Saat traduction Anglais
111,451 traduction parallèle
Uçuşum 2 saat sonra.
My flight isn't for another two hours.
Yarın saat 10 : 00'a kadar ödeme yapılmazsa tahliye için izin talep ediyoruz.
- We are requesting permission to evict if we don't have a check by 10 : 00 A.M. tomorrow.
Şu an, Sofia'nın kirasının saat 10 : 00'a kadar ödendiğinden emin olmalıyım.
Right now, I need to make sure that Sofia's rent is paid by 10 : 00.
Ama saat 10 : 18, müvekkilinin saat 10 : 00'a kadar vakti vardı.
- What I understand is that it's 10 : 18, and your client had till 10 : 00.
Yirmi dört saat.
Twenty-four hours.
Birkaç saat daha.
Um, a few more hours.
Bana birkaç saat daha ver.
Just give me a couple more hours.
İki saat sonra arayacağım ben seni.
I'll call you back in two hours.
Yarın, saat dokuzda, onun evinde.
Tomorrow, nine o'clock, his place.
Bir keresinde tam iki saat boyunca John Rawls'tan bahsetti.
He once talked about John Rawls for two hours...
Bir saat önce de Jianyu'nun ruh eşim olduğunu sanıyordum. Bunun bana bir an bile olsa mantıklı gelmiş olması seninle asla ruh eşi olamayacağımızın kanıtı.
An hour ago, I thought Jianyu was my soul mate, and the fact that that kind of made sense means you and I could never be meant for each other.
En yakın hastane 1 saat mesafede.
The nearest one's an hour away.
Nisan 2015'ten beri her ayın son Cumartesi saat 09 : 00'de Annandale Golf Klübü'ne gitmiş.
The last Saturday of every month since April 2015, he's had a 9 : 00 tee time at Annandale Golf Cub.
1 buçuk saat önce sana sandviç yaptım.
Made you a sandwich... half an hour ago.
Birçok kişi her geçen saat yeni gelişmeler bekliyor.
Many are looking for breaking news every single hour
Belki... Bir ya da bir buçuk saat kadar.
May be one or one and half an hour
Bir saat içinde, anahtarla o Sinagogun bekçisine ihtiyacım var!
Within one hour, I need the caretaker of that Synagogue with the keys!
Soylentiye gore arabada oturup alti saat aglamis.
Legend has it he stayed in that car and cried for... six hours?
Saat kac acaba?
You know what time it is?
Bak, ne diyecegim, bir saat sonra ofisime gel.
Tell you what, you come to my office in an hour.
Saat kaç?
What time is it?
Yazın birkaç saat geçirmek için buraya gelmeyi seviyorum.
Sometimes I like to come here in the summer just to kill a couple hours in the middle of the day.
Fena bir film değil ama gidip paintball oynuyorlar ve ciddi ciddi iki buçuk saat kadar sürüyor.
Mm-mm. It's an okay movie, but then they go play paintball, and, no joke, it goes on for, like, two and a half hours.
Saat kahrolası 21.00.
It's fucking 9 : 00 p.m.
Saat 14.00 olmuş, yılan.
It's 2 : 00 p.m., dogs.
Daha çok saat, daha fazla sorumluluk.
A lot more hours, more responsibility.
Biliyorsun, 24 saat içinde bu ağaçları yol kenarına atacaklar.
You know, in 24 hours, these trees will just be basically trash on the side of the road.
Saat 10'la 14 arası en verimli zamanım. Çalışma yerimi gösterir misin?
I'm my best self from ten to two, so, maybe you could point me toward my workstation?
"Saat gecenin üçü, bardaklarınızı atıp defolun, anneniz değilim" i de unutma.
Don't forget "It's 3 a.m., get out and throw your cups away, I ain't your mama" mix.
Louis biliyorum ama 3 saat içinde 3 günlük yoğun bir temponun içine gireceğim. - Harvey.
Louis, I know that, but in about three hours, I'm gonna be under water for the next three days.
Saat 9 ve zaman akmaya devam ediyor bu işi tamamlamamız gerekiyor.
It's 9 : 00 p.m., the clock's ticking and we gotta get this thing done.
Bir saat sonra burada buluşalım.
So I'll meet you both back here in an hour.
Yaklaşık yarım saat sonra. Yani hadi bakalım.
In, like, half an hour, so yeah.
Sınırsız bir enerjim var. Ve geceleri iki saat uyuyorum.
I have endless energy, and I sleep two hours a night.
Saat 16.01.
It's 4 : 01.
Saat 5'te kalkacaksın!
ILas vans salen a las cinco en punto!
Rica edersem 36 saat.
36 hours, if I pull a favor.
Saat 1'de.
Top level. 1 AM.
- Süper! - Bugünkü mezuniyet töreninde tak diye erken vermek istedik. Saat!
Awesome!
- Saat kaç?
- What time is it?
- Beş saat sonra mezuniyetim var!
I graduate in five hours!
- Billy. Bir saat önce kaçırıldı.
He was abducted an hour ago.
Beni 24 saat sonra çıkarmanı söylemiştim.
My orders were to bring me out after 24 hours.
Pekâlâ, sparkplug. Saat 10 yönündeki.
All right, Sparkplug... 10 o'clock.
Bu adaya bir saat önce bir iniş yapıldı.
This island's no-fly zone was breached an hour ago.
Yaklaşık bir saat boyunca güçlü olacaksın.
You've got about an hour of augmented strength.
- Hope'a birkaç saat göz kulak olur musunuz?
Can you watch hope for a couple of hours?
Simmons 1 saat önce üsten ayrıldı.
Simmons left base an hour ago.
Fitz 12 ila 20 saat arasında olacağını hesapladı.
Fitz estimates between 12 and 20 hours.
Arabayla on saat sürer.
That's a 10-hour drive.
Bir günüm olsa belki çözebilirdim ama 1 saat içinde olmaz.
Scrambled.
saat 16 49
saat 15 32
saat 12 139
saat kaç 1021
saat 6 229
saat 23 33
saat 4 173
saat 18 42
saat 9 217
saat 1 132
saat 15 32
saat 12 139
saat kaç 1021
saat 6 229
saat 23 33
saat 4 173
saat 18 42
saat 9 217
saat 1 132
saat 2 157
saat 22 41
saat 5 177
saat 20 32
saat 8 244
saat 21 38
saat 10 325
saat 13 39
saat 07 28
saat kaçta 135
saat 22 41
saat 5 177
saat 20 32
saat 8 244
saat 21 38
saat 10 325
saat 13 39
saat 07 28
saat kaçta 135
saat 17 40
saat 3 195
saat 19 45
saat 7 206
saat 11 234
saat 14 39
saatler 39
saat 06 26
saatim yok 18
saat geç oldu 36
saat 3 195
saat 19 45
saat 7 206
saat 11 234
saat 14 39
saatler 39
saat 06 26
saatim yok 18
saat geç oldu 36