Hiçbir şeyin traduction Anglais
3,877 traduction parallèle
Hiçbir şeyin önemi yok mu?
Did none of it matter?
Bana her arzumda yardım edeceğini ve hiçbir şeyin yasak olmadığını söylediğini hatırlıyor musun?
You know how you said you could help me with any desire, and nothing was forbidden?
Hiçbir şeyin kaçırılmamasını istiyorum yoksa bütün alanı yeniden arayacağız.
I want nothing missed, else we'll search the entire area again.
Hiçbir şeyin sonsuza dek sürmeyeceğini biliyorum.
Well, I suppose nothing is meant to last forever.
Bu yanlışı tekrar yapma Jane. Hiçbir şeyin olmayan bir dünyada yaşamak ne kadar zor biliyorsun.
You know it is hard to live in a World where you have nothing to relate to.
Çünkü artık babanın plânlarıyla yapacak hiçbir şeyin kalmadığına inanıyorum.
'Cause now I believe that you had nothing to do with your father's plan.
Borçlu olduğum her iyiliği yaparım ama hiçbir şeyin garantisini veremem.
I can call in every favor that I am owed, but I can't guarantee anything.
Başına gelen hiçbir şeyin önünü kesmek istemiyorum harika ya da acı verici olsa bile.
I don't want to stand in the way of anything happening to you, whether it's awesome or painful.
Ama, şu an, en önemli şey, müşterilerimize ve çalışanlarımıza hiçbir şeyin kötüye gitmeyeceği güvenini vermemiz.
But, for now, the important thing is we give our customers and staff the confidence that nothing is going to change for the worse.
Ve karşılığında bizi hiçbir şeyin ayırmayacağına söz vermiştim.
And in return, I promised never to let anything separate us.
Hiçbir şeyin kesin olmadığını biliyorum.
I know nothing's closed yet.
Seni hiçbir şeyin şaşırtmaması gerekmez mi?
Surely nothing's a surprise to you?
İfadesinde hiçbir şeyin çalınmadığını söylemiş.
He said that nothing was actually stolen.
Ewing'ler yaptıkları hiçbir şeyin sorumluluklarını almadılar.
The Ewings haven't taken responsibility for anything they've ever done.
* Söyleyecek hiçbir şeyin kalmadığında *
♪ Drying up in conversation ♪
Bilmedikleri şeyse, eğer yeterli kişi ayaklanmaya katılırsa hiçbir şeyin bir önemi kalmaz.
And what they don't know is if enough people join the mutiny, it won't even matter.
Eğer hiçbir şeyin yapılmamasını sağlayacaksam bütün gece çalışırım.
I'd work all night if it meant nothing got done.
Diyecek hiçbir şeyin yok mu?
Have you nothing to say?
Bak, dokuz ay önce kaybedecek hiçbir şeyin yoktu.
Look, nine months ago, you had nothing to lose.
Annene aramıza hiçbir şeyin giremeyeceğini göster.
Show your mom that nothing can come between us.
Çünkü diyecek hiçbir şeyin yok.
You have nothing to say.
Hiçbir şeyin korunmasına ihtiyaç duymazdık.
Didn't occur to anybody the damn thing needed guarding.
O gece hiçbir şeyin kadere engel olamayacağı belliymiş.
Sounds like nothing was going to get in the way of fate that night.
Hiçbir şeyin peşinde değilim!
I'm not up to anything!
Vardığımız günden beri hiçbir şeyin korku hikâyesinden bir farkı yok.
Nothing but a horror story since the day we arrived.
Bilim adamlarının hesaplamaları sonrasında, aslında hiçbir şeyin kaybolmadığını öğrendiler.
Stop for a moment.
Bazen kuyruklu yıldızların kayboldukları sanılır. Fakat onlar yörüngelerine geri dönerler. Bilim adamlarının hesaplamaları sonrasında, aslında hiçbir şeyin kaybolmadığını öğrendiler.
Sometimes it seems that the comet lost and then return to orbit and scientists understand that in fact nothing is lost.
Ama senin hiçbir şeyin yoktu.
But you, you had nothing.
Talia harika biri, ama arkadaşlığımızın önüne hiçbir şeyin geçmesine - Flort nedir Allah aşkına?
Talia's great, but we won't have anything get in the way of our... what is "flarting?"
İndirme işlemini hiçbir şeyin kesmemesini sağlaması gerekiyor.
She needs to make sure Nothing interrupts this download.
Catherine, indirme işlemini hiçbir şeyin kesmemesini sağlaman gerekiyor.
Catherine, I need you to make sure That nothing interrupts this download.
Pazarlık edecek hiçbir şeyin yok.
You don't have anything to bargain.
Restoran hakkında kötü konuştuğun için kovdum. Ve o restoranın hiçbir şeyin yokken seni ayağa kaldırdığını unutuyorsun.
I fired you because you crapped all over the diner, and you forgot that diner lifted you up when you had nothing.
Sensiz hiçbir şeyin anlamı yok.
♪ There is nothing without you. ♪
Hiçbir şeyin seni öldürememesi için seni tamamen ölümsüz yapmamı istiyorsun.
You want me to make you truly immortal so that nothing can kill you.
# Benim gibi bir kızsan eğer, kaybedecek hiçbir şeyin yoktur #
♪ when you're a girl like me, you got nothing to lose
Hiçbir şeyin yok.
You don't have any stuff.
Yani hiçbir şeyin öylece ortaya çıkmadığı gibi mi? Ve koca bir kasabayı yutmadığı gibi mi?
Just like things don't just appear out of thin air and swallow towns whole.
20 yıldan sonra insan ciddi ciddi hiçbir şeyin ayıramayacağını düşünmeye başlıyor.
After 20 years, you start thinking it's really forever, that nothing can pull you apart.
Söylediğim hiçbir şeyin yalan olduğunu ispatlayamaz.
There is nothing that I have said that she can prove is untrue.
Hayatta hiçbir şeyin kalıcı olmadığını gösterir bu.
Suggesting that nothing in life is permanent.
Bugünkü deneyimizi hiçbir şeyin engellemesine izin veremeyiz.
We cannot let anything distract us from today's test.
Ama hiçbir şeyin ısısı seyircilerimizle kıyaslanamaz.
That's nothing compared to the fire in our studio audience.
Tanrım çünkü hiçbir şeyin olduğu falan yok.
God, because nothing is going on.
Artık o hiçbir şeyin farkında değil.
Now, she is not aware of anything.
Nefretin hariç hiçbir şeyin olmadı.
You never had anything but your hatred.
Eğer beni yenersen yine hiçbir şeyin olmayacak!
And if you defeat me, you will have nothing!
Evet ama insansi hiçbir seyin üzerinde kullanmayacagina söz ver.
Yeah, just promise you're not gonna use it on anything human.
Bu şeyin ne işe yaradığına dair hiçbir fikrim yok.
I have no idea what that thing does.
Hiçbir kadın böyle bir şeyin içine girmek istemez.
No woman wants to walk into this.
Tamam dinle. İfadenle ilgili hiçbir şey tartışmıyoruz ama bir şeyin farkında olman lazım...
Okay, listen- - we can't discuss anything about your testimony, but you should be aware- -
hiçbir şeyin yok 23
hiçbir şey 4260
hiçbir sey 26
hiçbir şey anlamadım 43
hiçbirşey 492
hiçbir şey anlamıyorum 56
hiçbir şey yok 457
hiçbir şeye dokunma 57
hiçbir şey yoktu 36
hiçbir şey istemiyorum 65
hiçbir şey 4260
hiçbir sey 26
hiçbir şey anlamadım 43
hiçbirşey 492
hiçbir şey anlamıyorum 56
hiçbir şey yok 457
hiçbir şeye dokunma 57
hiçbir şey yoktu 36
hiçbir şey istemiyorum 65
hiçbir şey olmuyor 60
hiçbir şeye 82
hiçbir şeye ihtiyacım yok 25
hiçbir şey söyleme 96
hiçbiri 122
hiçbir şeyim yok 92
hiçbir şey bilmiyorum 160
hiçbir şey hissetmiyorum 56
hiçbir şey olmadı 177
hiçbir şey görmedim 47
hiçbir şeye 82
hiçbir şeye ihtiyacım yok 25
hiçbir şey söyleme 96
hiçbiri 122
hiçbir şeyim yok 92
hiçbir şey bilmiyorum 160
hiçbir şey hissetmiyorum 56
hiçbir şey olmadı 177
hiçbir şey görmedim 47