English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ D ] / Daha da iyi

Daha da iyi traduction Anglais

4,153 traduction parallèle
Oh, daha da iyi.Sokağa çıkma yasağı öncesi teslimat tehlike oluşturmuyor.
Oh, they better be. Not risking a delivery before curfew.
- Aynen. Ve daha da iyi olacağız.
And we are getting better.
Daha da iyi oluyor.
Well, it gets better.
Daha da iyi bir mağlubiyet, Leslie.
Excellent win, Ron. Even better loss, Leslie.
Daha da iyi.
That's even better.
Bana beş dakika verirseniz daha da iyi hatırlarsınız. Üzgünüm.
Well, you'll remember me for a lot more than that if you allow me five minutes of your time.
Daha da iyi haberler var.
And here's some more great news.
Artık daha da iyi olacak.
_ _ _
Her zamankinden daha da iyi.
It's better than ever.
Ve daha da iyi olacak.
And she's going to be OK.
Daha da iyi.
Even better.
Şimdi daha iyiyim, ama hallolduğunda daha da iyi olacağım.
I feel better, but I'll feel better when I know it's done.
Daha da iyi bir arkadaştı.
Better friend.
Ama hikâyeler daha da iyi, yaşanmışlık var.
But story is the best, it feels so alive
Baban da izin verdi. Daha iyi bir ortamda yaşaman gerektiğini söyledi.
Your father agreed that you can do with a better environment
Bence Marika Rökk'ten daha iyi şarkı da söylerim.
And I sing better than Marika Rökk as well.
Daha iyi olmaları gerekirken daha da kötüleşiyorlar.
They should be getting better. They're getting worse.
Umalım da Leman Sokağı son finalistinden daha iyi yumruk atıyorsundur.
Let us hope you make a better fist of it than the last finalist to arrive from the Leman Street ranks.
Ya da sen arabaya gel, öylesi daha iyi olur.
Well, maybe best if you come out to the car.
Yalan yok ; daha iyi olduğun zamanlar da olmuştu.
I gotta be honest with ya. You've looked better.
Klitoral orgazm da, vajinal orgazm kadar iyi. Hatta daha iyi bile olabilir.
A clitoral orgasm is just as good as a vaginal orgasm...
Bu zaten kötü ama daha da kötüsü var. O da kendini eksik hissetmek. Çünkü seni en iyi tanıyan insan ilgisini kaybedince içinden bir şeyler kopup gidiyor.
Which is bad enough, but what's even worse Is how much you'll feel like a failure Because when the person who knows you best loses interest, that really takes something out of you.
O da bunu izler ve her cumartesi dansa gitmemiz için ısrar ederdi. Daha iyi yapmaya çalışırdık.
Uh, she'd, uh, watch, and insist that we go dancing every Saturday night to try to do them one better.
Tabii, bana da söylesen daha iyi olurdu ama...
Um, of course, you could have told me, but, uh...
Şu perdeleri açayım da daha iyi göreyim.
Let me just get these curtains open so I can see better.
İşin iyi tarafından bakarsak böyle durumlar bizi birbirimize daha da yakınlaştırıyor.
- Well, the good news is... - Mmm. These situations just bring us closer and closer together.
Güven duyabileceğin tek şey ajanların olaya ben dahil olduğum zaman Kolombiya'da daha iyi iş çıkardıklarından ibaret.
But the one thing you can count on is that operatives do better in Colombia when I'm looped in.
Tekrar karşılaştığımız vakit iletişimde daha iyi bir iş çıkaracağımızı da umalım çünkü bu her neydiyse tam bir karmaşadan ibaretti.
Let's hope when we meet again, we do a little better job communicating, because this- - whatever this was- - it was a mess.
Ne zaman iyileştiğini düşünsem daha kötü oluyor. Bir kaç yıl sonra daha iyi olacağını düşünürsem sebepsiz yere daha da kötüleşiyor.
If i think it heal, it gets worse and if i think it gets better after few years, it gets worse for no reason.
- Daha da iyi.
- All the better.
Ya bize daha iyi cevaplar veririsin ya da seni tanık korumadan çıkarırız.
So you either give us some better answers, or we're gonna release you from protective custody.
Annen hala seni neyin daha iyi yaptığını nasıl da biliyor.
Mommy still knows how to make it better.
Kızı sikeceğine ona bir şeyler öğretsen, hepimiz için daha iyi olacak. Kız da dahil!
Well, maybe if you stopped fucking her and started teaching her, we all might be better off, including her.
Öğleden sonralarımın bana kalmasını ya da başka bir şeyi özlediğimden değil ama daha iyi olmaya başlamadın mı?
Not like I miss having my afternoons free or anything, but... are you starting to feel better?
Yine de daha iyi olabilir, ama buna da şükür...
It can still be better, but well...
Jeff, Greendale'den ayrılıp yine iğrenç bir avukat oldu ama kötülüğü arttıkça dışarıda iyi bir Jeff'in olduğu düşüncesi onu daha fazla rahatsız etmeye başladı.
Jeff left Greendale and became a scummy lawyer again, but the more evil he got, the more he became tortured by the idea that there's still a good Jeff out there, being good somewhere.
O ilacın bana kendimi daha iyi hissettirdiğini söyleyeceksin. Ama ona ihtiyacım olduğunu düşünmüyorum. Hâlâ kullanıyor olsam da.
You're gonna tell me that the medication makes me feel better, and that's why I don't think I need it anymore, even though I still do.
İyi de daha geçen hafta verdiğin kitabı okumadım ve ondan önceki hafta verdiğin kitabı da.
I don't know, I still haven't read the book you gave me last week, or the one from the week before that.
Ve beni daha iyi bir insan yaptığına da eminim.
And I know it's made me a better man.
Onlar da bizden daha iyi değildir.
They are not better than us.
2. olarak, daha da önemlisi ben bu gruba sonradan katıldım ve ne kadar ürkütücü olduğunu iyi biliyorum.
And B, more importantly, I was the outsider to this group, and I know how frightening that can be.
Benden daha iyi birini hak ediyor ama şey birine takılıp kalması da onun için iyi değil...
She deserves better than me, but she also deserves better than staying hung up on somebody who's not...
Albay, Matt'in aşağıda olanları daha iyi anlamamızı sağlayacak bir fikri var.
Colonel, Matt had an idea of how we can get a better picture of what's going on below.
Çocuksuz bir haftadan daha iyi bir şey varsa o da birkaç günün sadece anneciğe kalmasıdır.
The only thing better than a kid-free week... is a couple of days carved out just for Mama.
Tanrı, seni yukarıda daha iyi duyabilir.
God can hear you better from up there.
Bunu bana seveceğimi Düşündüğün için verdin. ya da kendini daha iyi hissetmek için verdin?
Did you give it to me because you thought I'd like it or because you wanted to feel better about yourself?
Bu toplantı salonu bizden daha iyi adamların çok sayıda politik toplantısına ev sahipliği yapmış olsa da bu bir iş toplantısı.
And although this boardroom has been the site... of many casual political conversations among better men than us... this is a business meeting.
Asla benden daha iyi bir çocuk yapamayacağını biliyordu da ondan.
Because she knew she would never do better than me.
Gözyaşından daha iyi. Ya da bal mıydı?
Better than tears... marmalade.
Dünyayı görmek istiyorum, her bir tarafını dolaşmak ve bunun bir kaç yolu var, kaykay ya da bir eşek üzerinde yapabilirim ya da motosikletle bu işi yapmanın daha iyi olacağını düşündüm.
[Simon] I wanted to have the world, and going round it is one way to do that, and I was thinking should I do it on a donkey or a skateboard or or something, and I thought a motorcycle would be a really good way to do it.
Benden daha iyi biri. Ben buraya gelebildiysem o da buraya gelebilmeli.
She is a better person than me, and if I can come here, then she should be able to come here.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]