Ikimiz birlikte traduction Anglais
623 traduction parallèle
Burayı ikimiz birlikte çalışarak adam ettik.
The two of us together out here in the wilderness.
Biz ikimiz birlikte bu evde yaşayacağız.
We're all gonna live there together by the glen.
Dinle, ikimiz birlikte daha önce de böyle şeyler yaptık, hem de çok daha fazlası için.
Listen, you and I have often done this for even larger amounts.
Ama ikimiz birlikte olursak eminim ki, ikimizden biri mutsuz olurdu.
But if you and I were together... I'm certain one of us would be unhappy.
Ama ikimiz birlikte olursak.
But you and me, we like nice times.
- Neden ikimiz birlikte?
- Why both of us?
Clint'in atına ikimiz birlikte sarıldık.
In the mix-up. I wound up with Clint's horse.
Neden ikimiz birlikte küçük bir sandviç yemiyoruz, ha?
Why don't the both of us have a little sandwich together, huh?
- Hayır, ikimiz birlikte.
- No, no, no. For the two of us.
Sonra ikimiz birlikte düştük yola
Together, we make our ways
Belki de biz ikimiz birlikte ekstra çaba harcayabiliriz.
Perhaps... we... cou... could both... make... an extra effort.
Söylesene, daha sonra, ikimiz birlikte biraz yürüyüş yapalım mı.
Shall we go for a walk the two of us?
Şimdi ikimiz birlikte olalım.
Now, you and me together.
Ben sadece birlikte sadece ikimiz birlikte iken binerim.
I'll just drive along... just drive while you two consort.
İkimiz birlikte ilk kez şimdi evden uzak kalıyoruz, galiba balayımızdan beri.
I guess this is the first time that we've been away from home together since, uh our honeymoon.
- Şu sarı humma meselesi. İkimiz bu konuda neler yapılabileceği ile ilgili birlikte hareket etmiştik.
We two stand together on what ought to be done about it.
İkimiz birlikte bunu yaşadık.
We lived up to it, both of us.
Açık hava partisinde buluşacaktık, akşamları beni arayacaktın... birlikte gezilere çıkacaktık, ve ondan sonra ikimiz...
We'd meet at a garden party, he'd call on me in the evenings... and we'd go for rides together, and then afterward we'd....
Kendi kendime şöyle bir hayal bile kurdum ikimiz onu sevsek, birlikte onun yararına çalışsak bir müddet sonra ikimizin çocuğuymuş gibi olurdu.
I even allowed myself to indulge in the fantasy that both of us loving her, doing what was best for her together would make her seem like our child after a while.
Seninle birlikte olacağım. Şimdi gideceğini biliyorum. İkimiz için, birbirimizi daima seveceğimiz için.
I know you'll go now, María, for both of us, because we love each other always.
Ama Jenny, bu hayalini kurduğum bir şeydi. Tekrar çalışma fırsatı. İkimiz birlikte.
But, Jenny, this is something I've been dreaming about - the chance to work again, the two of us.
İkimiz birlikte bırakacağız.
We'll both ride you to school.
- Chick, arayacağız tamam, ikimiz birlikte.
Look, Chick. What? We'll search it.
İkimiz birlikte konuşmak için sheriff'e gidiyoruz.
Me and you are going to have a little talk with the marshal.
Hayır, birlikte gözetleyeceğiz, ikimiz.
No, we'll watch it together, the two of us.
İkimiz birlikte bir roman kahramanı olurduk.
Together, we could make one mighty hero of romance.
Birlikte çok güzel anlarımız olacak, sadece ikimiz.
We'll have such wonderful times together, just the two of us.
İkimiz birlikte dans edebilir miyiz?
Can you and I really dance together?
Aynı yemekler ile beslendik ikimiz de. Birlikte göğüs geriyoruz kışın soğuğuna.
We both have fed as well, and we can both endure the winter's cold as well as he.
İkimiz burdan birlikte çıkıp ve herşeyi olduğu gibi anlatacağız.
We're both going up and tell it just like it...
İkimiz birlikte mi gidiyoruz?
We would go together?
İkimiz birlikte hemen bitiririz
With two of us digging, we'll have Harry out in nothing flat.
İkimiz birlikte, o meydanda, yattığımız yerde soğuktan donmak üzereyken, giysilerini çıkarıp üzerime örttüğünü, kendisinin ise gecenin donduran ayazında neredeyse çıplak kaldığını söyleyen oldu mu bana?
Who told me... when we both lay on the ground frozen almost to death... how he did lap me even in his own garments... and gave himself, all thin and naked, to the numb, cold night?
Birlikte yaşayacağız, sadece ikimiz.
We'll live together, just the two of us.
Farkındayım ama birlikte görülmemizin ikimiz için yıkıcı etkileri olabilir.
I am aware of that, but to be seen together could be disastrous for us both.
İkimiz de, birlikte.
You belong here, both of us, together!
İkimiz birlikte onu geri getirebiliriz.
We can get her back.
Çünkü ikimiz de diğer insanlardan korkuyoruz ve birlikte olduğumuz zaman her nasılsa bu korkumuzu yenmeyi başarıyoruz.
Well, it'sjust that we're both so frightened of other people, and we somehow managed to forget out fright when we've been in each other's company.
İkimiz birlikte, yalnız başımıza, hep olduğu gibi.
The two of us together, alone, just the way it's always been.
Sonrasında ikimiz birlikte parkta sosisli yeriz.
BOLI E?
İkimiz birlikte, "şey" olmaktan daha fazlasıyız.
Together we're both more than things.
Birlikte ikimiz de güçlüyüz.
Together we're strong!
İkimiz birlikte çok mutluyduk, değil mi?
We were happy, weren't we?
Evet, biz daima birlikte olacağız..... ikimiz, ihtiyarcıklar gibi... Sabine'le ve onun küçük çocuklarıyla.
Yes, let's always stay together... like an old couple, with Sabine... and our grandchildren.
İkimiz birlikte!
Us two, together
İkimiz birlikte planladık!
We planned it together. - Fujii.
O, karıyla birlikte olurken ikimiz belirivereceğiz.
While he's with your woman, you and I show up.
İkimiz orada otururuz, Stavros bizimle ilgilenen bir sürü kadınla birlikte.
You and I will sit there, Stavros. Plenty of women to look after us.
- İkimiz birlikte çılgınlık yapacağız, sana uygun birini bulacağım.
Yes, we'll both be mad together. I know who'll suit you.
Mutluluğa birlikte uzanabilirdik, ikimiz, birlikte.
Happiness within our reach, perfect, too perfect.
İkimiz birlikte büyük işler yapacağız!
Together we'll make great things happen!