English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ G ] / Gördüğün gibi

Gördüğün gibi traduction Anglais

3,052 traduction parallèle
Gördüğün gibi ben de ürünleri sınıflandırabiliriyorum.
See, I can class it up, too.
Gördüğün gibi artık o küçük iyi kız değilim.
Well, as you can see, I'm not a good little girl anymore.
Don, gördüğün gibi Dorothy bizden yılbaşı arifesinde ayrılacak bu gece bir veda yemeğine gidelim mi?
Don, seeing as Dorothy's going to be leaving us on Christmas Eve, what do you about us all going out for a farewell dinner tonight?
Gördüğün gibi, olgunlaşıyorum ve biraz sorumluluk alıyorum.
You see, I'm growing up and taking some responsibility.
Gördüğün gibi, barı sabah 4 : 00'e kadar açık tutarsan,... bir sürü garip şey görebiliyorsun.
See, when you tend bar till 4 : 00 a.m., you see a lot of weird stuff.
Senin, küçük metresini gördüğün gibi mi?
You mean, the way you were seeing your little ten-year-old mistress?
Gördüğün gibi, emin ellerdeyim.
As you can see, I'm in good hands.
Gördüğün gibi, boşuna intikam aldın.
So you see, your revenge was all for nothing.
Ama gördüğün gibi, annen ona çarptığında kurbanın kaskı başından çıkmış.
But, you see, the victim's helmet came off when your mom ran into her. When my mom ran into her?
Çünkü beni, şimdi gördüğün gibi görmeni istemedim.
'Cause I-I didn't want you to look at me the way you are now.
Güzel soru, Bradley, gördüğün gibi, potansiyel müşterilerimi... yanıma almadan önce onlarla... gayri resmi şekilde tanışırım. ve Dr. Magnus, kaynaklarım sağ olsun ki, finansal geleceğiniz uzun bir süre gayet sağlıklı olacak.
Good question, Bradley, you see, I prefer to meet potential clients in a more, um, informal manner before taking them on, and may I say, Dr. Magnus, that thanks to my resources,
Gördüğün gibi ben Frankenstein'ın eşi olarak gideceğim bu demek oluyor ki sende...
And as you can see, I'm going as bride of Frankenstein, which means you will be...
Gördüğün gibi, Leslie takımın bir numarası.
You see, Leslie here is a team of one.
Gördüğün gibi abin ve karısı öldü ama çocuk kurtuldu.
As you can see, your brother and his wife are dead, but the child survived
Gördüğün gibi Terrorlar sosyal yaratıklardır.
You see, Terrors are social creatures.
Gördüğün gibi... 200. günümüzü kutluyoruz.
- Oh... - l guess it's obvious - We've been dating 200 days
Gördüğün gibi, fırsat kalmadı, Parker.
Hey, I got a little bit on my plate here, Parker.
Çoktan gördüğün gibi Kim Joo Won ve Gil Ra Im artık evli.
As you know, Ra-im is now officially my wife.
Gördüğün gibi oldukça geniş bir yer.
So, you can see, it's quite spacious.
Kalplerini açmalarını ve senin gördüğün gibi görmeleri gerektiğini.
He's saying they need to open their hearts and see in you what he has seen.
Gördüğün gibi, bana Şirin bitkilerinin büyüdüğü yeri gösteren sihirli bir haritam var!
For, you see, I have a magical map that shows me exactly where the smurf root grows!
Gördüğün gibi temiz ve katlı
As you can see... cleaned, pressed and folded.
Gördüğün gibi, onu sikmek beni sikmek ve arkasından patronumu sikmek demek.
You see, when I fuck her, fuck me a thousand and I pulled my head.
Bunu affedemem. Gördüğün gibi hala yaşıyor. Kimse bizi Delhi ye gitmekten alıkoyamaz.
I cannot forgive that, but his voice was not silenced, and no one's going to stop us from getting to Delhi.
Gördüğün gibi, ben ve Vidia...
YOU SEE, ME AND VIDIA...
Bunu senin gördüğün gibi görmeliydim.
I should have seen it like you did.
Gördüğün gibi yalnız yaşamak hiç de hoş değil.
Living alone, as you can tell, is not terrific.
Ve gördüğün gibi, Amerikalılar derslerine iyi çalıştı.
And, as you can see, the Americans studied well.
Gördüğün gibi, adamlar, bizler emlakçılar gibiyizdir.
You see, men, We're like real estate agents.
Gördüğün gibi böylesi daha kolay oldu.
You see, that was also the easy part.
- Ama vaziyet gördüğün gibi.
- But I'm not.
Gördüğün gibi bir sürü işim var.
As you can see, my dance card is quite full.
Gördüğün gibi, kenarlarını doğru tutarsan bölgenin değişken görüntülerini görebilirsin.
You see, if you align the edges correctly it gives you a shifting depiction of the interior.
Gördüğün gibi oldukça kutsanmış.
As you can see was too well endowed.
Gördüğün gibi.
Here youse are.
Ama gördüğün gibi, Alison, Benim bir hastalığım var.
But you see, Alison, I've got a sickness.
Gördüğün gibi parmak izleri tam uyuşuyor.
The prints match as you can see.
Gördüğün gibi durum kontrolüm altında.
As you can see, I have the situation in hand.
- Gördüğün gibi biz kazandık.
- Do you concede?
Gördüğün gibi, tüm kadınlar bu kadınlardan oluşuyor.
See, every woman is all of those women.
Gördüğün gibi küçücük bir koridor var.
A tiny hallway as you can see.
Solak olduğum için solak makasımı birkaç paket lastiği, yedek pil ve diş fırçamı getirdim. - Gördüğün gibi bir de dürbünümü.
I also brought my lefty scissors because I'm left-handed, some rubber bands, extra batteries, my toothbrush, and my binoculars, as you know.
Gördüğün gibi akacak kan damarda durmaz.
As you can see, and blood is water.
Gördüğün gibi dostum.
Obviously, man.
Gördüğün gibi onu istemiyor da.
And she obviously don't want it, man.
Gördüğün gibi ben de öyleyim.
I'm... Obviously me too.
Gördüğün gibi henüz kazanmadın.
You haven't won yet, you see.
Gördüğün gibi liste uzun, o yüzden takip etmek biraz zor.
See, the list goes on, so it's kind of hard to keep track.
Eminim harika bir hayatın vardır ama gördüğün gibi benimki öyle değil.
I'M SURE YOUR LIFE IS JUST WONDERFUL, BUT CLEARLY MINE IS NOT.
Yargıladığımdan değil. Şaşırdım sadece internette sigara içen bebekleri gördüğün zaman ki gibi.
It was just shocking... kind of like seeing a baby smoke on the Internet.
Gördüğün gibi, o kendinde değil. - Imogene, bekle.
Imogene, wait.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]