English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ S ] / Saat 20

Saat 20 traduction Anglais

1,302 traduction parallèle
- Saat 20.00'e, iki kişilik masa o halde?
Eight o'clock? Table for two?
Annemi yarın akşam saat 20 : 00 "de Au Troquet" ye götürmeni istiyorum.
I want you to take Mother to dinner at Au Troquet for dinner tomorrow night. I'll make reservations at 8 : 00.
Noel arifesindeyiz Saat 20 : 35 ve Jack Campbell hala masasında.
Jack Campbell still at his desk.
Herif yarım saat 20 dolar'lık futbol topuyla 22 dolar'lık arasında kararsız kaldı.
Guy spends half an hour deciding between a $ 20 soccer ball and a $ 22 soccer ball.
- Saat 20 : 23.
- It's 8 : 23.
Dün gece saat 20.00 ile 00.00 arası neredeydiniz?
I'd like to know where you were last night between eight and midnight.
Saat yarımda, Schenectady'deki annesini aramış.
At 12 : 20 she called her mother.
Üçüncü bip'te saat tam 20 : 15 olmuş olacak.
SPEAKING CLOCK : On the third stroke, it will be 8.15 precisely.
- Saat 8.05'te geldi, 11.20'de gitti.
He got here at 8 : 05, he left at 11 : 20.
Her biriniz 20 saat toplum hizmetinde bulunacaksınız.
I'm assigning each of you 20 hours of community service.
Belki... 20 veya... haftada 30 saat.
Maybe, uh... 20 or... 30 hours a week.
20 SAAT 29 DAKİKA KALDI
20 HOURS, 29 MINUTES REMAINING
Scully, şuna bir bak. 20 Eylül 1991. Yaklaşık bir saat boyunca gül yaprağı yağmış.
Look at this, Scully September 20, 1991, it rained rose petals for nearly an hour.
Ve geminin son bilinen koordinatına saat 21.20 de ulaştık.
Arrived at the vessel's last known coordinates at 2120.
Hangi yolla gidersek gidelim, varış yerime, hareketten en geç 20 saat sonra ulaşmalıyım.
However we travel, I must arrive at my destination within 20 hours of departure.
Chimera 20 saat boyunca kanında kaldıktan sonra hiçbir şey seni kurtaramaz.
After you've been infected with Chimera for 20 hours, nothing can save you.
Hangi yolla gidersek gidelim, varmam gereken yere, hareketten en geç 20 saat sonra ulaşmalıyım.
However we travel, I must arrive at my destination within 20 hours of departure.
Nasıl gidersek gidelim varmam gereken yere, hareketten 20 saat sonra ulaşmalıyım.
However we travel, I must arrive at my destination within 20 hours of departure.
Saat, 20. : 34.
Saturday, 8 : 34 P.M.
Şimdiden hazırlansam da olur. Alt tarafı 42 saat daha buradayım. Kapıların kapanmasına 20 dakika kaldı.
There's no point in making this room all homey for only, like, 42 more hours.
Polis araştırması saat 21 : 20'de trajik bir şekilde sona erdi.
The harrowing search came to a tragic end about 9 : 20 P.M., when police discovered Buckner's body at her Wicker Park apartment.
20 saat sonra burada düğün var. Foseptik hemen boşalmalı.
In 20 hours there's a wedding here, so I need my cesspool pumped now.
Bir saat içinde bu kadar kazanabileceğim başka ne var acaba?
Man, even if I raise my handicap to 20... how much more could I win in an hour?
On dakika mı, yirmi dakika mı, yarım saat mi?
- 10 minutes? 20 minutes? Half an hour?
Kardeşimin tahlil sonuçları 8 gibi çıkar demişti ama saat 8'i 20 geçiyor.
He said that my sister's test results should be in by 8, and it's 20 past 8 now.
- 2'yle 20 saat arası sürer.
- Somewhere between 2 and 20 hours.
Kaydı Anita Orduno adına yapılmış, onu Flamingo moteline kadar izledik, daha sonra yanına Kafkas bir bayan katıldı, ah, 20'li yaşlarda, 25, 29 falan, ve 3.5 saat otelde ona eşlik etti.
The subject was followed to the Flamingo Lodge Motel where she registered under the name of Anita Orduno. And the subject was then joined by a female Caucasian, uh, like 20, middle twenties, late twenties, and she accompanied her into the hotel room for about three and a half hours.
Kaydı Anita Orduno adına yapıImış, onu Flamingo moteline kadar izledik, daha sonra yanına Kafkas bir bayan katıIdı, ah, 20'li yaşlarda, 25, 29 falan, ve 3.5 saat otelde ona eşlik etti.
The subject was followed to the Flamingo Lodge Motel where she registered under the name of Anita Orduno. And the subject was then joined by a female Caucasian, uh, like 20, middle twenties, late twenties, and she accompanied her into the hotel room for about three and a half hours.
Kusura bakmayın peder ama bir saat sonra yemeğe 20 kişi gelecek.
No offence, Reverend, but I have 20 people coming for dinner in an hour.
- Tatlım sanırım orada saat 1'i...
Well, sweetie, I think they're a good 20...
Herkesin altına yapmasının üzerinden 20 saat geçti, ve insanlar hala umutsuzca yaraları sarmaya çalışıyorlar
It's been just under twenty hours since everyone on earth pooped their pants, and people still roam their damaged homes with disbelief and loss!
Bak geçen ay,... bir uzay gemisi MlDAS Array'ın 20 metre ötesinden geçti, ilk hologramı göndermeden sadece bir kaç saat önce.
Look at this- - last month, a spacecraft passed within 20 meters of the midas Array, just hours before we sent the first hologram.
Saat 03 : 00 ile 03 : 20 arasında... hepsi gizemli bir şekilde kararıyor.
- No. They all mysteriously... went blank from about 3 : 00 a.m. to 3 : 20,
- Saat 07 : 20!
- We had decoder delays.
Bunun gibi 240 tane var yukarıda 12 değişik yörüngede, 20 uydu her halkada bir ana uydu her gece saat 10'da istasyon kontrolü ve yeniden programlama gibi şeyler için üstümüzden geçiyorlar
I've got 240 of these up there. 12 different orbital patterns, 20 satellites. The Mother satellite of each ring passes over us every night at 10 o'clock to allow for station keeping, re-programming, etc.
Dün saat 15 : 20'de Trans Marineris 74 Yanki adlı tren otomatik pilotla Güney Vadi'den döndü.
At 1520 hours yesterday a freight train, Trans Marineris 74 Yankee, returned from the southern valley on auto pilot.
- Seni 20 saat içinde görürüm.
- I'll see you in about 20 hours.
Bir kamyonu bir saatte hallediyoruz diyelim. İçine koyuyoruz, motoru çalıştırıyoruz, boşaltıp, temizliyoruz. 24 saat içinde, günde 1440 kere çarpı 20 kamyon.
Say one truckload an hour, including putting the contents in running the engines, removing the contents, cleaning the inevitable soiling on a 24-hour schedule, 1,440 a day times 20 trucks.
Hedefin buradan 20 millik mesafede... olacak yarın sabah saat 9da.
The target will be at a location... twenty-one clicks away, tomorrow morning at 0900.
20 saat içinde, her pakette 1 00.000 birim olacak.
In 20 hours, each pack will have 100,000 units.
Yarım saat ya da yirmi dakika kastettiğini sandım!
I thought you meant half an hour, 20 minutes!
Gerçek katil ise, ki o da "Edward Deverill" adını kullanmaktaydı, Londra treninden saat 10 : 20'de inip, aceleyle nişanlısıyla buluşmaya gidiyordu.
The true killer, who called himself Edward Deverill, arrives on a London train at only 10. : 20 and hurries to a meeting that he has with his fiancée.
Berlin'deki memuru 20 saat geçmeden bulmalısınız.
You must contact your probation officer in Berlin.
Saat 10'da banka açılacak ve kızın 20 yaşında olacak.
At 10 o'clock the bank will be open and your daughter will be twenty.
Bakalım. Saat 00 : 20.
Well, let's see.
- 20 dakika içinde başlayacak, saat 11'de.
- It's in 20 minutes.
20,000 $'lık saat ama sormadı bile?
A $ 20,000 watch and he didn't discuss it?
Forum Shops'taki Maarten's Jewellers'den 20,000 $'lık ısmarlama saat aldınız mı?
Did you order a $ 20,000 custom-made watch from a jeweller at the Forum Shops?
Saat sekizi yirmi geçiyor Elizabeth.
- Elizabeth, it's 8 : 20. Sorry.
24 Saat açık olan mini market bile 20 dakika önce kapandı.
The 24-hour mini-mart closed 20 minutes ago.
İki saat yirmi dakika boyunca bunu mu yaptın?
What do you do for the next 2 hours and 20 minutes?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]