Bunu alabilirsin traduction Anglais
277 traduction parallèle
Bunu alabilirsin.
You can have this.
Bunu alabilirsin.
You can take it here.
İşte, bunu alabilirsin.
Here, you can have this.
- Evet, bunu alabilirsin.
- Yeah, you can have this one.
Bunu alabilirsin.
You can have these back.
- Al. Bunu alabilirsin...
You can have that.
Bununla birlikte, yemek için bir şey istiyorsan, bunu alabilirsin.
However, if you want something for lunch, take this.
Şimdi, eğer onu nereye götürdüklerini bana söylersen, bunu alabilirsin.
Now, you can have it, if you tell me where they took her.
- Bunu alabilirsin.
- You can have this one.
Bunu alabilirsin.
Take this.
Bunu alabilirsin. Teşekkürler.
- You can have this one, cowgirl.
İşte, bunu alabilirsin.
Here, you can have this one.
Hayır, bunu alabilirsin. Çok yorgunum.
No, here... I'm tired as hell.
- İstersen, bunu alabilirsin.
- Quédate, we took a tin.
- Bunu alabilirsin.
- Have these.
Hiç önemli değil, bunu alabilirsin.
It's a comp. It's free.
Tarif yok ama bunu alabilirsin.
I don't have the recipe, but here.
- Bugün bunu alabilirsin.
– You can have this today.
- İşte, bunu alabilirsin!
- Here, sarge, you can have this one!
Bunu da alabilirsin.
You can have this, too.
Bunu da alabilirsin.
You can have it.
Kendine bir düzine tilki kürkü alabilirsin ama yine de bunu giyeceksin.
You can buy yourself a dozen silver foxes, but you're gonna wear this.
- Umarım paranı geri alabilirsin. Bunu yapabileceğimi sanmıyorum.
Of course, the fragments are much too small to be seen.
Bunu nasıl alabilirsin?
And how am I to take this?
Giderken bunu da alabilirsin.
You can take that one with you.
Bu Roybal zihnimi parlatıyor, Bunu bütün eczanelerden alabilirsin.
And I'm flashing on this Roybal, you can buy it at any drugstore.
Sen bunu al. Bekle... tamam boş. Alabilirsin.
You can take the empty one.
Bunu da alabilirsin.
You can have this too.
Gerisini aldıysan, Bunu da alabilirsin.
If you've taken the rest, you might as well take this too.
Bunu da alabilirsin.
You also take this.
Annecim, bunu ödünç alabilirsin.
Mummy, look what you could borrow.
Bunu herhangi mısır çarşısından da alabilirsin..
You can get this in any flea market.
Bir 44'Iük, bunu sadece Filipinlerden alabilirsin.
This is a 0.44, just brought over from the Philippines
Bunu bitirirsen, tatlı olarak yulaf ezmesi alabilirsin.
You finish that, and you can have a granola bar for dessert.
- Bunu yanına alabilirsin.
- You can take that one with you.
Bunu satarsan Beşinci caddede güzel bir çatı katı alabilirsin.
If you sold this one, you could have a nice penthouse on Fifth.
Bunu yapıştırırsan parayı alabilirsin.
If you initial this, you can still cash it.
Kendini daha iyi hissedeceksen bunu geri alabilirsin.
You can have this back if it'll make you feel better.
Bunu hatıra olarak alabilirsin.
[moaning] May want to keep that for a souvenir.
Bunu satarsan Beşinci caddede güzel bir çatı katı alabilirsin. Sen dekorasyona o kadar ayırmazdın.
If you sold this one, you could have a pretty nice penthouse on 5th, but you wouldn't have much left for decoration.
Şirketi alabilirsin. Aslında senin ve dev egonun bunu bir at yarışına çevirmesini izlemek eğlenceli olacak. Buddy, bu hisse senedi çin uygun fiyat nedir?
In fact, it's going to be fun watching you and your giant ego try to make a horse race of it.
Sana bir hediyem var, bunu geri alabilirsin.
I have a gift for you in return. You can have this.
Şimdi geri döndüğüne göre, bunu ondan alabilirsin.
Now that you're back, you can take it from her. She knows it.
iyi. simdi bunu kontrol altina alabilirsin.
Good. You can get this under contol now.
- Belki bunu satıp, onu alabilirsin.
- Maybe you could sell this and buy it.
Bunu yaptığında yani canileri korkuttuğunda, Kötü adamların paralarını da alabilirsin.
While you're at it, scare off thugs, and take the bad guys'money.
Yarin bunu yanina alabilirsin
You can bring these with you tomorrow.
Zor olduğunu biliyorum, ama kendini toparlayıp bunu onlara kanıtlayabilirsen eminim ki Joshua'yı geri alabilirsin.
I know it's hard, but if you get your life back together and prove that to them I'm sure you can get Joshua back.
- Bunu artık geri alabilirsin.
- You can have that back now.
İstersen bunu ödünç alabilirsin.
You can borrow this, if you want.
Bunu bir iltifat olarak alabilirsin.
You can take that as a compliment.
alabilirsiniz 33
alabilirsin 108
bunu duyduğuma sevindim 230
bunu biliyorum 710
bunu biliyor musun 150
bunu al 228
bunu yapma 481
bunu kabul edemem 111
bunu bana neden yaptın 18
bunu yapmana gerek yok 38
alabilirsin 108
bunu duyduğuma sevindim 230
bunu biliyorum 710
bunu biliyor musun 150
bunu al 228
bunu yapma 481
bunu kabul edemem 111
bunu bana neden yaptın 18
bunu yapmana gerek yok 38
bunu yapabilirim 231
bunu nereden biliyorsun 159
bunu da 65
bunu bilmiyordum 213
bunu sevdim 345
bunu unutma 219
bunu yapabilir misin 143
bunu yapamam 834
bunu yapmak istiyorum 21
bunu biliyordum 108
bunu nereden biliyorsun 159
bunu da 65
bunu bilmiyordum 213
bunu sevdim 345
bunu unutma 219
bunu yapabilir misin 143
bunu yapamam 834
bunu yapmak istiyorum 21
bunu biliyordum 108