasına izin vermeyeceğim.
I will not allow your frivolous worrying to undermine this... this glorious moment!
Ne yazık ki yapabileceğim tek şey bu şarabın tadını çıkarmak bu muhteşem partiyi bitirmek ve biraz önce ortaya koyduğun düşmanca tavrından pişman olmanı sağlamak.
However, what I can do is enjoy this glass of wine, finish this lovely party, and proceed to make you permanently regret the hostile action you've just set in motion.
"Bu muhteşem kanepe için teşekkürler" demek istedin herhâlde.
Okay, I think what you want to say is, "Thank you for the awesome couch."
Bu muhteşem.Gerçekten Jane,
It's magnificent.
Bu muhteşem.
That's awesome.
Bu muhteşem.
This is awesome.
Bu muhteşem.
Well, this is awesome.
Ah bu muhteşem bir fikir, Jinksy.
Yeow! Wow! That's a great idea, Jinksy.
Bu... Bu muhteşem.
It's... it's amazing.
Tanrım, Steve, bu muhteşem.
God, Steve, it's amazing.
Bu muhteşem!
This is spectacular!
Bu muhteşem.
That is awesome.
Bu muhteşem.
It's amazing.
Ama bir şans daha istiyorsan bu muhteşem afroditi senin mor Kahire gülüne dönüştürecek bir buluşma biliyorum.
But if you want one more shot, I know a date that will turn this mighty Aphrodite into your purple rose of Cairo.
Dağın bu muhteşem dumanlı örtüsü... iki okyanusun buranın yaşamları üzerindeki... derin tesirine yalnızca küçük bir ipucu.
Spectacular though this is, the mountain's cloudy covering is only a hint of the profound influence that these two very different oceans have on the fortunes of life here.
Yabancıların daha önce görmediği bu muhteşem buluşma... her sabah yalnız yarım saat... ve yılda yalnız birkaç hafta oluyor.
This spectacular gathering, unseen by outsiders until now, happens for just half an hour each morning and for just a few weeks in the year.
Afrika gergedanlarını koruyanlar... bu muhteşem manzaraları 50 yıl sonra da... görebilmemiz için uğraşıyor.
The people protecting rhinos in Africa are striving to ensure that we'll still be able to witness wonderful scenes like this in 50 years'time.
Bu muhteşem.
That's fantastic.
Yarış olaylarına takılırsak, bu muhteşem bir gün olacaktır.
If we just stick to racing events, this is gonna be a great day.
Tessa, bu muhteşem 80 inç televizyonun nereden geldiği, önemsiz.
Tessa, the origin of that insanely gorgeous 80 " flat screen is unimportant.
Bu muhteşem olur!
That would be awesome!
Bu görüşme olağanüstü, Muhteşem gerçekten.
The interview is extraordinary, it's great, really.
Bu kurabiyeler muhteşem.
These cookies are awesome.
Bu sürüler çok daha canlıdır, muhteşem doku ve renklere sahiptir.
These swarms show even more vividly the great patterns and colours of the fish.
Ne muhteşem şey bu böyle!
What a view.
Katır ve develer sayesinde dünyanın bu kadar küçülmesi gerçekten muhteşem.
No, no, they won't let you down easy like I did. New York can be pretty harsh, especially to outsiders.
Muhteşem ve Kudretli Oz nerede bu arada?
Oh, where is the great and powerful Oz, by the way?
Bu ranza muhteşem.
This bunk bed, it is bangin'.
Bu şehre Muhteşem Monty'yi sonsuza kadar hatırlatacak bir şey.
Something so that this town will always remember Monty The Magnificent.
Muhteşem, tamam bu senin deponun otomatik genişlediğinden bahsettiğin kısım dışında her şeyi açıklıyor.
Great, well, that explains everything, except for the part where you said the Warehouse automatically expands.
Bu kadar muhteşem olacağını düşünmemiştim Edward.
I did not think it would be this grand, Edward.
- Muhteşem bir şey bu!
Yeah! This is amazing!
Vay canına. Bu kadar muhteşem bir şeye gözlerimi açtığın için teşekkür ederim.
Wow, thank you for turning me on to something so amazing.
Bu yüzden, gösterimiz muhteşem olmalı!
THE PERFORMANCE WE DO MUST BE ABSOLUTELY SPECTACULAR!
Muhteşem bir kadın bu.
She's awesome.
Bu ne muhteşem otlu karışım böyle.
What a gorgeous herbaceous medley.
Bu kolye, muhtesem...
This necklace, it's gorgeous...
Bu hayatımın en muhteşem 17 dakikasıydı, Charo. Elbette.
But of course.
Birkaç gündür bir yağmur bir bulut. Sonra birden, bu buzul ve dağların... en muhteşem görüntüsü çıktı. Ekvatorun dibinde.
The past few days have just been rain and cloud and rain and cloud, and, as if by magic, there's the most spectacular view of ice and glaciers and mountains, that you just wouldn't think was on the equator.
Muhteşem bir hediyeymiş bu.
Wow. Oh, this is truly remarkable.
Bu arabada muhteşem olan ne biliyor musunuz : Amerikadaki en kötü yakıt menziline sahip olması.
You know what's so great about this car is it gets the worst fuel mileage of any car in the U.S.
Muhteşem bir şey bu.
Best day ever.
Bu parti muhteşem oluyor!
This party's turning out to be great!
Bu dünyadaki en muhteşem şeydi.
That was the most amazing thing ever.
Bu oyun muhteşem.
This game is awesome.
Güneyindeki çorak, dikenli ormanlarından tutun da kuzeydeki kayalık kanyonlara kadar bu adada lemurların DNA'sını muhteşem bir biçimde değiştiren bir etmen bulunuyor.
From the arid, spiny forests of the south..... to the rocky canyons in the north, there is something about this island that is allowing the lemur's DNA to change in the most amazing ways.
Neden bu kadar muhteşem doğdunuz?
Why were you born so gorgeous?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]