Has traduction Anglais
376,592 traduction parallèle
Peki haber var mı hiç?
Has there been any news?
Kim olduğunu çözen oldu mu, ailesini bulan?
Has anyone figured out who he is or where his family might be?
Eh, Mary Margaret yaşadı ama tüm o berbat anları ben de hatırlıyorum.
Well, Mary Margaret has, but I remember every terrible minute of it.
Ana yol üzerinde bir dükkanı var Gold'un Rehin Dükkanı diye.
He has a... a store on Main Street called Mr. Gold's Pawn Shop.
O çiçekteki toz, gerçek sevgiyi paylaşan kişileri buluşturmakla muktedirdir.
Dust from that flower has the ability to reunite anyone who shares true love.
Kara Peri artık Storybrooke'ta. Kurtarıcının onu yenmesi için bu tek çare.
This is the only hope the Savior has of defeating her.
Ama çıktı. Emrine karşı koymanın bir yolunu buldu çünkü kalbinde o annesinin çocuğu onu gerçekten seven annenin.
He found a way to resist your command because he has his mother in him, the one who truly loves him.
O adam Bağımsız Savaşı'ndan beri Greenwich'te yaşayan bir ailenin varisi.
That's dude is the heir to a family in Greenwich that has been around since the Revolutionary War.
Bunun da bir anlamı olmalı çünkü numaram telefonlarındaymış.
It has to mean something, because my number was in their phone.
Bunca zamandır bu neredeydi?
! Where has this been?
Fakat sıkı çalışmalarınız meyvesini vermiş çünkü 30 yıllık meslek hayatımda sizinkinden daha kusursuz bir yavru vatanı olan bayan görmedim.
Sure. Well, your hard work has paid off, because in over 30 years in this business, I have never seen a more perfect downstairs on a lady.
Flynn'in sana söyledikleri dışında Rittenhouse hakkında ne biliyorsun?
What do you know about Rittenhouse besides what Flynn has told you?
Tüm bunlar olurken bir de Lucy kayboldu.
All the while, Lucy has disappeared.
Babanla görüşmenin seni yıprattığını biliyorum, ve bu konuyu benimle konuşmak istememeni de anlıyorum, ama zor zamanlar geçirdiğimiz zaman biz ne yaparız?
I know meeting your father has thrown you, and I get it that you don't want to talk to me about it, but what do we do in our family when we go through tough times?
Bir sürü niteliği var ve ben hepsini yaşamak için sabırsızlanıyorum.
She has a lot of other qualities, and I... I cannot wait to experience whatever those are as well.
Teknoloji departmanımınız yanlış bilgi kampanyası makul ölçüde etkili oldu.
Our tech department's disinformation campaign has been reasonably effective.
O gemi çoktan kalktı.
That ship has sailed.
Kurbanı vardı, koza ihtiyacı oldu ve onu da Weckler'ın bir kızı olduğunda bulmuş oldu.
He got his patsy, now he needs leverage, which he gets when he finds out that Weckler has a daughter.
Seattle'ın zombi belediye başkanı var.
Seattle has a zombie mayor.
Bunu okuyacak aptallara acıyorum.
I pity the fool that has to read that.
Caltech'de çılgın bir bekleme listesi var.
Uh, the one at Caltech has a crazy wait list.
Anaokulu arıyorsun, minivan kullanıyorsun, emeklilik hesabın bile var.
I mean, she's looking at preschools, she has a minivan, she has a 401.
Hayır. Tuvaletle ilgiliyse ben görevimi yaptım.
No, if this has anything to do with that bathroom, I did my part.
Ligde zaten yeterince sorun var Bayan White.
[Gozer] The league has enough problems as it is, Ms. White.
Paulie o eşarbı bulursa kanıt elde etmiş olur!
If Paulie finds that scarf, he has proof.
IŞİD, ABD'ye birkaç kez saldırdı.
ISIS has struck a few times in the States.
IŞİD, Paris'te bir rock kulübünü, Orlando'da ise bir gey kulübünü vurdu ama saldırmadıkları bir kulüp türü kaldı, hip-hop kulübü.
ISIS has gone after a rock club in Paris and a gay club in Orlando, but you know what kind of club they haven't gone after? A hip-hop club.
Depresyon, bana hep beyninize kötümser düşüncelerle saldıran bir virüs gibi gelmiştir.
Depression to me has always felt like a virus that attacks your brain with negative thoughts.
Kırmızı ayakkabıları ve şeffaf arabası var.
He has red shoes and a clear car.
NBA, daha çok Latin seyirci toplamaya çalışıyor mesela.
Like, the NBA has been trying to get more Latino fans.
Umduğum kadar peşine düşen olmadı gerçi.
And there has not been as much digging as I'd hoped.
Ama esneklik, ilişki hayatımda daha önce hiç mesele olmamıştı.
Meanwhile, flexibility has never been an issue in my entire dating life.
Başından beri, bütün bunlar senin listene hizmet etmek oldu.
From the beginning, this has been all about serving your agenda.
Belki bazı cevapları vardır.
Maybe she has some answers.
Bir ABD enerji şebekesi hackerlar tarafından bir sebepten hiçbir zaman saldırıya uğramamıştır.
A US Power Grid has never been compromised by hackers for one reason.
- Architect toplantıyı kontrol ediyor. 6 ağır silahlı adam saydım.
Aram? The Architect has control of the convention. I count six mercs, heavily armed.
David, bankandaki bir hesap sahibi paramı çaldı, işlerimi mahvetti ve ortaklarımı öldürdü.
David, an account holder at your bank has stolen my money, damaged my businesses and killed my associates.
Greenville'de bir gözlem kulesi yıkılmış.
A guard tower in Greenville has just been destroyed.
Onu savaş ilan eden mudinin adını vermezsen öldürmek için buraya getirdim, ancak bir kereliğine kendimi tanıttıktan sonra küçük adam hemen purosunu yaktı.
I only brought him here to leverage you to kill him unless you give me the name of the depositor who has declared war, but once I... properly introduced myself, the little fella just lit right up.
Her detayı var.
It has every detail.
Öyle olmalı, değil mi?
It has to be, right?
30 dakika geçti mi?
Has it been at least 30 minutes?
- Ramiro onu arıyor, gitmek zorunda.
- Ramiro pages him, he has to go.
Ülkesine karşı sevgisi sıfır olan birisi, kavga etmek için bunu bahane olarak kullanmakta hiç utanması yoktu.
You know, for somebody who has zero love for this country, the man had no shame using it as an excuse to throw down.
Onun sevimli küçük kulağına sahip bir maymun.
He's an ape that has her pretty little ear.
Hükümetin gizli tanıkları komaya giriyorlar.
The government's star witness against him has rather conveniently fallen into a coma.
Panetti'nin Apothecary'nin hizmetlerinden yararlandığına inanıyorum.
I believe Panetti has availed himself of the Apothecary's services.
Duruşmadan birkaç gün önce akşam yemeğine çıkıyor, yemeğe karşı gizemli bir alerjik tepki ve nakavt. Yaşam ünitesine bağlı, ve benim soruşturmamda.
Few days before trial, she goes to dinner, has a mysterious allergic reaction to the food, and, wham, she's on life support and so is my case.
Ne zamandan beri böyle?
How long has she been like this?
200bin İsviçre banka hesabına gitmiş ve onlarca düzine bankayla daha bağlanmış.
The $ 200k went into a Swiss bank account, and has since been wired through dozens of other banks.
Babası Orson'ın ardından Washington Redskins'in başkanı olması beklenen Duke LaCrosse Snyder, Manhattan'da tutuklandı.
Duke LaCrosse Snyder, who was tapped to succeed his father, Orson, as chairman of the Washington Redskins, has been arrested in Midtown Manhattan, after family members, concerned by a pattern of increasingly erratic behavior discovered that he had been radicalized by ISIS.
hasta 212
hassan 61
hastings 746
hasan 72
hashimoto 22
hastayım 158
hastane 65
hasta mısın 277
hastaneye 39
hastaydı 31
hassan 61
hastings 746
hasan 72
hashimoto 22
hastayım 158
hastane 65
hasta mısın 277
hastaneye 39
hastaydı 31
hastanede 84
hastalık 59
hastaydım 46
hastasın 78
hastalar 23
hasta o 16
hassiktir 259
hassas 41
hasta mı 113
hastalandı 24
hastalık 59
hastaydım 46
hastasın 78
hastalar 23
hasta o 16
hassiktir 259
hassas 41
hasta mı 113
hastalandı 24