English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ B ] / Bunu biliyorsun

Bunu biliyorsun traduction Anglais

12,176 traduction parallèle
Bunu biliyorsun.
You know that.
Bunu biliyorsun. - Onu işe sokmak istiyorum.
I want to bring her in on the job.
Çünkü 1,5 / 2 milyar $ sahibi değilim, ve bunu biliyorsun.
Because I don't have $ 1 1 / 2 billion and you know it.
- Ve bunu biliyorsun çünkü?
- And you know this because?
Derinliklerine in, bunu biliyorsun.
And deep down, Kara. Deep down, you know it.
Bunu biliyorsun, değil mi?
You know that, right?
İyisin ve bunu biliyorsun yoksa burada olmazdın.
You're good and you know it, otherwise you wouldn't even be here.
Tapılası birisin, bunu biliyorsun değil mi?
Sorry. You're adorable, you know that?
- Bunu biliyorsun, sanıyordum.
I thought you knew that.
Meraklı bir orospu çocuğunun tekisin, bunu biliyorsun değil mi?
You a nosy son of a bitch, you know that?
Eski bir dosta rastladım ama sen zaten bunu biliyorsun.
Ran into an old friend, but you already knew that.
Dostum, sen benim için tam bir hazinesin, bunu biliyorsun değil mi?
Buddy, you're an absolute treasure to me, you know that?
- Bunu biliyorsun, değil mi?
- You know that, right?
- Harcadım, harcıyorum, bunu biliyorsun.
I do, I have, and you know it.
Bunu biliyorsun.
You know it.
Bunu biliyorsun, değil mi?
You know that right?
Bunu biliyorum ve o ise, "onun için artık geç" dedi ama benim için hala geç değil ve bunu biliyorsun, tamam mı?
I know that, and she said it's too late for him but it's not too late for me, and you know that, okay?
Önemli bir şey olmasa bunu kaçırmazdım, biliyorsun, değil mi?
Now, you know i wouldn't miss this Unless it was something important, right?
Bunu nereden biliyorsun?
How do you know this?
Bunu biliyorsun.
But that's never been an option for me. You know that.
- Nereden biliyorsun bunu?
How do you know that?
- Bunu nereden biliyorsun?
And you know this how?
- Bunu nerden biliyorsun?
- And how would you know that?
Burada olduğumu bilse kafama sıkardı, bunu gayet iyi biliyorsun.
You know he'd kill me if he knew I was here.
Nereden biliyorsun bunu?
How do you know?
Bunu nereden biliyorsun?
How do you know that?
Noora, bunu nereden biliyorsun?
Noora, how do you know that?
- Bunu nereden biliyorsun?
How do you know that?
- Bunu nereden biliyorsun?
Where are you getting this?
Asla işe yaramaz, ama bence sen bunu zaten biliyorsun.
It never works, but I think you know that already.
Düğün bittiğinde ve sen bunu kaybettiğinde, biliyorsun, romantizm duygunu?
When the wedding's over, and you've lost this, you know, sense of romance?
Ve seninle zaman geçirmeyi sevdiğimi biliyorsun. ve bunu tehlikeye sokmaktan nefret ediyorum.
And you know I love spending time with you, and I'd hate to do anything to jeopardize that.
Bunu tartışamayacağımı biliyorsun.
You know I can't discuss that.
Bekle, bunu nasıl biliyorsun?
Wait, how did you know about that?
Bak, sana borcumu ödemek çok isterim ama bunu sana kazık atarak yapmam, biliyorsun.
Look, I would love to get my debt to you off my plate, but I'm not gonna do it by fucking you over, you know?
Seni vurmaya kalkmadım Robert, biliyorsun bunu.
I didn't try to shoot you, Robert, and you know it.
Bunu nasıl açacağını biliyorsun?
You know how we got to break this leather in, right?
- Bunu nasıl biliyorsun?
Now, how would you know that?
Bunu yapmayacağımı biliyorsun.
You know I wouldn't do that.
Bunu nasıl biliyorsun?
How do you know that?
Bunu fazlasıyla yapabileceğimi biliyorsun.
You know that I'm more than capable.
Bunu biliyorsun.
- You know that.
Biliyorsun bunu.
And you know it.
Bunu nereden biliyorsun?
How would you even know that?
- Bunu nereden biliyorsun ki?
- How did you even know that?
Bunu çok iyi biliyorsun.
You know better.
Biliyorsun, önceden... Bunu yapma Michael.
You know, before - - no, don't do that, Michael.
Seni asla incitmek istemedim, biliyorsun bunu.
I never meant to hurt you, you know that
Bebeğim, bunu sensiz yapamayacağımı biliyorsun.
Babe, you know I can't do this without you.
Breca cinayetten aranıyor, biliyorsun bunu.
Breca's wanted for murder, you know it.
Sırtım ağrıyor, biliyorsun bunu.
I have a bad back and you know it.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]