Böyle bir şey traduction Anglais
22,952 traduction parallèle
Tabii, böyle bir şey olacak ya sanki!
Yeah, that's not gonna happen.
Cephanelikte nasıldı böyle bir şey yapmak?
How'd the Armory make something like that?
Böyle bir şey olmayacak.
It's not happening.
Böyle bir şey yapabileceğini hiç düşünmemiştim.
'I'd never thought he'd be capable of something like this.'
Kim böyle bir şey yapar?
Who would do such a thing?
Böyle bir şey nasıl yasal olabilir?
How can such a thing be lawful?
Seninle tanışana kadar böyle bir şey aklımdan bile geçmezdi.
You know, I never thought I'd be able to match that till I met you.
Nasıl bir insan böyle bir şey düşünür?
What kind of person does that make me?
İnsan olmak böyle bir şey.
It's actually human.
Böyle bir şey gördünmü daha önce?
You see that much action?
Hayatım boyunca böyle bir şey olabileceğini hiç hissetmemiştim.
In my whole life, I've never felt such a sense of possibility.
İkinci çocuğun için de böyle bir şey mi ayarlayacaksın?
Are... are you planing on arranging something like that for your next kid, too?
Bana morluklardan söz etseydin asla böyle bir şey olmazdı.
Yeah, well, if you'd told me about the bruises, it never would have happened.
Bir daha böyle bir şey olursa bana geleceksin değil mi?
Something like this happens again, you come to me, right?
Ondan böyle bir şey bekler miydin?
Go, buzz. Would you ever have expected that from him?
Hiç böyle bir şey yapmak istedin mi?
Do you ever want to do that kind of thing?
Gerçek katiller böyle bir şey yapmaz.
Real killers don't do that.
Ara sıra öfkeli müşterilerden nasibimizi alıyoruz ama hiç böyle bir şey beklemezdim.
We have our fair share of angry customers, but I never expected anything like this.
Öyleyse, şey... danışman yapımcı, bir nevi teknik uzman yani... - Böyle bir şeyin ücreti ne kadardır?
So, um... consulting producer, who's like a technical expert, um... what's the going rate for something like that?
Ava tanık koruma programındaysa Barry, böyle bir şey yaşanmamalıydı.
If Ava was in the witness protection program, Barry, this never should have happened.
Hayır, böyle bir şey olamaz.
No, that never happened.
Böyle bir şey dün olsa beni de şok ederdi.
Would have shocked me, too, yesterday.
Biliyorum çünkü böyle bir şey yapsaydın seni kendi ellerimle boğardım.
Yes, I do'cause if you did something like this, I'd just strangle you with my bare hands.
Böyle bir şey olmamalıydı.
It shouldn't have happened.
Hayır, böyle bir şey olmadı.
No, n-no. No, no. That's not...
Böyle bir şey buralarda hiç olmaz.
Nothing like this ever happens around here.
Böyle bir şey olmayacak.
Not gonna happen.
Neden böyle bir şey yapacağını düşündünüz?
What makes you think she'd say that?
Herhangi biri, bir depo benzin alabilir,... böyle bir şey olursa bilmek istiyorum.
Anybody so much as buys as tank of gas, I wanna know about it.
Sizin yeteneğinizdeki birinin böyle bir şey yapması, şaşırtıcı ve hayal kırıklığına uğratıcı oldu.
For a person of your ability to do such a thing, it was surprising and disappointing.
Ben, böyle bir şey yapmadım.
I didn't do this.
Tamamen yabancı biri için, neden böyle bir şey yaptın?
Why would you do something like this for a complete stranger?
Neden böyle bir şey yapsın ki?
Why would he do that?
Asla böyle bir şey olmayacak... büro da bile.
That is never gonna happen... not even at the Bureau.
Neden biri böyle bir şey yapar ki?
Why would someone do that?
Bütün bunlardan sonra böyle bir şey olması iyi olurdu.
Well, it'd be nice for something good to come out of this whole thing.
Zavallı Alan'a kim böyle bir şey yapmaya çalışır inanamıyorum.
I can't believe someone would try and do that to poor Alan.
Ben bir daha böyle bir şey olmayacak.
I, um... it won't happen again.
- Böyle bir şey olmayacak.
- That's not going to happen.
Kitaplarda böyle bir şey okumuştum.
I've read about this in the books.
Asla ama asla böyle bir şey yapmamıştı.
She has never, never done anything like this.
- Böyle bir şey yapman ne incelik.
Hi, it's so nice of you to do this.
- Evet böyle bir şey var.
Oh, yes, they are.
İlk kez böyle bir şey gördüm.
- First time I'd ever seen it. - Huh.
O çocuk, kendi suçluluğumu kendime karşı kullanmamı asla öğretmedi zira, asla böyle bir şey hissedemedi.
That boy has never thought to use my own guilt against me because he could never feel such a thing.
Tüm kayıtlı tarih içinde, böyle bir şey asla vuku bulmamıştır.
In all of recorded history, such a thing has never happened.
Başına böyle bir şey geldiği için çok, çok üzgünüm.
I'm so, so sorry that you had to go through something like this.
Laura'nın böyle bir şey yapmış olabileceğini hiç düşünmüyor musun?
You don't think there's any possibility that Laura could have done it?
Ama başka bir şey anlatmadan önce, siz neden şimdiden böyle düşünüyorsunuz?
But before i say anything else, why do you already think that?
- Bir şey var ki siz tiyatro veletlerinin böyle cesur olmasına hep şok oldum.
- god, you know, it always shocked me how much ass you theater kids got.
- Neden ona böyle bir şey söyledin?
Why would you tell her that?
böyle bir şey yok 21
böyle bir şey olmayacak 25
böyle bir şey olamaz 25
böyle bir şey olmadı 17
böyle bir şeyi nasıl söylersin 18
böyle bir durumda 32
böyle bir yerde 16
böyle bir zamanda 26
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
böyle bir şey olmayacak 25
böyle bir şey olamaz 25
böyle bir şey olmadı 17
böyle bir şeyi nasıl söylersin 18
böyle bir durumda 32
böyle bir yerde 16
böyle bir zamanda 26
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şey sorabilir miyim 139
bir şeyler içelim mi 27
bir şey mi oldu 310
bir şeyler içelim 56
bir şeyler var 19
bir şey söyle 257
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir şey 209
bir şeyler yanlış 26
bir şey sorabilir miyim 139
bir şeyler içelim mi 27
bir şey mi oldu 310
bir şeyler içelim 56
bir şeyler var 19
bir şey söyle 257
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir şey 209
bir şeyler yanlış 26