Böyle olsun istemedim traduction Anglais
240 traduction parallèle
Ah, Tanrım... böyle olsun istemedim.
Oh, God... this I did not intend.
Bunu ben demek istemedim, böyle olsun istemedim.
Who wants this? I didn't ask for this.
Böyle olsun istemedim.
I didn't want to do that.
Böyle olsun istemedim.
I didn't mean to.
Böyle olsun istemedim, Johnny.
I didn't mean to do it, Johnny.
Böyle olsun istemedim.
I didn't mean it.
Çok üzgünüm Danny. Böyle olsun istemedim.
I'm sorry, Danny.
Böyle olsun istemedim.
I didn't mean anything.
- Ben böyle olsun istemedim!
- It's not the way I wanted it!
Söyle ona, böyle olsun istemedim.
Tell her I didn't mean it.
Böyle olsun istemedim.
I didn't mean that.
( Tico Arriola ) Böyle olsun istemedim, Frank.
I didn't mean it, Frank.
( Tico Arriola ) - Böyle olsun istemedim. ( Çavuş Dedektif Frank Arriola )
I didn't mean it.
Böyle olsun istemedim.
I didn't want to.
- Ben böyle olsun istemedim...
- I didn't want it to go down like...
Böyle olsun istemedim.
I... I didn't mean to!
Julie, böyle olsun istemedim.
Julie, I didn ´ t mean it.
Böyle olsun istemedim...
I don't intend to...
İnan bana ben de böyle olsun istemedim.
Believe me, this is not the way I wanted it to be.
- Üzgünüm, böyle olsun istemedim...
- I'm sorry...
- Böyle olsun istemedim, yemin ederim.
I didn't mean it, I swear...
Böyle olsun istemedim.
I didn't want this.
Böyle olsun istemedim!
I didn't mean it!
Böyle olsun istemedim.
I didn't mean to do it.
Böyle olsun istemedim Frasier.
Frasier, I never meant for any of this to happen.
Böyle olsun istemedim.
I didn't mean to do that.
"Böyle olsun istemedim."
"I didn't make this happen."
- Böyle olsun istemedim.
- I didn't mean to.
Böyle olsun istemedim. Ama...
I don't want to, I just....
Ama hayır. Böyle olsun istemedim ki.
But, no, man, I didn't want to burn her.
Böyle olsun istemedim.
No! I didn't do it by myself!
Böyle olsun istemedim!
- I didn't mean it!
Böyle olsun istemedim, sadece konuşacaktım.
I didn't mean for it to happen like that. I just wanted to talk.
Böyle olsun istemedim.
- I'm sorry. I didn't mean to do that.
Böyle olsun istemedim- -
- I never meant...
Böyle olsun istemedim.
Mom, I didn't mean to,
Böyle olsun istemedim.
I didn't mean him.
Böyle olsun istemedim!
Look, I didn't mean for this to happen!
- Hayır, böyle olsun istemedim.
- No, I didn't mean for this to happen.
Böyle olsun istemedim.
I didn't mean...
" Böyle olsun istemedim.
" l didn't mean it.
Böyle olsun istemedim.
I didn't want it to end up like this.
Ben böyle olsun istemedim.
I didn't mean to do that.
- Vanya, böyle olsun istemedim.
- Vanya, I didn't want to.
- Böyle olsun istemedim.
I never meant to.
Kusura bakma Dreske, böyle bir şey olsun istemedim.
Sorry, Dreske, that something like this had to come between us.
- Böyle olsun istemedim.
I didn't mean to.
Ama ben böyle hayal etmemiştim, bu şekilde olsun istemedim.
But I didn't imagine it'd happen this way
Lanet olsun. Böyle şeyler yapmanı istemedim.
Damn it, I don't ask you to do things like that.
Böyle bir yaşam sürmeyi kendim istemedim. Başka şeklide yaşamak için seçeneğim olmadı. Her zaman çok param olsun istedim.
At some point, it became clear that our path had been chosen and we had nothing to offer the world our options narrowing down to petty crime or minimum wage.
Ben böyle olsun istemedim.
But when they told me it was too late, they'd done it.
böyle olsun istememiştim 16
istemedim 58
böyle 531
boyle 17
böyle iyi 244
böyle olmaz 92
böyle bir şey yok 21
böylece 530
böyle devam et 79
böyle yapma 93
istemedim 58
böyle 531
boyle 17
böyle iyi 244
böyle olmaz 92
böyle bir şey yok 21
böylece 530
böyle devam et 79
böyle yapma 93
böyle şeyler söyleme 28
böyle bir şey olmayacak 25
böyle konuşma 236
böylelikle 44
böyle iyiyim 107
böyle gelin 49
böyle mi 243
böylesi 17
böyle bir durumda 32
böyle işte 52
böyle bir şey olmayacak 25
böyle konuşma 236
böylelikle 44
böyle iyiyim 107
böyle gelin 49
böyle mi 243
böylesi 17
böyle bir durumda 32
böyle işte 52