English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ I ] / Inş

Inş traduction Anglais

1,136 traduction parallèle
lNS bu sabah taburcu edildiğini doğruladı.
INS confirmed he was discharged this morning.
lNS, Mobalage için aradı.
The INS called about Mobalage.
lNS'le durum iyi sanıyordum.
I thought things were going well with the INS.
Hayır ama sınırdışı edilmesi için mahkemeye çıkacak.
No, but INS will hold a deportation hearing.
Dinleyin, randevusuz hastaları ya da çiftleri kabul etmiyorum.
Listen, folks, I don't accept walk-ins or couples.
Göçmen Masası adli sicilinle seni nasıl kabul etti?
How did the INS let you in with a criminal record?
Kortikal sırasını çıkartacağım.
He's had his share of run - ins with hostile aliens.
INS ( Göçmen Bürosu ) Kızılhaç ve CDC ( Hastalık Kontrol Merkezi ) ile koordineli çalışıyor.
See that INS works with Red Cross and CDC.
Dün Göçmenlik Bürosundan arkadaşım aradı.
I got a call from my friend at the INS yesterday.
- Karen. O benim arkadaşım.
- She knows the ins and outs- -
Bunu homo okulunda size öğretmiyorlar mı?
How could you not know he worked for the INS?
Tüm taşınma işlemleri akşam altıya kadar bitirilmiş olmalı. Yönetmelikte yazıyor.
All move-ins are required to be completed by 6 PM.
Eviniz soyulmaz, kapkaça uğramazsınız. Kötü şeyler olmaz.
You got your home break-ins, your smash and grabs... nothing too wild.
Ben de senin gibiydim.
I've had a few run-ins with Hazen myself.
2 kez tutuklanmışsın.
Couple run-ins with the law.
Bütün gün Illinois Gates davasının detayları hakkında konuşup durabilirsiniz. Ama beni gizli muhbirler kullanmanın... yasalara aykırı olduğuna dair ikna edemezsiniz.
You can stand here all day and argue the ins and outs of Illinois v. Gates, but you're not gonna convince me... that our government has not sanctioned the use of anonymous informants.
Nereli olduğumun bir önemi yok.
- I know people at INS!
Başka? Ve başka gittik... oh adamım... unuttum Ben çok eğlenceli bir aşığım, elbiselerim olmadan
then we went... oh man.... i'm losing it i am fun loving, without my clothes the PHOTOMIC INS.... the great thing... dummy!
Dövüşmeye ne dersin?
How about we stand-ins fight with each other?
Ön taraftan gireceksiniz.
Walk-ins are in front.
Bir Sebasyalı, bir Luxan ve bir ins.. ... diğer bir Sebasyalı
A Sebacean, a Luxan and a hum another Sebacean
Artık insan kapıdan çıkamıyor be!
4 more break-ins on casino boulevard.
Hırsızlık olmuş mu?
Talk to the super about break-ins.
Bak, adamım, keşke bütün izinsiz girişlerim bu kadar kolay olsaydı.
Oh, man, I wish all my break-ins were this easy.
Hey Kina, daha önce Augustus Hill adında birisini tutuklamış mıydın?
Hey Kina, did you ever have any run-ins with a guy named Augustus Hill?
Galino'yu birisi neden harcamak ister bilmiyorum, ama bildiğim kadarıyla Stanislofsky ile atışıyorlardı.
I don't know why anybody would want to grease Galino, but I do know he was having some run-ins with Stanislofsky.
- Atışmaları ne hakkındaydı?
- Run-ins about what?
Günde iki bindeyiz ama bakanlık üstümüze geldikçe çok girdi çıktı yapıyorum.
We're at two grand a day but with the DOS breaking our balls I gotta fuck with the ins and outs.
Çocukların bedeni kaza yerinden "İçimize Girenler" olarak bilinen spritüel güçler tarafından alınmıştı.
The children's bodies were transported from the accident site by a spiritual intervention - what are known as walk-ins.
"İçimize Girenler". Gelip çocukları aldıklarını söyledin.
These walk-ins, you say they come and take the children.
"İçimize girenler" i.
The walk-ins.
Annesini Göçmen Bürosu'nun elinden kurtardım.
Sprung his mom from INS detention.
Onu dairesine götür giysilerini alsın ve onu doğruca Göç ve Muhacerat Dairesi'ne götür.
Swing by her apartment... pick up her clothes, and take her straight to INS.
Yani Polis'le hiç kovalamaca yaşamadığını mı söylüyorsun?
You're telling me you never had any run-ins with the police?
Bizim şehirlerde de var bunlardan ama burada bunlar çalışıyor.
We have these drive-ins back home in the cities, but this is where it all started.
Siyasetin içini dışını pek biImem, ama şu kadarını biIiyorum. Ben Panama " daki son AmerikaIı komutandım.
Don " t know too much about the ins and outs of politics, but I know this I was the Iast American commander in Panama.
Ücretsiz giriş.
Walk-ins welcome.
Göçmen Bürosu fiyaskosuyla uğraşıyor. Şükran Gününden önce seninle ilgilenebileceğini sanmıyorum.
Yeah, well, she's still tied up with that ins fiasco, and she probably won't get to it before Thanksgiving.
Ayrılın.
I'll call ins on your ass. Hey, guys, kick back.
NORAD bunu reddetti...
NORAD denied any break-ins...
Bayan tanımlayıcılar bulmuş, bazıları da yazmış.
His key female descriptors... were "handsome," "romantic," with several write-ins of... "What a hunk."
Ama burada oturup Langley'nin saçma prosedürleriyle uğraşmaya niyetim yok.
But I am not sitting here to pick up the ins and outs of Langley procedure.
Bir bakayım polis raporlarında eve girme olaylarıyla ilgili bir olay var mı, belki böylece bir adres bulabiliriz.
I'll see if I can get a hold of those police reports, find the addresses on the break-ins.
Mahallemizde birçok hırsızlık olayı yaşandı.
- There've been so many break-ins.
Adres için teşekkür etti. Vatandaşlık ve Göçmen Bürosu'ndan birinin arayabileceğini söyledi.
Said someone from the INS may be calling.
Bir dakika. Vatandaşlık ve Göçmen Bürosu'nu aramalarını istemedim.
- I didn't want them to call the INS.
Pelvisinden yaralı, Vatandaşlık ve Göçmen Bürosu'ndan biri.
- Got an INS officer with a crushed pelvis.
Korkma, Ahlâk Masası'ndan ya da Göçmen Bürosu'ndan değiliz.
Just calm down. We're not Vice. We're not INS.
Dr. Wharton habersiz ziyaretleri kabul eder mi?
Does Dr. Wharton accept walk-ins?
Diğer iki hırsızlık kiracılar evde yokken olmuş.
Your other two break-ins occurred when tenants were out.
Göçmen Bürosu karara karşı çıktı.
The Ins appealed the decision.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]