Elbette anlıyorum traduction Anglais
211 traduction parallèle
- Elbette anlıyorum Bayan Crosbie.
- l understand, Mrs. Crosbie.
Sizin derdinizi elbette anlıyorum.
You're wondering exactly where i stand.
Elbette anlıyorum.
Of course I do.
Elbette anlıyorum.
Sure I can.
Elbette anlıyorum.
Sure do.
Elbette anlıyorum.
Sure, I do.
Elbette anlıyorum.
Sure I understand.
Evet, elbette anlıyorum.
Yes, I certainly do.
Elbette anlıyorum, zaman değişti de, falan da, filan da...
- Oh, I understand quite well. The times have changed.
Elbette anlıyorum, kızgınsın çünkü dünya neler yaptığını öğrendi ve küçük krallığına girmeye başlayacaklar.
The hell I don't understand. You're just pissed off because the world is coming in here and interfering with your little kingdom all those people who carry whatever disease you think the outside world has.
Elbette anlıyorum.
Of course I understand.
Elbette anlıyorum.
Sure I do.
Elbette anlıyorum, heyecanlı ve... ee.
Of course I understand the excitement and... um.
Elbette anlıyorum ki sen...
I surely understand that you...
Evet, elbette anlıyorum.
Yes, of course I understand.
Elbette anlıyorum.
Sure, I understand.
Elbette anlıyorum Albay.
Of course I understand, Colonel.
- Evet, elbette anlıyorum.
Yes, of course, I do.
- Elbette anlıyorum Eddie.
Of course, I understand, Eddie.
- Elbette, anlıyorum.
- I know.
Elbette, anlıyorum.
Of course, I understand.
Elbette, bayım anlıyorsunuz Madame Curie'ye tamamen tarafsız ve soğukkanlı bakıyorum
Of course, gentlemen you understand that I am looking upon Madame Curie with complete coolness and complete detachment as I would in judging any other colleague.
Elbette, anlıyorum.
Yes, of course! I...
Elbette, anlıyorum.
Certainly, I understand.
- Hayır elbette, anlıyorum.
- No, of course, I understand.
Anlıyorum... elbette dinledin.
I see... you listened of course.
- Elbette, anlıyorum. Onları postalarım.
- Okay, let in the mail.
Genç çiftlerin sorunlarını az buçuk anlıyorum nelerle mücadele ettiklerini, elbette.
I think that I probably understand, you know, the problems of young couples what they're up against, of course.
- Elbette, anlıyorum.
- Yes, of course.
Anlıyorum, elbette.
I see, of course.
Elbette. Elbette, anlıyorum.
Sure... sure, I understand.
Elbette. Anlıyorum.
Of course, I quite understand.
- Elbette, anlıyorum.
- Sure, I dig.
Elbette, anlıyorum.
Of course, I do.
Bunu anlıyorum, ama elbette...
I understand that, but of course...
Anlıyorum, elbette, evet evet.
Of course, yes, yes, me.
Elbette. Anlıyorum, Feto.
Sure, I understand, Feto.
Elbette, anlıyorum.
Sure, I understand.
- Elbette, anlıyorum.
- I understand, of course.
Elbette dostum, anlıyorum.
And I certainly will.
Elbette ki, sizi anlıyorum ve sorunlarınızı gözardı etmiyorum.
Of course, I don't think I'm underestimating your problems.
Anlıyorum Gerard, elbette. Eminim.
Sure, I understand.
Elbette. Seni anlıyorum.
Of course.
Elbette. Seni çok iyi anlıyorum.
I understand perfectly.
Elbette. Anlıyorum.
Of course, I understand.
- Elbette, anlıyorum.
- Of course.
Elbette, şimdi anlıyorum.
Of course I see that now.
Elbette. Anlıyorum.
I understand that.
Anlıyorum. Elbette.
I understand, of course.
Elbette, sizi anlıyorum.
Send the help to the room.
Elbette gerekir. Sizi çok iyi anlıyorum.
I completely understand.
anlıyorum 6300
anliyorum 48
anlıyorum efendim 53
anlıyorum ki 37
elbette 13408
elbet 35
elbette var 142
elbette ki 133
elbette benim 21
elbette istiyorum 43
anliyorum 48
anlıyorum efendim 53
anlıyorum ki 37
elbette 13408
elbet 35
elbette var 142
elbette ki 133
elbette benim 21
elbette istiyorum 43
elbette seviyorum 29
elbette yok 101
elbette iyiyim 21
elbette öylesin 20
elbette canım 17
elbette isterim 24
elbette biliyorum 55
elbette biliyorsun 19
elbette efendim 146
elbette doktor 21
elbette yok 101
elbette iyiyim 21
elbette öylesin 20
elbette canım 17
elbette isterim 24
elbette biliyorum 55
elbette biliyorsun 19
elbette efendim 146
elbette doktor 21