Cok traduction Anglais
1,363,809 traduction parallèle
Çıkış yolu yokmuş gibi hissediyorlar ve bu çok fevri davranışlara yol açıyor.
They often feel like there's no way out, and this can lead to very impulsive acts.
Pek çok insan bize, neden Hannah'nın kendini bu şekilde öldürdüğünü ve bunu gösterdiğimizi sordu.
[Yorkey] We had a number of people ask us along the way why we had Hannah kill herself in the way we did and why we showed it.
Ucuzlatmamak için çok çalıştık ama bunu göstermeyi ve izlemenin acı vermesini istedik. Çünkü şu konuda çok net olmak istedik : Hiçbir şey asla
We worked very hard not to be gratuitous, but we did want it to be painful to watch... because we wanted it to be very clear that there is nothing... in any way... worthwhile about suicide.
İzleyicilerin, biri öldüğünde oluşan acıyı görmeleri önemli. İntihar etmeyi düşünen kişiler ölümlerinin, sevdikleri ve incitmek istemedikleri kişileri ne çok etkileyeceğini fark edemeyebiliyor.
It's important for the viewers to see that there's often a lot of collateral damage when someone dies, and the person contemplating suicide might not realize how much their death will affect people that they love and that they didn't want to hurt.
Pek çok kez, yaşadıkların tedavi edilemez gibi görünebilir, bu yüzden birine anlatmaya çalışmak çok yorucu olabilir çünkü yapabileceğin bir şey olmadığını hissedersin.
[Heizer] A lot of times it feels like things you're experiencing aren't treatable, and that's why it can be overwhelming to try to explain it to someone because you just feel like there's nothing you can do about it.
Bu grubun düzeni çok saçma olmuş.
The whole makeup of this squad doesn't make any sense.
Yanıtları almak için birden çok yol vardır.
There's more than one way to get answers.
Daha çok insanı doyurmak adına ormanlar tarlalara dönüştürüldü.
You can feed a hell of a lot more people by clearing'the forest and planting'grain.
Çok... teşekkür ederim.
Th-Thank you very much.
hayatta kalmaları çok zor.
If they tried to escape without horses, their chances of survival would be slim.
Buraya çok hızlı geldik.
That didn't take us very long.
Etmediğin yardımlar için çok minnettarız!
We're so grateful for all the help you've been!
Çok şirin.
She's cute.
Güneş batalı çok oldu!
It's been so long since the sun set!
daha çok şeye...
No, it's more like...
Çok dikkatsiz davrandın!
That was way too reckless!
Çok geç kaldım...
I'm too late...
Çok az miktarda gazım kaldı.
I only have a small amount of gas left.
Onlar çok mu ölmek istediler? Bir de şu dediklerine bak!
They don't want to die, but you don't even care.
Çok dokunaklı bir hikayeydi.
What a sob story it was.
Aslında çok yardımcı olursunuz.
To be honest, we could use you.
Çok uzun sürdü.
Took you long enough.
Gerçi çok aptalca bir şey yapmışım...
What a stupid thing I've done...
vatanınızdan çok uzaklara sürüldünüz.
You two have been driven far enough away from your hometown.
Çok yaklaştık. Sona varmamıza sadece birkaç adım kaldı.
We're so close, it's just another few steps till the end.
Biliyorum çok ani oldu ama gitmemiz gerek.
I know this is sudden, but we need to go now.
Çok uzun sürdü çünkü bu raporları bir araya getirmek hayli zor oldu.... onun gibi aynı bölgeden gelip 104.
It's taken so long to get it because managing these reports is such a mess right now. According to this, there were two others belonging to the
Ama... buna inanmak gerçekten çok zor.
But... As their comrade, I'd find it hard to believe.
Çok badire atlattın. Kafayı yememek ne mümkün.
You've been through so much, it's making you crazy.
Reiner çok yoruldu.... neden benden böyle bir şey istiyorsun ki?
Reiner's just really tired. Besides, if you were really the Armored Titan that wants to destroy humanity why would you be asking me this in the first place?
Ama artık çok geç...
It's too late now...
Çok sıcak!
Too hot!
Çok güçlüsün ama yemezler.
You're so strong, it's ridiculous.
Bu kadar çok mu istiyorsun öğrenmeyi?
Do you want to learn that badly?
Çok tehlikeli!
It's dangerous here!
Muhtemelen bizden daha çok yardımı dokunacak biri gelir şimdi.
Someone will be along who can help more than we can.
Kafamı çok sert çarptım ama iyiyim.
I must've hit my head pretty hard, but I'm fine.
O eski günleri çok severdim.
I loved those good old days.
Peşlerinden gitmek için çok fazla nedenimiz var.
We have plenty of reasons for chasing after them.
Ymir'in tavırları çok net ama.... muhtemelen etrafta başıboş dolanıp sadece kendi için yaşamış olmalı.
Ymir's motive is clear. Once she turned human again, she probably roamed around and lived only caring about herself.
Neyse ne! Çok da tın!
It makes no difference to me.
Çok da tın!
Do you think I care?
Çok hızlı!
She's fast!
Ama askerler çok gerilerde kalırlar.
But soldiers are falling far too quickly.
Sizce ben bunu çok mu yapmak istedim?
Do you think I wanted to do this?
Çok zor bir durum olsa gerek Eren.
It's a tough spot to be in, Eren.
Bana bildiklerimden çok daha fazlasının var olduğunu öğrettin.
You made me see that there's so much more to me than I knew existed.
Bu çok yakındı!
That was close!
Ooh, çok kızgınsın!
Ooh, so angry!
Dikkat et, Samuray... bu kadar çok stres kalbine zarar verir.
Be careful, Samurai... so much stress will give you a heart attack.
Gerçekten, çok berbat.
Yes, quite terrible.
çok güzelsin 532
çok teşekkür ederim 2489
çok tesekkür ederim 16
çok tatlısın 281
çok güzelsiniz 65
çok şık 66
çok sık 16
çok teşekkürler 1924
çok seviyorum 43
çok seksisin 23
çok teşekkür ederim 2489
çok tesekkür ederim 16
çok tatlısın 281
çok güzelsiniz 65
çok şık 66
çok sık 16
çok teşekkürler 1924
çok seviyorum 43
çok seksisin 23
çok güzel görünüyorsun 197
çok güzel olmuş 52
çok güzel 5114
çok yazık 499
çok güzel olmuşsun 16
çok şükür 211
çok güzel bir kız 66
çok tatlı 272
çok güzel görünüyor 60
çok güzel bir gün 43
çok güzel olmuş 52
çok güzel 5114
çok yazık 499
çok güzel olmuşsun 16
çok şükür 211
çok güzel bir kız 66
çok tatlı 272
çok güzel görünüyor 60
çok güzel bir gün 43