English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ O ] / O daha çocuk

O daha çocuk traduction Anglais

985 traduction parallèle
- Kelepçeye ne gerek var, o daha çocuk.
We don't need handcuffs.
- Albay MacFay, o daha çocuk sayılır.
- Colonel MacFay, it's just the baby...
O daha çocuk.
He's just a boy.
Ama o daha çocuk, 17 yaşında.
But he's only a boy, 17.
- O daha çocuk.
- He's a boy.
Mark, yapamazsın, o daha çocuk!
Mark, you can't - he's only a child!
O daha çocuk...
She's only a child...
O daha çocuk! Çocuk mu?
- She's only a kid.
Lee, o daha çocuk!
Lee, not the kid!
- Georg, o daha çocuk.
- Georg, he's just a boy.
- Ama o daha çocuk!
- But she's only a child!
O daha çocuk.
You see, he's a kid.
O daha çocuk.
I implore you! She's just a child.
O daha çocuk.
He's just a kid.
Sen ve İgor, o daha çocuk.
You and Igor, that child.
O daha çocuk aslında.
She's only a kid.
Daha çocuk o, Ruthven.
She's only a child, Ruthven.
Anne o daha bir çocuk.
She's just a kid.
O daha bir çocuk! Ona karşı sabırlı olun.
Be patient with her.
- O çocuk daha büyümemiş.
- That boy ain't hardly grown.
O daha bir çocuk.
Oh, he's still only a boy.
O daha bir çocuk!
Only a child!
Hudsonda gördüğüm o çaylak çocuk, daha efendi ve sizin şu anki kişiliğinizden daha iyiydi.
Four years out here and still acting like a wet-eared cadet on the Hudson.
O daha çocuk.
She's still a child.
O daha bir çocuk, kendinden utan.
She's just a child, shame on you
O daha çocuk.
- I'm not.
Birşey daha, o siyahsa yatağın için güzel bir battaniye olacak... çetin bir kış geliyor ve çekingen bir çocuk gibi bir koca.
One thing, if he's black, he's gonna make a fine blanket for your bed... with a hard winter coming on... and that bashful kid for a husband.
O daha bir çocuk.
She's just a kid. Why did I get so angry?
- Bu çok... o daha bir çocuk.
That was too... he is just a baby, a child.
- O daha bir çocuk.
- She's just a kid. I saw her -
- O daha bir çocuk.
- He's just a child.
O daha bir çocuk.
He's just a child.
Sakin ol sevgilim, o daha bir çocuk.
Now, take it easy, darling, he's just a boy.
Biz... - Daha çocuk o.
- She's just a kid.
O daha bir çocuk.
Why, he's a kid.
- O daha bir çocuk.
- He's only a boy.
O aslında daha bir çocuk. Ve böyle bir zamanda otelde yalnız kalmasını istemiyorum.
She's just a child really, and I don't like her to stay in a hotel alone.
O daha küçük bir çocuk.
Well, he's a little boy.
O çocuk kanadını hatırlıyorum... bir rüyadan daha fazla bir şey olmadığı zamanı.
I REMEMBER THAT CHILDREN'S WING WHEN IT WAS NOTHING MORE THAN A DREAM.
Aşağıdaki çocuk, sandığından çok daha güçlü çıkarken sen de bir o kadar güçsüzlük sergiledin.
That that boy down there is stronger than you gave him credit for and you are considerably weaker.
O daha bir çocuk.
She's only a child...
O daha bir çocuk.
She is a child.
O daha küçük bir çocuk.
He's just a little boy.
O daha ufacık bir çocuk.
He's only a little boy.
O sağlıklı ve normal bir çocuk, çünkü daha beyni yıkanmış değil!
He's a healthy, normal boy because he hasn't been brainwashed yet!
" Ama bu çılgınlık, o daha bir çocuk.
" But this is crazy, she's only a child.
O zaman daha genç birini bul kaptan, genç güçlü kuvvetli ve sıkı çalışacak... ve bana bol çocuk doğuracak birini.
Then make her a young one Captain, a young strong one who can work hard... And make plenty of good children.
Charlie Brown adında bir çocuk. O sadece bitişikteki çocuk belki de daha fazlası.
a boy named Charlie Brown he's just a kid next door perhaps a little more
Charlie Brown adında bir çocuk. O sadece bitişikteki çocuk belki de daha fazlası.
a boy named Charlie Brown he's just the kid next door perhaps a little more
"Yatağından yaka paça almak ne hoştu. " Daha bıyıkları bile terlememiş bir çocuk. " Ayrıca, gözleri ardına kadar açık, o güzel lülelerini, savururken...
How sweet to brutally snatch from his bed a child with no hair yet on his upper lip and, with eyes wide open, pretend to suavely stroke his forehead brushing back his beautiful locks!
Dünkü buzkaşi, çocuk oyunu gelirdi, o günkü çapandazlara. Hele içlerinde bir yaşlı çapandaz vardı ki daha ilk kapışmada, en korkulası olduğunu kanıtlamıştı.
The chapandaz of that time, yesterday's Royal Buzkashi would have been a mere preliminary exercise for a larger and much more hazardous event to come.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]