Insanlar ölüyor traduction Anglais
730 traduction parallèle
Burada insanlar ölüyor.
There are men dying down here.
Orada insanlar ölüyor ve ölülerden korkarım!
There's folks dying down there. And I's scared of dead folks!
Herkes soğuk savaştan bahsederken, gerçek savaşlarda insanlar ölüyor. Bu zulüm ve acımasızlığın yankıları hiç dinmeyecek.
There's talk of cold war while men and women die in real wars, and the echoes of persecution and atrocities will not be stilled.
Neden insanlar ölüyor?
Why does anybody die?
- Yaratık ortaya çıkınca, insanlar ölüyor.
When that creature appears, men die.
- Ama tüm insanlar ölüyor.
- But all men die.
Biliyorum ama insanlar ölüyor.
I know, sir, but people get killed.
Sanki, tüm - tüm o insanlar ölüyor ve babam bunu anlamıyor.
It's like, uh, all - all these people... dying and, uh, my father... can't feel that.
Bu gece dünyann her yerinde insanlar ölüyor... ama yarın herkes sadece Kennedy'yi okumak isteyecek.
People are dying all over the world tonight but all anyone will want to read about tomorrow is Kennedy.
- Tyler, insanlar ölüyor.
- Tyler, people are dead.
Ve pislik arttığında da, yanlış insanlar ölüyor. Çaktın mı?
And when it gets messy, the wrong people get killed. ¿ Comprende?
Bu insanlar ölüyor, bugün.
These people are dying today.
İnsanlar ya ölüyor ya da aklını yitiriyordu.
Men die or else go insane.
Bu insanlar açlıktan ölüyor gibi görünüyor..
These people look like they're starving.
İnsanlar ölüyor. Arabalar yanıyor... Ateş edip çığlık atıyorlar...
Shooting and screaming and people dying... and burning the wagons and shooting and screaming and burning.
İnsanlar ölüyor...
People dying and wagons burning.
Anne, insanlar her gün kamyonların altında kalıp ölüyor.
Oh! Mother, people get run over by trucks every day.
İnsanlar ölüyor ve ölü kalıyorlar.
- I know that. - I don't think you do, sir.
İnsanlar ölüyor, Bay Ziarno!
Men are dying, Mr. Ziarno!
Aman dikkat edin, insanlar böyle ölüyor.
Be careful, one can kill a man easily.
Şimdi, insanlar her gün ölüyor.
Now, people are dying every day.
İnsanlar sinekler gibi ölüyor.
People are dying like flies.
İnsanlar karşında ölüyor, ve sen?
People are dying at the front, and you?
İnsanlar açlıktan ölüyor ve Hayvanların da çok zayıf
People are starving and the cattle are too weak to stand
İnsanlar ölüyor, diğerleri ise öylece bakıp duruyorlar.
People dying, and people just standing around.
- insanlar açlıktan ölüyor!
People are dying of hunger.
- İnsanlar peş peşe ölüyor.
People dropping'like flies every which way.
İnsanlar burada su için ölüyor ve sen öylece aldım diyorsun? Evet
The people here could die for lack of water, and you took it?
Bu insanlar sıcak çarpması... ve duman zehirlenmesi nedeniyle ölüyor.
These men are dying both of heatstroke and of gassing.
İnsanlar ölüyor, hava o kadar sıcak.
People are actually dying, it's so hot.
İnsanlar stres yüzünden ölüyor.
People die of tensions.
İnsanlar sadece bu yüzden ölüyor, Gus.
That's all they die of, Gus. That's the truth.
Çünkü insanlar yakıtlarını yer altından çıkarmaya üşenecek kadar tembel ve aptal. Milyonlarca ağaç ölüyor.
Millions of trees have perished.
Dedektif benim mesleğimden insanlar hemen her gün ölüyor.
Inspector, men in my profession die every day.
İnsanların klonlarını yapabiliyoruz. Tıpkı havuç gibi. Ama varoşlarda yaşayan çocukların yarısı hala kızamıktan ölüyor!
We can practically clone people like carrots... and half the kids in this ghetto haven't even been inoculated for polio!
İnsanlar ölüyor John.
People are dying up here. John.
İnsanlar öldüklerinde, pek çok şey de onlarla birlikte ölüyor geriye kalanlar yalnızca yalanlarla dolu kağıt parçaları.
When people die, so much dies with them, and all that's left are pieces of paper that tell lies.
İnsanlar açlıktan ölüyor.
People starve.
İnsanlar çok kolay ölüyor.
It's easy to die.
Benden çok daha iyi insanlar var ve birçoğu orada ölüyor.
But I'm part of all this There are better people than me Most of them are being killed out there
Bir yerlerden 10.000 ışık yılı uzaktayız, gezegenimiz tuzla buz oldu, insanlar açlıktan ölüyor. Başımızı belaya sokacak olan ben miyim?
Ten thousand light years from nowhere, our planet's shot to pieces, people starving, and I'm going to get us in trouble?
İnsanlar ölüyor.
People are dying.
İnsanlar hâlâ açlıktan ölüyor.
People still die of hunger.
Başrahip, gittikçe daha çok insan açlıktan ölüyor varlığımız insanları besleyemiyor
Abbot, more and more people are starving, soon, our property, Can't afford to feed the people.
İnsanlar açlıktan ölüyor ve sen hepsini yakmak istiyorsun.
People are starving and you want to burn it all down!
İnsanlar açlıktan ölüyor!
There are people starving!
- Gerçek bu. İnsanlar ölüyor.
There's people dying.
İnsanlar burada ölüyor.
People die down there.
"İnsanlarınız ölüyor. " Ortada hiç Yahudi kalmayınca... "...
There will be no Jews, so what for do we need leaders?
Geri dönmeliyiz. İnsanlar açlıktan ölüyor ve biz birşey yapmıyoruz.
Back there, people are starving, and we're doing nothing.
Senden daha çok acı çeken insanları düşün hastalanıyor, ölüyor!
Think of people suffering more than you, the dying, the sick!
oluyor 261
ölüyor 127
ölüyorum 262
ölüyorsun 30
ölüyorlar 23
ölüyor mu 22
oluyor işte 18
insan 293
insanları 60
insanın 25
ölüyor 127
ölüyorum 262
ölüyorsun 30
ölüyorlar 23
ölüyor mu 22
oluyor işte 18
insan 293
insanları 60
insanın 25
insanlar 521
insanların 77
insanlık 30
insanlar var 17
insanlara 46
insanoğlu 51
insanlar bekliyor 18
insan değil 37
insanlar değişir 33
insanlar mı 19
insanların 77
insanlık 30
insanlar var 17
insanlara 46
insanoğlu 51
insanlar bekliyor 18
insan değil 37
insanlar değişir 33
insanlar mı 19