Kaybettin traduction Anglais
6,389 traduction parallèle
Belki de çok stres altındaydın ve sadece işler üzerindeki idareni kaybettin.
Maybe you've been under a lot of stress and you just... lost your grip on things.
- Birini mi kaybettin?
You lost someone?
Birini kaybettin, değil mi?
You've lost someone, yes?
Bunun yüzünden işini mi kaybettin?
You lost your job over this?
Ne? Bir şeyini mi kaybettin?
_
- işini mi kaybettin?
- Did you lose your job?
Sence böyle onu geri kazanabilir misin? O kadar mı kaybettin kendini?
Do you really think this will win her back?
Hastanı mı kaybettin?
Did you lose someone?
Bir adamını kaybettin ama çok daha fazlasını da kurtardın.
You lost one man, and saved several others.
İşini mi kaybettin?
You lost your job?
- Aklını mı kaybettin sen?
- Are you out of your mind?
- Davetli hakkını da kaybettin.
- There goes your plus one.
Kontrolü kaybettin Alfie.
You've lost control, Alfie.
Sen kaybettin!
You lose!
köpeğini kaybettin, country şarkısını hakettin.
Lose your dog and you got a country song.
Kaybettin, Gabe.
You lost, Gabe.
Umursadığın herkesi zaten kaybettin.
You've already lost everyone you've ever cared about.
Daha yeni anneni kaybettin ve şimdi de bu?
Your mother's funeral is barely over, and now this?
Bir şey mi kaybettin?
Lose something?
Fakat sen hala 15 kilo kaybettin ve ben 20 kilo kaybettim.
But that still means that you lost 15 and I lost 20.
Her şeyini kaybettin mi?
Did you lose everything?
Sen de çok şey kaybettin ve güçlüsün.
"you've lost so much, too, and you're strong."
Babamın desteğini kaybettin Johnny.
Why? You lost my father's favor, Johnny.
Köpeğini mi kaybettin?
You lost your dog?
On dakikada kaybettin.
You lost in ten seconds.
Bir balonu niye kaybettin açıkla bana Anica.
Explain to me why I'm missing a balloon, anica.
İddiayı kaybettin.
You lost the bet.
Sen hiç kontrolünü kaybettin mi Ray?
Do you ever lose control, Ray?
- Neyi kaybettin?
Misplaced what?
Moz, sanırım eski değerli yeteneğini kaybettin.
Moz, I think you've lost your last precious marble.
Sen buradasın çünkü kaybettin.
You're only here because you lost.
Şimdi de bana olan ilgini kaybettin.
Now you've lost interest in me...
Kazandın mı kaybettin mi?
You win or lose?
Oğlun Philip'i kaybettin şimdiyse şirketin ailen haline geldi.
Phillip, your son, you lost him, and that's what this company is to you now, your family.
Kaybettin.
It's over. You lost.
Bunun anlamı sen kaybettin, ben kazandım ve söylediğin onca güzel şeyi geri almak için artık çok geç.
Which means you lose, I win, and it's too late to take back all those nice things you said.
- Baba, korkarım ki, sağduyunu kaybettin.
Father, I fear you have lost your reason. And you, boy...
- Çok kan kaybettin.
- You lost a lot of blood.
Kaybettin.
You lose.
Öfkeni kaybettin.
You lost your temper.
Şimdi herşeyini kaybettin.
Now you've lost everything.
Rakamlarla kendini kaybettin ve faturayı unuttun.
- for credit risk... - You got lost in the numbers and you forgot to pay the electric bill.
Küçük bir kızı kaybettin.
Why am I frightened? ~ You just lost a little girl.
İzini mi kaybettin?
You lost him?
- İşini mi kaybettin?
You lost your job?
Bir çocuk kaybettin ama bir yabancı buldun.
You lose a child, but you find a stranger.
Aniden yeteneğini mi kaybettin?
Suddenly, you are lame?
- Pekala, sen kaybettin.
WELL, YOUR LOSS.
Luke harikaydı ve sen onu kaybettin.
Luke was amazing, and you lost him.
- Bir şey mi kaybettin?
- Did you lose something?
Korku görüntülerinde ve aşk hayallerinde kendini mi kaybettin?
Lost in visions of horror and dreams of love.
kaybettiniz 25
kaybettim 177
kaybettik 72
kaybetmek 19
kaybetti 30
kaybeden 20
kaybedeceksin 23
kaybedecek zaman yok 60
kaybedersem 24
kaybedersen 24
kaybettim 177
kaybettik 72
kaybetmek 19
kaybetti 30
kaybeden 20
kaybedeceksin 23
kaybedecek zaman yok 60
kaybedersem 24
kaybedersen 24